English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ Ö ] / Örnek olarak

Örnek olarak tradutor Francês

438 parallel translation
Örnek olarak, yeni ölmüş olan Walter Bedeker büyük bir yaşama arzusu olan bu adamcağız şeytan, kendi sıkıntısı ve Alacakaranlık Kuşağı'ndaki düzenin işleyişi tarafından mağlup edildi.
Prenez l'exemple de Walter Bedeker, récemment décédé. Un petit homme si anxieux de vivre, rattrapé par le diable, par l'ennui, et par le cours des choses, dans la Quatrième dimension.
Bu odadan çıkarken... dedi ki- - bunu sadece bir örnek olarak gör dedi.
Quand il est sorti de cette chambre... il a dit... il a dit de ne considérer ça que comme un échantillon.
Kimse beni hatırlamaz, ders verici bir örnek olarak bile.
Tout le monde a oublié ce qui est arrivé.
İşte, örnek olarak, şu saç meselesinin özünde yatan da budur.
Ainsi, le problème des cheveux longs...
Gladyatör Claudius Marcus son barbar, William B. Harrison'ı öldürdü. çok muhteşem bir örnek olarak...
Le gladiateur Claudius Marcus a tué le dernier barbare, William Harrison, illustrant parfaitement...
Güzel yasaları olan insani bir rejim bu. Örnek olarak, ölü yakılmasına izin veren tek rejim.
C'est un pays humain, il a de bonnes lois, comme la loi sur la crémation.
Ya, eğer biz Zira ve ben burda olmasaydık, o o hala burada olacaktı, iki arkadaşıyla birlikte Zaius müzesi büyük salonunda, doldurulmuş bir örnek olarak.
Sans l'insistance de Zira, il serait toujours ici, empaillé dans le hall du musée Zaius avec ses deux amis.
Ve vatandaşlarımız için örnek olarak görüleceksin.
Tu seras un modèle honoré par nos hommes.
Bunu örnek olarak al ve sakla, Charlie. Vakum pompasını çalıştırın.
Fermez hermétiquement et enclenchez la pompe d'aspiration.
Umarım hoşuna gidecek bir şey örnek olarak... Nasıl denir? Yeni anlayışımızın bir sembolü olarak.
Une qui, je l'espère, vous fera plaisir... en guise... comment dire... de symbole de notre nouvelle entente.
Benim bir kuramım var ve ben seni bir örnek olarak kullanmak istiyorum, eğer rahatsız olmazsan.
J'ai une théorie. Je vous prends comme exemple. Je vous en prie.
Örnek olarak üstün görüş ya da işitme, evdeki sarsıntılar kapalı kapılardan geçme, aniden esen rüzgârlar havaya yükselmeler, yazı yazmalar ya da başka dilde konuşmaları verebiliriz.
Apparitions, maisons qui tremblent, vents... lévitations, écriture automatique ou parole inspirée!
Haklısın sanırım ama örnek olarak... az önce yanlış aramayı yapan sanırım bir kadındı çünkü, eğer yanlış arayan bir kadın olursa... işte o zaman "özür dilerim yanlış oldu" deriz.
Vous devez avoir raison. C'est un peu comme... C'est une femme qui vient de vous appeler, n'est-ce pas?
Örnek olarak burada görebilirsiniz.
Nous le voyons ici.
Dünyadışı yaşama ait olarak, ne kadar basit olursa olsun bir mikrop örnek olarak verilerek, biyolojiye katkı sağlanabilir.
Etudier un exemple de vie extraterrestre... même le plus modeste, comme un vulgaire microbe... ouvrirait les portes de la biologie.
Ayın fethi örnek olarak
La conquête de la lune, par exemple :
Ve bize şunu anımsatmıyor mu, örnek olarak uzayın derinliklerine gitmeyi. Üzerinde yaşadığımız gezegen hakkında daha fazla bilgiye sahip olmamız gerekiyor.
Ce qui nous fait penser par exemple qu'avant de nous risquer dans l'espace nous devrions être plus informés sur ce qu'il passe sur notre planète
Bilirsiniz, örnek olarak gösterdiğiniz birisi?
Pour vous servir d'exemple?
Hayır, konuyu açmadım. Sadece ikimizin de hiç söylemeyeceği bir şeye örnek olarak söyledim.
J'ai juste donné comme exemple un truc qu'aucun de nous ne dirait.
- Rasgele bir örnek olarak verdim.
Je la nomme au hasard.
Merak etme, bunun içi doldurulup, örnek olarak kavanozda teşhir edilebilir.
Ne t'en fais pas, elle nous sera très utile.
RED RODNEY bugün, üstün müzikal yeteneğe ve özgür uyuşturucu yaşamına örnek olarak aktif performansını sürdürüyor.
RED RODNEY donne toujours l'exemple... d'une excellente carrière musicale, d'une vie libérée de la drogue.
Örnek olarak, kendi yaptığım bir çalışmayı göstereyim.
Puis-je vous taquiner avec une petite œuvre de mon crû?
Örnek olarak, bir, iki ve üç.
En voici une, deux et trois.
Örnek olarak bizim okulu ele alalım.
Notre école en est l'exemple.
Gaston'unki gibi bir çukur yoktur Örnek olarak, evet, gözdağı veriyorum
J'ai un corps d'Apollon Du plomb dans la tête
Örnek olarak Scooby Doo'yu alalım, yani.
Scooby Doo, par exemple.
Son 200 yıldaki ilerlemeye, en önemli örnek olarak neyi görüyorsunuz?
Ie plus marquant du progrès depuis ces 200 dernières années?
