Ölümcül tradutor Francês
4,774 parallel translation
"Çoklu ölümcül yaralanma" diye başlık atsam işini görür mü?
Fractures et blessures multiples.
Dr DeBryn'e göre çoklu ölümcül yaralanmalar.
- Fractures et blessures multiples.
Sporcu bedeninin tutkulu hareketleriyle sizi ele geçirip ölümcül darbeyi Thomas Mann'le ve feminist düşünceleriyle vurdu değil mi? Leziz.
Vous vous prêteriez volontiers à une séance de gymnastique érotique ponctuée d'extraits de Thomas Mann.
Bir daha olursa sen ve ailen için ölümcül olur.
Une autre serait fatale... pour vous et votre famille.
Sonra da kızın Connie olmadığını anladınız, müvekkilim Sandra Panitch'ti. Ölümcül aşk üçgenine giren masum bir kız.
Ensuite vous avez remarqué que ce n'était pas du tout Connie, c'était ma cliente Sandra Panitch, un innocente fille qui est entrée dans un triangle de l'amour mortel.
Otopsi, ölümcül hasta olduğunu ortaya çıkardı.
L'autopsie a révélé qu'il était gravement malade.
İntihar ölümcül bir günah.
Se suicider est un péché mortel.
Küçük, günlük gezinin ölümcül sonuçlar doğurabileceğini anladın mı?
Comprends-tu que ton petit voyage de quelques jours pourrait avoir des conséquences fatales?
Ölümcül olmadan böyle bir isim alamazsın, değil mi?
Vous ne obtenez pas un nom comme ça sauf si vous êtes mortelle, non?
En ölümcül Ansatsuken teknikleri ancak Satsui no Hado özümsenerek zihninle, bedeninle, Ki ve tekniğinle rakibine odaklanarak elde edilebilir.
Les arcanes les plus dévastatrices du Ansatsu-Ken ne peuvent être atteintes qu'en utilisant le Satsui no Hado à travers le corps, l'esprit, le ki et la technique pour le relâcher sur votre adversaire.
Ve bunun ölümcül hatam olduğunu kabul ediyorum.
Et j'ai accepté que c'était mon dernier défaut.
Ölümcül değildir ama çok etkilidir.
C'est pas mortel, mais ça les calme.
Kuzey Klanı ateş fırlatmalarıyla Batı Denizi'nin Hayaletleri avlanmalarıyla Kutsal Çöl Ejderhaları ise ısırıklarıyla Denizkızları ise karşı çıkılamaz ölümcül çekicilikleriyle.
le clan du sud avec leur fouet de feu. les spectres chasseurs des mers du sud. Les puissants dragon du desert avec leurs morsures encore plus puissante.
- Evet. - Büyük ve ölümcül avlara.
- Le gros gibier.
O sıralar Nazi'lerden daha büyük ve ölümcül bir av yoktu.
Or quoi de plus gros et redoutable qu'un nazi?
- Ölümcül birşey.
- C'est mortel.
Yaşamı ölümcül morötesi ışınlardan koruyan doğal güneş kremi yok olmaya başladı.
L'écran solaire naturel qui protège la vie des rayons mortels ultraviolets était grignoté.
Ama bu zalim ortamda bir yaşam türü gelişmeyi sürdürdü. Atık madde olarak ölümcül hidrojen sülfit gazı çıkaran bakteriler.
Mais un genre de vie a prospéré dans cet environnement brutal... les bactéries qui produisent du gaz mortel de sulfure d'hydrogène comme déchets.
Ölümcül sıcaklık dalgaları, rekor miktarda kuraklıklar yükselen deniz seviyeleri, kitlesel yok olan türler.
Vagues de chaleur mortelles, sécheresses, augmentation du niveau de la mer, extinction massive d'espèces animales.
Dünyanın en güçlü iki ülkesi birbiriyle savaşıyor ve ölümcül bir hırsla hareket ediyordu.
Les combattants étaient les deux plus grandes puissances mondiales.
Ölümcül bir rekabetten doğan bir proje müşterek varlığımızı fark etmemizi sağlamıştır.
Un projet conçu d'une concurrence mortelle nous a fait reconnaître notre communauté.
Ceseti bulamasak da evdeki kan miktarı kurbanın ölümcül darbeler aldığını kanıtlıyor.
Bien qu'on n'ait pas trouvé de corps, la quantité de sang dans la maison indiquerait que les blessures de la victime ont été fatales.
Sürekli yapacağın en ufak hareket ölümcül olabilir.
