Üzülecek bir şey yok tradutor Francês
20 parallel translation
- Sevgili kızım üzülecek bir şey yok. Babanı arayacağız, seni temin ederim.
- Nous prendrons soin de votre père.
Saçmalama. Bunda üzülecek bir şey yok.
Ne le soyez pas.
Bunda üzülecek bir şey yok canım.
Il n'y a pas de quoi se fâcher, mon chéri.
Bakın kızlar, gerçekten üzülecek bir şey yok.
Y a pas de quoi vous emballer, les filles.
Düşünüyorum da, iyi bir anlaşma, üzülecek bir şey yok.
Tu es content qu'elle ait accepté. Tu as la paix.
Bunda üzülecek bir şey yok.
T'as pas de quoi être désolée.
- Bunda üzülecek bir şey yok.
- Cela ne serait pas honteux.
Ölümde üzülecek bir şey yok.
La mort n'est pas triste.
- Hayır, üzülecek bir şey yok.
- Tu n'as aucun reproche à te faire.
Boşver ufaklık, üzülecek bir şey yok.
T'en fais pas, p tit gars!
Sakin, üzülecek bir şey yok.
Du calme, tu n'as pas à t'inquiéter.
Bence çok da üzülecek bir şey yok.
C'était plutôt une bonne chose.
Ama üzülecek bir şey yok.
Ca s'est terminé il y a un an.
Doğuracak falan değilim. Yani üzülecek bir şey yok.
J'ai pas l'intention d'aller au terme, alors y a pas de quoi s'énerver.
Tamam, üzülecek bir şey yok demek ki.
Elle est vénale.
Ama üzülecek bir şey yok
Griffin va bientôt aller à la fosse,... .... avec Tara. Ho...
- Hayır, üzülecek bir şey yok.
- Non, t'excuse pas, je comprends.
Josh, eminim biraz gerginsin, Ama seni temin ederim ki üzülecek bir şey yok.
Josh, je me doute que tu es nerveux, mais je peux te garantir qu'il n'y a pas de quoi s'inquiéter.
Bunda üzülecek bir şey yok.
- Il ne faut pas.
Bak, daha önce de söylediğim gibi, bunda üzülecek fazla bir şey yok.
Je sais que ce n'est pas facile.