Öleceksin tradutor Francês
2,324 parallel translation
Çıkışa koş yoksa yakında öleceksin!
Sauve-toi, tu es trop jeune pour mourir!
Eğer burada kalırsan, öleceksin.
C'est le seul moyen. Si tu restes ici, tu vas mourir.
Yakında öleceksin.
Tu vas bientôt mourir.
O lanet olası çipi takdırdım ve şimdi bu arada oturup ölmeyi bekliyorum! - Ve öleceksin. Polis yola çıktı.
je suis assise là attendant de mourir!
Dışarı gidersen, öleceksin.
Si tu sors, t'es mort.
Seni bir daha gördüğümde öleceksin. Duydun mu?
Si je te revois, je te tue.
Konuşsan iyi edersin yoksa öleceksin.
Parlez ou vous allez mourir.
"Konuş yoksa öleceksin" mi?
"Parlez ou vous allez mourir"?
Öleceksin!
Vous allez mourir!
Ya polislerle beraber olmamı sağlayıp yaptıklarını itiraf edeceksin ya da Sonny Battaglia ile beraber olmamı sağlayıp öleceksin.
Ou je me fais bien voir des flics, et vous avouez vos crimes, ou je me fais bien voir de Sonny Battaglia, et vous mourrez.
Merak etme, öleceksin.
Tu peux mourir.
Bir Scofield olarak doğmuştun ama bir Burrows olarak öleceksin.
Tu es né Scofield. Mais tu mourras comme un Burrows.
Ameliyat olmazsan öleceksin.
- Avec une joue en moins? Sans opération, vous allez mourir.
Yarın öleceksin.
C'est demain que tu mourras.
Paranoyadan öleceksin, Ray.
- La paranoïa te tuera, Ray.
Donarak öleceksin.
Vous allez mourir de froid.
Bu yüzden şimdi öleceksin.
Maintenant, tu vas mourir.
Tedavi olmazsan, 6 ay içinde öleceksin.
- Sans soin, je vous donne 6 mois.
Sen de burada öleceksin.
Vous allez aussi mourir ici?
- Öleceksin, Walter.
Vous allez mourir, Walter!
Fakir, sarhoş ve yalnız öleceksin.
Tu vas mourir pauvre, saoul... et seul.
Öleceksin Hamlet.
Hamlet, tu es assassiné.
Sanırım öleceksin.
Tu es mourante.
Yalnız öleceksin.
Tu mourras seul.
Orada öleceksin.
Vous allez mourir.
Yani benimle öleceksin.
Alors, tu mourras avec moi.
Yeni bir kalbin olmazsa öleceksin.
Sans un nouveau cœur, tu vas mourir.
Burada kalırsan kan kaybından öleceksin.
Mais si vous restez, vous mourrez.
Belki de öleceksin.
Tu ne seras peut-être... plus là.
Kes yemeyi yoksa öleceksin.
Arrête. Ça pourrait te tuer!
- Ne zaman öleceksin? - Bir yıl içinde.
- Alors quand est-ce que vous allez mourir?
Açmasını sağla yoksa öleceksin.
S'il répond pas, tu vas mourir.
Öleceksin.
Vous mourrez.
Sana söylediğim şeyi yapmazsan öleceksin.
Faites ce que je dis ou vous mourrez.
Ki bunu yaparlarsa öleceksin.
Ce qui vous tuerait en même temps. Euh...
Eğer yüzmezsen, öleceksin.
- Si tu nages pas dedans, tu vas crever.
Yolda öleceksin ve ben mahvolacağım.
Tu vas mourir sur la route. J'vais être foutue!
Sonra da sen, yavaş yavaş öleceksin.
Et tu crèveras à petit feu.
Bana taşı nerden bulduğunu söyle yoksa herkesle birlikte öleceksin.
Dites tout ce que tu vas mourir si vous me dire où il a trouvé la pierre.
Öleceksin Nick.
Tu seras tué, Nick.
Öleceksin! Aisling, eğer denemezsem kitap asla tamamlanmayacak.
- Aisling, si je ne tente rien le livre ne sera jamais terminé.
Klingonca "Bakir olarak öleceksin" nasıl denir?
Quelle est la traduction Klingon pour : "Tu vas mourir puceau"?
Öleceksin.
Que tu vas mourir.
Senin için yapabileceğim hiçbir şey yok, evlat, kaybettiysen öleceksin.
Je ne peux rien faire pour toi, mon garçon Si vous perdez, vous mourrez
Ya burada öleceksin, ya da cinayetten sınır dışı edileceksin.
Tu vas mourir ou tu vas plonger pour meurtre.
Hayır, kan kaybından öleceksin.
- Non, tu vas perdre ton sang.
Şimdi gidersen, öleceksin.
Partez maintenant et vous mourrez.
Öleceksin.
Tu va mourir.
Bu yüzden, öleceksin.
- Pour ça, tu mourras en dernier.
Nereyi kestiğimin önemi yok, zaten öleceksin, değil mi?
Je sais.
Burada kalırsan öleceksin!
Tu mourras si tu restes!
öleceksiniz 32
öleceğim 150
öleceğiz 96
ölecek 118
ölecek mi 35
ölecek miyim 32
öleceğimi sandım 17
ölecekler 24
öleceğim 150
öleceğiz 96
ölecek 118
ölecek mi 35
ölecek miyim 32
öleceğimi sandım 17
ölecekler 24