English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ Ş ] / Şandı

Şandı tradutor Francês

26,453 parallel translation
Orası sandığından biraz daha karışık.
C'est plus compliqué que cela.
Seni kaybettiğimi sandım.
J'ai cru que je t'avais perdu.
Charlie, seni kaybettiğimizi sandım.
Charlie, nous pensions t'avoir perdu.
Plan sandıkların Çin üzerinden Kuzey Kore'ye ulaştırmaktı.
Le plan était de déplacer les caisses de la Chine vers la Corée du Nord.
- Gittiğini sandım.
Je pensais que tu étais parti.
Hayır Roger, sadece gördüğümü sandım.
Non, Roger, j'ai seulement cru.
Evin arka kısmına doğru koşuyordum, ve Nina'nın katil olduğunu düşünüp kaçtığını sandım, ama gerçek katil hiçbir zaman oradan ayrılmadı.
Je me suis précipité à l'arrière de la maison, en pensant que Nina était l'assassin et qu'elle allait s'enfuir, mais le vrai tueur n'est jamais parti.
Yani büyük ihtimalle sandığımızdan uzun süredir öldürüyor.
Donc il est fort possible qu'il tue depuis plus longtemps qu'on le pensait.
Aşk sandığın şey yüzünden gözün kör oldu.
Tu étais simplement aveuglé pour ce que tu prenais pour de l'amour.
- Sandığımdan daha kötüyüm o zaman.
- Je suis pire que ce je pensais.
Biliyor musun Maria'yla birlikte ilk birkaç ay hayatta kaldıktan sonra oraya vardığımızda her şey yoluna girecek sandık.
Tu sais... Maria et moi, comme on avait réussi à survivre aux premiers mois, quand on est arrivés là-bas... on était convaincus que ça irait.
Canavarlarla nasıl savaşacağımızı bildiğimizi sandık.
Qu'on savait combattre les monstres.
Uçan masa falan sandım.
Je sais pas. J'ai pensé que c'était peut-être un genre de surtable.
İçerde olduğunu sandım ama kargaşada kaybolmuş olmalı.
Je la croyais entrée mais elle s'est perdue dans la mêlée.
Sandığından fazlasını hatırlayabilirsin.
Tu te souviens peut-être plus que tu penses.
Aynı şeyin tekrar yaşanmasına nasıl engel olacağımı bilmem mi sandın?
Tu penses que j'ignorais comment empêcher que ça se reproduise?
- Uyuyorsun sandım.
Je pensais que tu dormais.
Yana yakıla beni istiyor gibiydi. Benden hoşlandığını sandım.
Elle m'a envoyé plus de sillons qu'un contrôleur aérien.
Pek çok şeyden vazgeçtim ama sandığım kadar göz kulak olunmaya ihtiyaçları yokmuş.
J'ai fait beaucoup de sacrifices. - C'était pas vraiment la peine.
Gördüğünü sandığın bir şey yüzünden her şeyi mahvedeceksin.
Tu pourrais tout gâcher à cause de ça.
- Çekil de geçeyim Chris. - Gördüğün sandığın şey yanlış Alicia.
Ce que tu crois avoir vu est faux.
- Neden sana sorduğumu sandın?
C'est pour ça que je vous le demande.
Beni burada işe alıp geri kalanı için ödeme yapabileceğinizi mi sandınız?
Tu veux me payer pour avoir le reste?
Kutu fotoğrafları göstereceksin sandım.
Attends. Je croyais voir des images de boîtiers, d'outils de sauvegarde.
Evi ağzına kadar dev sandıklarla ve süzgeçlerle doldurdum, daha kötü oldu.
Et quand j'ai rempli la maison de caisses de passoires à spaghettis, ça n'a pas aidé.
O dizinin konusu sandığın şey değil.
Cette série ne parle pas de ce que tu crois.
- Sis bombası sandım.
- C'est pas une lacrymo?
Aynı Richard'ın yanaştığını sandığı barmen gibi. Barmen değildi yalnız.
Comme la barmaid que Richard pensait draguer.
Gitmeni sağlamak için yaptığımı sandığın şeyi.
Pour ce que tu crois que j'ai fait et qui t'a fait fuir.
Sandıklar dolusu spagetti okyanusa dökülüyor.
Des tonnes de spaghettis se déversent dans l'océan.
Ortalığı dağıttığımı öğrenince beni bir daha sevmeyeceğini sandım.
Si tu avais su pour ma bêtise, tu ne m'aurais plus aimée.
Ben "Bu ebeveynlik işi sandığımdan daha zor olacak." derim sen de "Şimdi neler çektiğimi anlamışsındır." dersin.
Je te regarde, style : "Être parent, c'est plus dur que je pensais" et tu me regardes, style : "Voilà, tu sais ce que j'ai vécu."
Bir an çekip gidecek sandım.
Elle a failli quitter le plateau.
Gördüğünü sandık.
On pensait que tu les avais déjà vues. Non.
Bir anda, bildiğinizi sandığınız her şey değişir.
En un instant, tout ce que vous pensez savoir change.
Barakaya geri döneriz, orada McMurdo'dan hazır gıda sandıkları var.
Il y a des caisses de ration dans la cabane. de McMurdo!
Millet, savaş meydanında klorin gazının ne yaptığını gördüm ; öyle sandığınız...
Les gars, j'ai vu ce que le gaz chloré peut faire sur le champ de bataille, et ce n'est pas jo...
Beni korkutabileceğinizi mi sandınız, aynasızlar?
Vous croyez me faire peur, five-oh?
Uyanınca, onu dizüstümü karıştırırken gördüğümü sandım.
Quand je me suis réveillée, j'ai cru le voir utiliser mon ordinateur.
Phoenix taşından geldin ama hala içindesin sandın.
Tu es sorti de la Pierre du Phénix, mais tu pensais être encore à l'intérieur.
O köşeden kimin çıkacağını bildiğini sandığın için yapamadın bunu.
Tu n'as pas pu le faire, car tu croyais savoir qui était dans ce virage.
Önce benim için geldiklerini sandım tamam mı? Bu benim sorunum dedim, kendim çözerim dedim ve çözdüm de.
Je croyais qu'ils étaient venus pour moi, que c'était mon problème, je devais le régler seul.
seni başka biri sandım...
Idiote, idiote.
Seni o yarak kafalı Clive sandım.
Je vous ai pris pour ce queutard de Clive.
Ben de bir şey duydum sandım.
J'ai cru entendre du bruit aussi.
Bilemiyorum. Belki erkek arkadaşın sandığın gibi bir adam değildir.
J'en sais rien... peut-être que c'est pas l'homme que tu croyais.
Kimileri bunu bir rüya sandılar
D'aucuns frottaient leurs yeux ébahis...
- Sandığın gibi değil.
C'est...
Başlarda kişisel sandık ama sonra uzaylı bir kaçağın kaçmasına izin verdi.
On pensait au début que c'était personnel, mais ensuite elle a laissé un alien fugitif s'échapper.
Camdan aşağı düşerken seni yakaladım ve buraya kadar koşarak getirdim. Buraya getirmek istememiştim ama hızım üzerinde çalışırken... Sanırım sandığımdan daha da hızlıyım.
Vous êtes tombée d'une fenêtre, je vous ai rattrapée et amenée ici, ce qui n'était pas prévu, mais je travaille ma vitesse, et je suis plus rapide que je ne le pensais.
Belki Kara Danvers sandığından çok daha serttir.
Peut-être que Kara Danvers est plus coriace que tu crois.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]