English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ Ö ] / Öcü

Öcü tradutor Francês

304 parallel translation
Bekle, biraz bekle, az sonra öcü sana gelecek bıçağıyla birlikte. Küçük parçalar kesecek, SENDEN!
Attendez juste un instant, le vilain homme en noir va venir avec son petit hachoir, il vous coupera!
Bekle, biraz bekle, az sonra öcü gelecek...
Dans un instant, le vilain homme en noir va venir.
Oğlumun öcü alındığında, yine uyuyabileceğim.
Mais quand François sera vengé, je dormirai.
Dostumuz Rommel'in kuvvetlerimizin gözünde bir sihirbaz, bir öcü gibi... görünmesi giderek büyük bir tehlike haline dönüşmeye başladı. Onu gözümüzde çok fazla büyütüyoruz.
"Ll y a un vrai danger à ce que notre ami Rommel devienne une sorte de magicien, un croque-mitaine qui n'obsède que trop nos troupes."
- Karın öcü gibi mi?
Elle est affreuse?
Bu bir canavar, öyle mi? Bir tür öcü yani.
Un vrai croquemitaine...
yabancı bir kız mı yoksa Ragnar'ın öcü mü?
Une jeune étrangère ou la vengeance de Ragnar?
Bir Yakuza'ya saldırmanın öcü alınmalı.
Une offense faite à un Yakusa doit être vengée.
Bu sizin aranızda. Bir Yakuza'ya saldırmanın öcü alınmalı.
Une offense faite à un yakuza doit être vengée.
" Öcü olup çıkarsın İngilizceyi doğru kullandın mı
" L'Anglais qui parle bien, On le montre du doigt
Al götür, öcü. Ye, hadi.
"J'appelle le père fouettard si tu manges pas."
Öcü diye bir şey yoktur, varsa da bu onu uzak tutmaz.
C'est fini... mais s'il revenait, ceci ne le tiendrait pas à l'écart.
biz Fang Chengtian'ı arıyoruz... Şef Yang'ın öcü için
Nous cherchons Fang Cheng-tian pour venger le chef Yang.
"Doğru adam alınan öcü görünce sevinecek... " Ve ayaklarını kötünün kanında yıkayacak.
Le Juste se réjouira de voir la vengeance... et se lavera les pieds dans le sang du méchant.
Bugün birçok gözüpek şövalyenin öcü alınacak.
Aujourd'hui, le sang de plus d'un chevalier sera vengé.
- Öcü, öcü, öcü...
Le croquemitaine! Le croquemitaine!
Laurie öcü nedir?
Qu'est-ce que c'est, le croquemitaine?
- Çok utandım. Yüzüne bile bakamam. - Öcü dışarıda.
Je n'oserai même pas le regarder.
- Laurie... dışarıda. - Bekle. Laurie, öcü dışarıda.
Le croquemitaine, dehors.
Pekala. Öcü sadece Cadılar Bayramı'nda gelebilir, değil mi?
Le croquemitaine ne sort que pour Halloween.
- Bu öcü, değil mi? - Çabuk ol!
Vite!
Öcü müydü?
C'était le croquemitaine?
O öcü müydü?
C'était le croquemitaine?
Kocaman kıllı bir öcü mü?
Une crotte poilue?
Sus yoksa öcü gelir.
Sois sage, sinon il va t'emporter!
Nihayet Antonio'nun öcü alındı.
Antonio est enfin vengé!
Öcü adamdı.
C'était le croquemitaine?
'Öcü'kız. Yahudi olmayan, ikna edici hanımefendi.
C'est une femme non juive, de foi catholique.
- Arcane'in öcü zihniyeti, ha?
- Vous croyez au croque-mitaine?
Öcü....
Des démons.
Sadece bir öcü olduğunu hatırlıyorum.
Tout ce dont je me souviens, c'est que je rêve d'un monstre.
Öcü mü?
Un monstre?
Biliyorsun, Amanda, öcü diye bir şey yok.
Tu sais, les monstres n'existent pas.
Duvarımdaki öcü öldürdü onu.
Le monstre qui vit dans le mur a tué Polly.
Adaletin öcü adına Hyboria kraliyetinde gösterdiği çaba, efsaneye dönüştü.
Dans le royaume hyborien, sa quête de la justice et de la vengeance devint une légende.
Adaletin öcü ve dürüstlük adına vereceğin mücadelede kimsede eşi benzeri
Mais dans ta quête de la justice et de la vengeance, il te faudra une grande force
Öcü kostümünü giymiş zaten.
Il l'est, c'est le croque-mitaine.
Han'ım, Shahzaman'ın öcü için beraber savaşacağız.
Ö Khan, nous lutterons a tes cötés pour venger Shahzaman.
Öcü. Öcü.
Croquemitaine.
Jamie'nin dayısı öcü.
L'oncle de Jamie est le croquemitaine.
Jamielerin evinde her gün cadılar bayramı olur. Öcü.
C'est tous les jours Halloween pour elle.
Teşekkürler, Öcü.
Oh, merci, mon lutin.
Bana gel, Öcü.
Viens ici, mon lutin.
Belki, ama öcü henüz kasabaya geldi.
Peut-être, mais le croquemitaine vient d'arriver en ville.
Ya, ondan sonra dışarıda hep beraber öcü palyaçolarca öldürülürüz.
Comme ça, on se fera tous tuer par les méchants clowns affreux, dehors.
Söyle bakalım, nasıl bir öcü gördün?
Quel genre de croque-mitaine avez-vous vu?
Peki ya öcü?
Et le croquemitaine?
- Öcü orada!
Le croquemitaine!
Öcü yok.
Le croquemitaine n'existe pas.
Doğru. Bir grup saplantısı paylaşıyorlar bir öcü, daha iyi bir kelime bulamıyorum.
Oui et partagent la même hallucination :
- Çünkü dayın öcü.
Ton oncle est le croquemitaine.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]