English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ I ] / Irkçılık

Irkçılık tradutor Francês

404 parallel translation
Kıtlık yüzünden, açlık ırkçılık yüzünden politik baskılar yüzünden ve bazıları da... bizin gibi inançları yüzünden Avrupa'daki evini terk edip buraya gelen,... kimisi yeni... kimisi 80 yıldır burada olan... yüzlerce insan var.
Elles ont été fondées, récemment ou il y a 80 ans, par des gens qui ont quitté l'Europe poussés par la disette, par la famine, victimes de persécutions raciales ou d'autres comme nous, de leur foi.
Sen söyleyene kadar ırkçılık diye bir sorun yoktu.
Je n'ai pas de préjugés de race!
"Babam hayatını ırkçılık ve ayrımcılıkla mücadeleye adamış bir liberaldir." dedi.
"Mon pére est un libéral activiste, abhorrant les préjugés de race... qui a passé sa vie entière à lutter contre la discrimination raciale."
Sayın Jüri üyeleri... Savunma Makamı ırkçılıktan bahsediyor. Saygın ve onurlu Amerikan vatandaşlarının ifadelerine karşı çıkıyor, hem de birkaç zavallı göçmene dayanarak.
Messieurs les membres du jury, c'est la défense qui est raciste en opposant à de loyaux citoyens américains
Eğer üçüncü dünya ülkeleri ayağa kalkarlarsa, emperyalizm sömürgecilik, ırkçılık -
Si les nations du Tiers Monde sont sur le point d'abolir l'impérialisme... Ie colonialisme, le racisme...
Bana ırkçılık suçlaması yapma.
Ne m'attribue pas d'idees racistes.
Şu ırkçılık saçmalığını bir kenara bırakmanızı tercih ederim.
Je préférerais qu'on évite ces conneries raciales.
Bunun ırkçılık olduğunu sanmıyorum çünkü ben de yanındayım.
Ce n'est pas de la discrimination parce que j'y suis aussi.
Vladimir Nikolaevich, bu utanmaz ırkçılık.
Vladimir Nikolaevitch, c'est du racisme à l'état pur.
Ah! Gördün mü işte, sende de burada Pluke'ta olduğu gibi açık bir ırkçılık var. Sadece Patsaklar gücü ele geçirmiştir, Chatlanlılar değil,
Tu vois, vous avez le même racisme déchaîné qu'ici sur Plouc, sauf que le pouvoir a été accaparé par les patsaks comme toi et ton copain rossignol.
Ben size ırkçılık yaptığınız için saldırdım.
Et le rédacteur en chef libéral s'est mis à m'attaquer.
İki çeşit ırkçılık vardır, Bay Escalante.
Il y a deux sortes de racisme, Mr Escalante.
İkimiz de bunun nereye varacağını biliyoruz. Demokrasi nefreti, yeni bir ırkçılık, cebir ve şiddet arzusu.
Nous savons bien que tout cela nous apportera le rejet de la démocratie, un nouveau racisme, le besoin d'un homme fort!
"Asla, asla, asla" Bizden nefret ediyorlar çünkü başarılı bir ırkçılık örneği temsil ediyoruz.
Ils nous détestent car nous montrons un exemple rayonnant de ségrégation réussie.
Burada insan hakları yok ki. Mesele Detroit ve Newark meselesi dostum. Mesele ırkçılık.
La question c'est Detroit et Newark, c'est le racisme
Yine mi ırkçılık kavgası yapacağız?
Tu vas recommencer ces merdes de raciste?
Şu ırkçılık meselesini daha az vurgulamalıyız.
Je ne promets rien. Faudra gommer la question raciale.
İsimden bile ırkçılık akıyor.
Le terme même est raciste.
Bense seni işten atmayı düşünüyordum ama ırkçılık deyip dava açarsın.
J'ai pensé te flanquer au chômage, mais tu me poursuivrais pour racisme.
Hepsi, genel ahlak koruyucularına tartışmalı konuları ele alma cesaretleri olduğunu göstererek karşı çıktı. Bu konular arasında ırkçılık,.. ... şehirlerdeki şiddet, genç yaştaki suçlular,..
Tous ont défié la morale bien-pensante en abordant des sujets controversés tels que le racisme, ( APACHE ) la violence dans les villes, ( GRAINE DE VIOLENCE ) la délinquance juvénile, ( L'ÉQUIPÉE SAUVAGE ) l'homosexualité, ( TEMPÊTE À WASHINGTON )
Dünyada özgürlüğü korumak için savaştıysak da Amerika'da ırkçılık iki rengi de etkiliyor.
Même si on avait fait la guerre pour la liberté... Ia frontière entre les races était rigide.
Aşırı nüfus, yağmur ormanlarının katli, şiddet, oyuncu grevleri, asit yağmuru, ırkçılık, nükleer silahlar,
La surpopulation, la forêt amazonienne, les armes nucléaires, la violence, les grèves, la pluie acide, le racisme, la maltraitance,
Kardeşin hakkındaki tahminim ırkçılık mıydı, yoksa tecrübe mi, bilmiyorum.
J'ignore si j'ai supposé ça par racisme ou par expérience.
Bunu karşıma ırkçılık olarak getirmeyeceksin, değil mi?
Vous me dites ça à moi?
