Şeyh tradutor Francês
480 parallel translation
Yaşlı Şeyh
Le jeune cheik
- Paul Wegener Genç Şeyh
- Carl Clewing Sumurun
Büyük şeyh, dansçıyı bu akşam ona getirmemi istemişti.
"Le grand Cheik m'a ordonné " de le mener ce soir à la danseuse. "
Büyük şeyh, işte buradayım!
"Puissant Cheik, je suis là!"
Bu, büyük şeyh.
"C'est le puissant Cheik."
Bu, şeyh!
"C'est le Cheik!"
Şeyh döndü.
Le cheik est de retour.
- Şeyh muazzam bir avcı.
- Le cheik est un sacré chasseur.
Şeyh tütün ticaretini de kontrol etmemi kabul etti.
Le cheik me laisse le monopole du tabac.
Şeyh ona sahip olmakta çok hevesli.
Le cheik le voudrait.
Sonra beklenmedik bir anda yakışıklı bir şeyh tarafından yakıcı kumlarla dolu bir çölden geçeceğim gizli bir görev için tutuluyorum.
Tout à coup, un beau cheik m'engage et je traverse le désert pour une mission secrète.
- Sağ ol Emir... Şeyh Emir.
- Merci, Amir... cheik Amir.
Şeyh'in aygırını senden çalan grupta kaç çapulcu var demiştin?
Combien de sauvages vous ont attaqué?
Şeyh'in hediyesini teslim etmeleri kibarca bir davranış.
C'est gentil à eux d'apporter le cadeau du cheik.
Şeyh'e hediye olarak düşünülen bu atı çaldı.
Il a volé le cheval destiné au cheik.
Kendisi... Neydi onun... El Ece Bra'dan Şeyh Emir.
Il est... comment déjà... cheik d'El Ece Bra.
Bunu Şeyh'e anlatmayı tercih ederim. Şahsen.
Je préfère le dire au cheik, personnellement.
Şeyh oğluna yas tutuyor.
Le cheik pleure son fils.
Ama Şeyh'in oğlunu öldürdüğünü söylüyorlar.
On l'accuse du meurtre du fils du cheik.
Kaçıp da Şeyh Emir'e ulaşmamalı.
Il faut l'empêcher de voir le cheik Amir.
Beni neden şimdi Şeyh Emir'e götüremiyorsun?
Conduisez-moi auprès d'Amir.
Şeyh Emir'in Prens Selim'e notu.
Le message d'Amir au prince Selim.
Emir, Şeyh'e Hendrix'in bir sahtekar ve lobici olduğunu bildiriyor.
Amir prévient le cheik qu'Hendrix est un voleur et un espion!
Şeyh Hendrix'i kovup sınır kabilelerini silahsızlandırmazsa Emir atını Birherari'ye sürecek ve bu savaş demektir.
Si le cheik ne désarme pas les tribus, Amir déclarera la guerre à Birherari.
Şeyh bunu okursa seni asmaz. Hendrix'i asar.
Si le cheik lit ça, c'est Hendrix qui sera pendu.
Bu notu hemen Şeyh'e götürmeliyiz.
Il faut remettre ce message au cheik sans tarder.
Hayatını riske atıp Şeyh Emir'in mesajını getirerek onun kabilesi ile benimki arasında kan dökülmesini önledin.
En risquant votre vie pour délivrer le message du cheik Amir, vous avez évité une guerre entre nos tribus.
Her şey için teşekkürler Şeyh Efendileri!
Merci pour tout, M. Le Cheik!
Ben... Şeyh Abrakadabra. Çok iyi bir zihin okuyucuyum.
Cheik Abracadabra, grand chiromancien.
BEYAZ ŞEYH
LE CHEIK BLANC
Beyaz Şeyh!
Le Cheik Blanc!
Beyaz Şeyh nasıl bitecek?
Et comment va finir Le Cheik Blanc?
"Zalim bedevi Oscar, Afrika kıyılarında korku saçmış efsanevi Fas gemileriyle haremin yanı başındaki sahile çıkartma yapar ve korkunç ordusunu Beyaz Şeyh'e karşı idare eder."
"Oscar, le bédouin cruel, débarque au harem du mystère " sur des barques mauresques, " des barques de la côte africaine.
Gizemler hareminde kızlar, Beyaz Şeyh'in hayaliyle ayıla bayıla uyumaktadırlar.
"dans les salles de marbre du harem mystérieux, " les Sulamites sommeillaient, alanguies. " Elles rêvaient toutes au Cheik Blanc.
Sen benim Beyaz Şeyh'imsin.
Mon Cheik Blanc, c'est toi.
Algiers'li eski bir şeyh vardı Haremine dedi ki, "Sevgililerim Sizi..."
Il y avait à Alger un vieux sheik... qui disait à son harem, "Mes chéries... vous pouvez..."
Affedersin. Ben ıskenderiyeli Baltazar. Şeyh Ilderim'in misafiriyim.
Je suis Balthazar d'Alexandrie... l'invité du cheik Ildérim.
Elbette, şeyh.
Certainement, sheik.
Bire dört, şeyh.
4 contre 1...
Sadece şeyh, beni güçsüz ve sağlığım bozulmuş gördüğü için üzüldü.
Seul le cheik se désolait... de me voir affaibli et en si mauvaise santé.
Şeyh Abdullah tutuklandı.
Cheik Addallah a été arrêté,
Ben Abu Şeyh'inin mağduru olduğu tarihteki en büyük mücevher soygunu
Le Shah de Ben Abu fut victime du plus grand vol de bijoux de l'histoire.
Şeyh Abdül Rahim.
Le Cheik Abdul Rahim.
Kimin için konuşuyorsun, Şeyh Osman? Kendim için.
Au nom de qui parlez-vous?
Şeyh Ali İbrahim arkadaşım ve büyük emir, Muhammed el-Hayır, beklenen gerçek Mehdi olarak beni tanıdığını kabul etti.
Le Cheik Ali Ibrahim a été convaincu par mon ami et grand émir Mohammed el-Kheir, de me considérer comme l'Attendu, le vrai Mahdi.
"Şeyh" filminde Agnes Ayres'e kaba kuvvetle sahip oluyor.
Dans "Le cheik", il prend Agnes Ayres avec brutalité.
Genç şeyh.
Le jeune cheik.
Sehrin varosIarinda Dogu'da her yerinde arap atIariyIa taninan Seyh IIderim çadirIarini açmisti.
A la sortie de la ville, le Cheikh Ilderim, connu à travers l'Est pour les courses de ses fougueux chevaux arabes, avait dressé son camp.
Ben büyük Seyh IIderim'im ve sana verebiIirim.
Je suis le grand Cheikh Ilderim et je pourrai te l'accorder.
Bir günIük çaIismanin sonunda Seyh IIderim bir konugu egIendirmeye hazirdi.
A la fin d'un jour d'entraînement, le Cheik Ilderim s'est préparé à divertir un invité.
Monasir halkı lideri Şeyh Ali İbrahim.
Le Cheik Ali Ibrahim de la tribu Monassir.