Üçünüz tradutor Francês
592 parallel translation
Siz üçünüz kalanlar için dövüşün.
Disputez-vous les deux autres.
Siz üçünüz, şuraya girin.
Rentrez là-dedans, tous les trois.
Eminim ki üçünüz batıdaki hayatınızda çok mutlu olacaksınız.
Je suis sûr que vous serez heureux, tous les trois, à la frontière de l'Ouest.
Bu büyüklükte bir odada sadece üçünüz mü kalıyorsunuz?
Juste trois femmes dans une pièce si grande?
Siz üçünüz, anneniz Fanny ve David olacak.
Vous serez tous les trois, avec maman, fanny et david.
Siz üçünüz, oraya gidin ve herkesi dışarı çıkarın.
Vous trois par là. Faites attendre les gens.
Sadece üçünüz.
- Tous les trois?
Siz üçünüz kahvaltıyı hazırlayın.
Vous trois ferez le petit-déjeuner.
Burayı üçünüz idare ediyorsunuz.
Vous trois dirigez l'affaire.
Siz üçünüz kalıyorsunuz. Kâğıt çekmeye ne dersiniz?
Il ne reste plus que vous trois.
Bana sorarsanız, üçünüz de değerinizin iki katını alıyorsunuz.
Tous les trois, vous êtes encore trop payés.
Sadece üçünüz mü?
Trois seulement?
Siz üçünüz, benimle gelin.
Vous, avec moi.
Eminim üçünüz papağanı yakalayabilirsiniz. Ama merdiven yok.
Trois contre un, ça doit suffire!
Üç küçücük odada, siz üçünüz ve minicik bir bebek.
Vous trois et le bèbè, dans trois petites pièces.
Siz üçünüz değil miydiniz tuğla fabrikasının etrafında sinsice dolaşan?
Il me semblait que vous étiez 3 à rôder par ici, près de la briqueterie.
Siz üçünüz çok iyi birer istisnasınız.
Vous etes tous trois des specimens exceptionnels.
Sorun çıkarmayacağınızı umuyorduk ama üçünüz de tutuklusunuz.
Soyez raisonnables. Sinon, nous vous arrêtons, tous les trois.
- Yeniden içeri! Siz üçünüz bizimle geleceksiniz.
Vous trois, on vous emmène.
- Siz üçünüz nasıl buraya geldiniz?
- Pourquoi êtes-vous ici?
Size nerede olduğunu söylerim ve üçünüz gidersiniz ama kadın burada kalacak.
Je vais vous dire où est l'épave, et vous trois pourrez partir, et la femme restera ici.
Ama neden siz üçünüz de ölesiniz -
Pourquoi trois d'entre vous devriez mourir...
Siz üçünüz olduğunuz yerde kalın.
Plus un geste, vous trois.
Unutmayın, hala benim yasal sorumluluğum altındasınız, üçünüz de.
N'oubliez pas que vous êtes sous mon autorité, tous les trois.
üçünüz de çıkın dışarı.
Dehors, vous trois.
O harika yatta yalnız üçünüz olacaksınız.
Rien que vous trois sur ce gros bateau.
Siz üçünüz, hep burada kalın, makineye bakmayın.
Vous trois, restez toujours à cet endroit, ne regardez pas l'appareil
Siz üçünüz birkaç gün daha burada bekleyip sonra dönün.
Vous trois, attendez encore deux jours, puis rentrez.
- Sadece siz üçünüz mü?
- Aucune de vous trois?
Seni kıskandım üçünüz de kaplıcalara mı gidiyorsunuz?
Je t'envie... Vous vous rendez aux bains?
Siz üçünüz acınası haldesiniz.
Vous êtes tous les trois pathétiques.
Siz üçünüz Imagawa'ya mal taşımakla görevliydiniz.
Vous étiez tous trois responsables de la livraison des marchandises à Imagawa.
Siz üçünüz bana lazımsınız.
J'ai besoin de vous trois.
Siz üçünüz, devam edin.
Maintenant, vous trois. Allez.
- Ama yalnızca üçünüz varsınız.
- Mais vous n'êtes que trois.
Ey Tanrım, evlatlarım üçünüz birden kral olamazsınız ki.
Mon Dieu, fils, vous ne pouvez tous être rois.
Siz üçünüz, kendinize dikkat etseniz iyi olur.
Prenez garde, tous les trois!
Siz üçünüz, tüm okulun ahlakı için birer tehdit haline geldiniz.
Vous compromettez la moralité de la maison.
Tamam, üçünüz.
Vous trois.
Söylemeliyim ki, üçünüz bir aileymiş gibi davranmıyorsunuz.
C'est vrai que vous ne ressemblez pas à une famille.
Siz üçünüz, inin oradan, yoksa ben geliyorum yanınıza.
Descendez avant que je n'aille vous chercher.
Siz üçünüz, devam edin.
Vous trois, continuez.
Umarım üçünüz kararsız olmaz...
J'espère que vous trois, vous ne serez pas indécis...
Demek üçünüz de splanç diyorsunuz?
Donc, vous pensez tous les trois que c'est splunge.
Evet. Hepsi gitti, üçünüz hariç.
Ils sont tous partis, il n'y a plus que vous.
- Siz üçünüz iyi misiniz?
- Ça va, vous trois? - Et comment!
Hayatta istediğim her şeyi satın aldım, üçünüz dahil.
Tout ce que j'ai toujours voulu, je l'ai acheté, y compris vous trois.
Hey, oradaki üçünüz!
Vous, la-bas.
Biz yağmayla dikkat çekerken..... siz üçünüz İngiliz Büyük Elçisi'ni kaçıracaksınız.
Pendant qu'on fait diversion, vous trois kidnapperez l'ambassadeur britannique.
Demek üçünüz, huh.
- On est trois.
Siz üçünüz de böyle mi düşünüyorsunuz?
Et vous trois?