Yüksek kan basıncı ırkçılık yüzünden oluyor.
Ca vient du racisme.
Çünkü bu... ırkçılık.
Parce que... parce que c'est raciste.
- Yargıç Lema'nın tüm itirazlarımı reddetmesinin nedeni ırkçılık.
Mme Lema rejette mes objections par racisme.
Bu ırkçılık.
C'est du racisme.
Belki ırkçılık değil. Belki sınıf ayrımı.
Peut-être pas du racisme, mais du placisme.
Bir tarafta Rubin Carter'ın sunduğu ırkçılık yüzünden suçlandığı, kanıtların saklanması ve yalan ifadelerle ilgili belgeler var, diğer tarafta ise Bay Carter'ın iki farklı jüri tarafından yargılandığı ve bu yargılama sonucunda New Jersey üst mahkemesinin...
D'une part, Rubin Carter a soumis un document alléguant le préjudice racial, la subornation de témoins et la rétention de preuves. D'autre part, M. Carter a été jugé deux fois, par des jurys différents, et les condamnations ont été confirmées par la Cour suprême de l'État du New Jersey.
- Buna karşılık bu mahkemeye... sunulan yeni kanıtların ışığında, Rubin Carter'ın mahkum edilmesinin, mantık kullanılmadan tamamen ırkçılıkla ilgisi olduğu sonucuna vardım.
Néanmoins, ce dossier exhaustif démontre clairement que la condamnation de Rubin Carter a été fondée sur un appel au racisme plutôt que sur la raison, et sur la dissimulation plutôt que sur la divulgation.
Her yerde ırkçılık var, herkes rahatsız.
Y'a du racisme partout, tout le monde est vénére.
Beyazlar "Tersten ırkçılık" diye bağırıyor.
Les blancs crient, "Racisme inversé."
Çinliler "Yandan ırkçılık" diye bağırıyor.
Les chinois crient, "Racisme transversale!"
Her yerde ırkçılık var.
Le racisme est partout.
"Taksiye binemiyorum" türü ırkçılık değil.
Il a pas vécu le "J'arrive pas à avoir de taxi".
Böylece projemi bu keşif üzerine ırkçılık üzerine bir tür yorum bağlamında ve bizim kültürümüzde nasıl örtbas edildiği üzerine yapılandırmak istedim.
J'ai alors décidé d'utiliser cette découverte comme un discours sur le racisme récupéré dans notre culture.
- Bu resmen ırkçılık!
- T'es hyper raciste!
- Rock'n roll gibi değil. Bu ırkçılık.
- C'est raciste?
Böylece ırkçılık karşıtı dernekten kurtulurum.
La NAACP me foutrait la paix.
Temelinde duygusallık olan ırkçılık demek oluyor.
Je ne crois pas qu'on devrait fonder l'anti-sémitisme seulement sur les émotions...
Demek istediğim, ırkçılık. Kişisel bir konudan öte daha önemlidir.
J'estime, mon Capitaine, que la question juive est beaucoup trop grave pour laisser des individus en décider.
Şimdi, bu tam olarak, ırkçılık, sınıf ayrımı, erotizm.
Ça, c'est du racisme, du classisme, de l'éroticisme.
Ben sadece diyorum ki, kendi beyaz dünyasının bütün ayrıcalıklarına sımsıkı tutunmuş beyaz bir liberalin -... evi, işi, eğitim imkanları, hatta Mercedes'i gibi -... siyahlara, ırkçılığın karşısında nasıl durmaları gerektiğini söylemek için biçilmiş kaftan olduğunu söylemek pek mümkün değil.
Je pense simplement qu'un libéral blanc, qui jouit des avantages du monde des Blancs, comme le travail, le logement, l'éducation, la Mercedes, n'est pas le mieux placé pour dire aux Noirs comment réagir à l'apartheid.
Ama İslam'ın gerçek uygulamasının, tüm Amerikalıların kalplerindeki ve ruhlarındaki, ırkçılığı söndürebileceğine inanıyorum. Eğer ışık getirirken ölürsem bu hastalığı yok edecek, anlamlı bir gerçeği ortaya çıkarmışsam o zaman tüm şükranlarım Allah'a.
Je crois que l'Islam peut extirper le cancer raciste du coeur et de l'âme de tous les Américains et si je puis mourir en me disant,... que j'ai contribué à détruire cette maladie.
Ben kimim? Siz polisler aşağılık ırkçılarsınız.
Vous n'êtes qu'un sale flic raciste.
Neden ırkçı gruplar ona destek çıkıyor?
Pourquoi lui sont-ils favorables? Pourquoi l'encensent-ils?
Mahkûmiyet tarihi, 1 Haziran'96, ikinci dereceden cinayet, yıkıcılık, ırkçı saldırı.
Condamné le 1er juin 96 pour homicide, vandalisme, délits raciaux.
- Cinayet nedeni ırkçılık...
Le mobile racial saute.
Romano'nun ırkçı, cinsel ayrımcılık yapan, elitist bir ahmak olduğunu söyle.
- Pourquoi? Dis-lui que c'est un raciste, sexiste, élitiste.
Annenin çıkıp sahnede ırkçı sloganlar atmasını mı istiyorsun?
Que ta mère crache son venin raciste devant l'autel?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]