Şirketten tradutor Francês
796 parallel translation
İçkiler şirketten! Herkese!
Une tournée pour tous aux frais de la maison!
Hadi. İçkiler şirketten.
C'est la tournée du patron.
Onlara ne anlattın? Şirketten bahsettin mi?
As-tu parlé de notre projet?
Gel buraya. İçkin şirketten.
Venez par ici, c'est offert par la maison.
Değişmiş Bay Carpenter'dan şimdiki zamanda söz etmişken kendisi şu sıralar senin şirketten bir modelle vakit geçiriyor.
À propos de cet homme neuf, il flirte avec un mannequin de ton bureau.
Şampanya, şirketten? Evet, madam.
Champagne, offert par la maison.
Şirketten.
Avec plaisir.
- Evet, adam gelip dedi ki : "Turnike Güzeli için şampanya. Şirketten."
Il est venu nous dire "Champagne pour Miss Tourniquet".
- Şirketten değiller. Başıboş dolaşan birileridir.
Des rôdeurs peut-être.
Şirketten çok öndeydim.
J ; avais devancé la société de crédit.
Şirketten gelen çocuklar hariç.
Sauf avec les types de la société de crédit.
- Alacak zamanın olacak. Siz giderken şirketten birilerini gönderirim.
La troupe vous rejoindra plus tard.
Her şey şirketten. Emir patrondan geliyor.
C'est payé, monsieur Henri.
Su da şirketten olsun.
L'eau est offerte.
Şirketten bir emir aldığını.. ... madencileri manifestosunu yasaklandığını gösterdi.
Le tribunal enjoignait les grévistes à cesser leur occupation des lieux.
- Seninki şirketten.
- Pour vous, elles sont gratuites.
Hoşgeldiniz. İlk içkiler şirketten. Blackjack ( Yirmibir ) oyunu burada sizi bekliyor.
Votre premier verre, on vous l'offre.
Şirketten bir içki ısmarlamak istiyorum.
Je voudrais offrir une tournée.
- Şirketten bir çeşit para iadesi.
- Une sorte de remboursement.
Bu, şirketten.
Aux frais de la maison.
Yılbaşı hediyesi olarak, şirketten hisse verdin.
À Noël, vous m'avez offert une participation dans la société.
Onun içtikleri şirketten.
Tout ce qu'il boira sera à mon compte.
Bu şirketten.
C'est la maison qui offre.
Eddie, hatırlıyor musun... Şirketten izin alıp... Doğu'ya, Chet Collier'e hedef kitlen üzerinde araştırma yapmaya gitmiştin.
- Eddie, tu te souviens quand tu as pris un congé pour te documenter dans l'Est sur Chet Collier?
O yüzden şirketten izin alıp, tatile gitmek yerine buraya geldik, uzun bir röportaj, bir biyografi yazma işi, büyük bir şey aldım... içimdeki bu heyecanı korumak için.
- Quand j'en aurai marre, au lieu de prendre des vacances je partirai pour prendre un boulot d'écrivan, faire une interview. Garder quelque chose en moi.
Bu postların her biri sizi şirketten kurtarmakla kalmaz cehenneme götürecek kadar da para bırakır.
N'importe lequel de ces bandits vous aurait rapporté de quoi faire une jolie fiesta.
- Yok. Hiç. Şirketten.
C'est un cadeau de la maison!
Bu da şirketten.
Celui-là est gratuit.
- Gerçek şu ki, ben şirketten ayrılmak için oldukça hazırlıklıydım.
D'ailleurs, j'étais prêt à démissionner.
Şirketten.
C'est sur le compte de la compagnie.
Şirketten bir not.
C'est une lettre de la corporation.
Yani telafi edemem de, fakat bu herşeyi ayarlar, araba yıkama da şirketten.
Enfin, je ne peux pas la remplacer... mais voici un petit quelque chose pour prendre soin de tout ça. Et le lavage est offert par la maison.
Rakip bir şirketten misin?
Tu es d'une compagnie concurrente!
Benim şirketten.
Ma société?
Kredi, şirketten ücretsiz alabileceğin tek şey.
Tout ce que la boîte nous file gratos, c'est du crédit.
Bize şirketten daha kötü davranıyorlar.
Ils nous traitent pire que la boîte.
Richard... Eğer fazla ileri gittiğimi düşünüyorsan eğer Bill'in bana karşı düşmanca tavırları devam edecekse, belki de şirketten ayrılmalıyım.
Richard... si vous pensez que je suis allé trop loin, si l'antagonisme de Bill doit continuer, je devrais peut-être me retirer.
Şirketten bu gemimizin bir hafta erken görüldüğünü söyleyen bir telgraf geldi.
Notre cabinet a reçu un télégramme que ce navire avait une semaine d'avance.
Tamam tamam beyler. Devam edin, bunlar şirketten.
Messieurs, servez-vous, c'est offert par la maison.
Hadi birer tane daha içelim. Bunlar şirketten olsun.
Allez, rentrez chez vous!
Onları hamile bıraktım bu yüzden kürtaj parası için şirketten para çaldım...
Maintenant elles sont enceintes, alors j'ai volé de l'argent à la société pour payer les avortements...
Beğendiğini seç. Şirketten.
Prends celle que tu veux, je te l'offre.
- Hiçbir şeye. Ev şirketten.
C'est offert par la maison.
İzinizi bulmalarını istemiyorsanız... ... basit bir bilgisayarı olan dandik bir... ... şirketten girmelisiniz.
Si on veut pas se faire repérer... on cible une boîte ringarde... qui se paie un terminal mais de bricolo.
Bu şirketten.
C'est offert par la maison.
Arthur, sen bir içki al, şirketten.
Arthur, bois un coup, c'est ma tournée.
Murray bunların şirketten olduğunu söyledi.
Non. Murray dit que la maison l'offre.
Peterson, o adamın duyarlı, inayetli bir şirketten kovulmuş gibi hissetmesini sağladın.
Vous avez donné l'impression à cet homme que la société était sensible et humaine.
- Şirketten emekli aylığı alırsın.
La compagnie te versera une pension.
Şirketten.
Avec les compliments de la maison.
Şirketten biri mi?
Alors, oui.