Le moindre effort trop soutenu pourrait vous être fatal.
Birkaç kez sokarlarsa, ölümcül olur.
II suffit de quelques piqûres.
Aromatik, zehirli ve ölümcül.
plante aromatique, empoisonnée et mortelle.
Zehirli ve ölümcül olmalarına fazla takıldınız bence.
Vous faites une fixette sur "empoisonnée et mortelle".
Ölümcül hastalığa yakalanan sen değilsin.
Ce n'est pas vous qui êtes infecté par une maladie mortelle.
Ölümcül bir hastalık ve henüz bilinen bir tedavisi yok.
C'est une maladie mortelle qu'on ne sait pas guérir.
Onu, ölümcül bir salgının ortasında, tedavisi olmayan bir virüsten korumamı mı istiyorsun?
Vous me demandez de le protéger au milieu d'une épidémie mortelle d'un virus incurable.
Obelisk'i ve ölümcül güçlerini absorbe etmiş olmalı.
Il a dû absorber l'Obelisk et ces pouvoirs mortels.
Ölümcül cazibesiyle fransız Charcoal Briquette ve içme suyunun ezeli düşmanı, Lağımcı.
Pelette Debois, la femme fatale française et l'ennemie de l'eau potable, le Fractureur.
Dedenin ölümcül hasta olduğunu, seni dinlemek istediğini falan söyle.
Dis que tu le fais pour ton grand-père malade ou une connerie du genre.
Evet, evet. Türünüzün bir ısırığının bir köken vampir için ölümcül olduğu âşikar.
Bien sûr, une de vos morsures n'est pas mortelle pour un Original.
- Ona ölümcül düzeyde ilaç verdim. Yüksek derecede toksik bir ilaç.
- Je lui ai donné une dose mortelle d'un poison hautement toxique.
Son derece ölümcül
Très mortelle.
Ölümcül Gece Gölgesi olarak da bilinir.
Communément appelée la Belle dame.
Yani, kesinlikle ölümcül 2 minik meyve yada bir yaprak yetişkin bir adamı öldürebilir.
C'est donc bien toxique? Deux petites baies ou une seule feuille peut tuer un homme adulte.
Hastalığı ölümcül ve ben onun acı çekmesine izin vermeyeceğim.
Il est en phase terminale, je ne le laisserai pas souffrir.
Ölümcül bir vuruş.
Il est touché au ventre.
Su altında veya ölümcül sporlu bitkileri ararken de işe yarıyor.
Ou sous l'eau. Ou quand on cherche des plantes avec des spores mortels.
Tüm teatiler değersiz kızgınlıklar ölümcül ifşaatlar yavan felaket ilanları.
Tous les échanges, les moindres agacements, les révélations fatales, les annonces de catastrophes.
Bu, onlara inanan hasta için fazlasıyla ölümcül olabilir.
Même si cela peut être mortel pour le patient qui les croit.
Bulaşıcı, ölümcül bir hastalıktır.
C'est une maladie brutale et contagieuse
Ucuz bir uyuşturucu. Ve ölümcül.
Une drogue peu chère, et mortelle
Cihatçı Özgürlük Cephesinin bu ölümcül saldırıyı yönettiği raporları geliyor...
Il nous a été reporté que le Jihadist Liberation Front aurait organisé l'attaque mortelle de ce matin.
Bu sabahki ölümcül saldırının Cihatçı Özgürlük Cephesi tarafından yapıldığı bilgisi geldi.
Il nous a été reporté que le Jihadist Liberation Front aurait organisé l'attaque mortelle de ce matin.
Zehir etkisi deşici virüsünü vampirler için çok daha ölümcül yapacak.
L'addition du venin rendrait le virus de l'éventreur encore pire pour les vampires.
Bu ölümcül olduğu anlamına geliyor.
Ça veut dire que c'est fatal.
Gerçekten bir kaçak yapsaydı sonucu ölümcül olabilirdi. Ölümcül derken devasa bir patlama tarzında.
Si ça fuyait, ce serait mortel, mortel comme une grosse explosion.
Soygun, silahlı soygun saldırı, ölümcül silahla saldırı, silahlı soygun.
Agression, agression armée, vol à main armée. Ce type mène des équipes.
Düdüklü tencerenin parçalara ayrılması dijital saat gibi basit bir elektronik cihazla ateşlendiğinde ölümcül şarapnel parçaları yaratıyor.
Et la fragmentation de l'auto-cuiseur lui-même crée des éclats mortels en cas d'explosion en utilisant un simple appareil électronique comme une montre digitale