Maud beni örnek olarak mı verdi?
Maude m'a cité en exemple?
Goya'daki canavarlık kavramı örnek olarak Crumb'ın tehditkar kuş kafalı kadınlarında ortaya çıkıyor.
On retrouve le sens de la monstruosité de Goya dans ces femmes menaçantes à tête d'oiseau.
Sonuç olarak Yui orada kayboldu ve ondan kalan tek örnek ile Ayanami serileri yaratıldı.
Le résultat fut que Yui-kun a disparue ici pour créer la série Ayanami.
Son olarak, sizlere pranga kampları sisteminin, karakter gelişimine katkısının değerine kanıt olarak, bugün burada bizlere sunulmuş olan davanın kendisini örnek gösterebilirim Pranga kampına işe yaramaz bir serseri olarak katılan ve oradan çok büyük bir şehrin en değerli ve saygın vatandaşlarından biri olmak üzere ayrılan James Allen'ın davasını.
Enfin, pour prouver que les travaux forcés sont très utiles pour forger le caractère, je ne saurai que prendre en exemple l'affaire que nous traitons aujourd'hui, l'affaire James Allen, qui n'était qu'un vagabond à son arrivé au pénitencier, et qui l'a quitté pour devenir, dans une grande ville, l'un des citoyens les plus méritants et les plus respectés.
Ve son olarak, James Allen bütün bir yıl boyunca, sabırlı ve şikayet etmeyen örnek bir mahkum olmakla kalmadı aynı zamanda sizlere sayısız kurum ve seçkin bireyden gelen ve onun affı için size yalvaran mektuplar sunduk.
Non seulement James Allen a été un prisonnier modèle, il a été patient, il ne s'est pas plaint pendant un an, mais nous recevons des lettres d'innombrables organisations, et de personnalités qui demandent que vous lui accordiez sa grâce.
"Bunu sır tutacaklarına dair söz veren bir sürü insandan." Örnek vermek gerekirse : 'Yalnız'Rhodes, General Haynesworth ile tam olarak ne konuşacak acaba?
De quoi Lonesome Rhodes va-t-il parler avec le Général Hainesworth?
Savunmanın şahit olarak iddia makamını çağırdığı bir örnek ben bilmiyorum.
Je ne connais pas de cas où la défense ait appelé à la barre l'avocat général.
Oysa ben bir centilmen ve üniversite mezunuyum. Ayrıca 15 yıldır örnek bir koca olarak görünüyorum.
Moi, je suis de bonne famille, diplômé, et mari fidèle depuis 15 ans.
Ama yetişkin olarak katlanman gereken şeylere bir örnek.
Mais c'est un exemple des choses qu'un adulte doit accepter.
Kendimi iyi bir örnek olarak göstermedim ki.
- Je ne me pose pas en exemple.
Kardeşlerin için de öyle çünkü doğal olarak, onlar seni örnek alıyorlar.
Pense à ton frère et ta sœur. Car bien entendu, ils t'imitent.
Örnek imza olarak buraya imzanızı atın.
Signez ici.
Oğlun gibi mükemmel bir örnek Nazi vatandaşının babası olarak... 6 MAYIS PERŞEMBE 09 : 35
Nous pensions qu'à l'exemple de votre fils courageux... vous pourriez personnifier- - "Le jeudi, 6 mai, 9 h 35"
İnsanlar ve Ziyaretçiler olarak, hepimizin ortak bir hedefe yönelik... olarak hareket etmemizin dünyaya örnek teşkil edeceğine inanıyorum.
Je suis sûr qu'ensemble, humains et Visiteurs, nous donnerons au monde l'exemple d'une unité tendant vers le même but.
Gerçekten, Bounty'yi komuta edişiyle ilgili olarak, Teğmen Bligh'ı cesaretinden ve örnek alınası denizciliğinden ötürü kutlarız.
Au contraire, pour son commandement de la chaloupe du Bounty, nous le louons pour son courage et ses qualités exemplaires de marin.
Örnek model olarak mı? !
Ka-kui, un exemple?
Güvenlik şefi olarak Jook Bo bize örnek olmamalıdır.
Zhu Po, le chef des gardes, a commis ce vol.
Bu geminin Birinci Süvarisi olarak, herkese örnek olmalıyım.
Je suis l'officier en second de ce vaisseau. Je dois donner l'exemple.
Kültürel bir bağlantı olarak ise, pek de iyi bir örnek değilim.
En tant que contact culturel, je ne suis pas très efficace.
Azınlıklara, bilhassa siyahlara gelince son 400 yıldır bir halk olarak bizler, medeniyet tarihindeki en büyük davranış değişikliğine örnek gösterilebiliriz.
Les minorités, et surtout les noirs, en tant que peuple, depuis 400 ans, nous sommes le meilleur exemple de modification de comportement dans l'histoire de la civilisation.
Kimyasal olarak aynılar, fakat ışınlayıcıdan alınan organik örnek kopyalanmış madde gibi çok sayıda tekil ikil hatası gösteriyor.
Chimiquement, elles sont identiques. Mais l'échantillon provenant du téléporteur comporte des erreurs, on dirait de la matière synthétique.
Örnekler Yüzbaşı Kelly'nin vücudundakilerle... ve örnek kabındakiyle tam olarak uyuşuyor.
Leur forme est la même que celle des résidus trouvés sur le Lt Kelly et dans le conteneur.
Kıdemli bir öğrenci olarak diğerlerine örnek olmalıydın
Toi, l'aîné de tous les frères, tu es le pire de tous. Tu t'amuses tout en apprenant.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]