Öldüm tradutor Francês
1,590 parallel translation
Harika, baba. İşte şimdi öldüm.
Super, je suis mort maintenant.
Eğer bu işi mahkemeye bırakırsan ben öldüm demektir.
Si vous me laissez tomber au tribunal, je suis foutu.
12 yaşımda tekrar öldüm, ve sonraki her yıl tekrar.
Puis quand j'avais 12 ans, et encore l'an dernier.
Ben öldüm.
Je suis mort.
ben hala hayattaydım boğularak öldüm.
Pour ton information... j'ai survécu à tout ça. J'ai eu le droit à la noyade.
O zaman öldüm ben.
- Alors j'suis mort.
Lex, Ben öldüm.
Lex, j'étais morte.
Öldüm ve geri geldim.
J'étais morte, et je suis revenue à la vie.
Ben seninle öldüm.
Je suis mort avec toi.
- Nasıl öldüm?
- Comment ça, décédé?
Eğer bunu okuyorsanız, ben öldüm demektir ve benim hazinemin öyküsünü öğreneceksin.
Si vous lisez ceci, je suis mort, et vous êtes sur le point d'apprendre l'histoire de mon trésor.
Öldüm açlıktan!
Je suis affamé comme Lee Marvin * ( * Cockney Rhyming Slang : "Lee Marvin" rime avec "starving" ).
Öldüm ve cennete geldim galiba.
Taylor, c'est stupéfiant.
Öldüm mü? !
Je suis mort?
Öldüm ben.
- On la voit quand? - Le match...
Öldüm ve cennete geldim.
Je suis mort et je suis monté au paradis.
Eğer burada olduğumu öğrenirlerse, eğer tek laf bile edersem, öldüm demektir.
Je peux partir? S'ils savent que je suis ici, si je parle, je suis morte.
Ben öldüm, tamam.
Je suis mort, c'est bon!
Alkollüsün. - Senin için öldüm mü?
Et tu sais pourquoi?
" Hiç kimseyi sevmeden öldüm.
Je suis morte sans connaître l'amour.
Eğer annemler seni bulurlarsa, öldüm demektir.
Si mes parents te trouvent, je suis fichue.
Sen daha küçükken, ben, sana bir şans verebilek için öldüm.
Quand tu étais petit, je suis mort en voulant te donner une chance de vivre.
Ama öldüm.
Mais je suis mort.
Yıllar boyu orada kaldım, bekledim, bekledim, herkes beni unuttu... Sonra öldüm.
Je suis restée ici des années... à attendre, attendre... oubliée de tous... puis je suis morte.
Ben öldüm öyleyse, başkaları da ölmeli.
Je suis morte... les autres doivent mourir aussi.
Ben öldüm...
Je suis morte...
Öldüm.
Je suis mort.
Sanırım öldüm ve cennete gittim.
Je pense que je suis morte et que je suis allée au Paradis.
Orada öylece yatıp kanıyordum, ve sonra öldüm.
Je suis étendu, là, en sang... Et ensuite je meurs.
Evet, Christoffer, işte öldüm.
Et bien Christoffer, maintenant je suis mort.
Mesela "Merhaba, ben öldüm."
"Salut, je suis mort."
Ben öldüm mü?
Suis-je mort?
- Daha yeni öldüm.
- Je suis mort.
Senin için öldüm mü?
Je n'existe plus pour toi?
Ben öldüm zaten.
- car je suis déjà mort. - Kévin,
- "Ben öldüm mü?"
Je suis mort?
- Bir kere öldüm.
- Je suis mort une fois.
Ben daha önce öldüm.
Je suis déjà morte avant.
Ben yedi yıl önce öldüm.
Je suis mort il y a 7 ans.
Dün öldüm.
Je suis morte hier.
Ben teknik olarak iki kere öldüm.
Je suis techniquement mort deux fois.
Bir dahaki sefere hikayenin "Sonra da öldüm" diye biteceğini düşünmeye başladım.
Je suis presque sur, que la prochaine fois ça finira par "et alors, je suis mort."
Öldüm.
Je suis morte.
- Tamam, öldüm! Öldüm!
- C'est bon, je suis mort!
Ancak fazla alırsam adil olur, bunun için öldüm ben.
Normal que je touche plus. J'y ai laissé la vie.
Dikkatimi bir an bile kaybedersem, öldüm demektir.
Si je me déconcentre pendant une seconde, je suis mort.
Babam evde olmadığımı farkederse, öldüm demektir.
Si mes vieux voient que je suis parti, je suis mort.
Ben öldüm.
Je suis mort!
Öldüm.
Ca y est, j'suis mort!
"Öldüm mü?"
Je suis mort?
shanti ile bende öldüm,
Cette nuit-là, Shanti n'est pas morte seule!