Şişman tradutor Francês
4,429 parallel translation
küçük odada, ilerlemiyen bisikletlerin üzerindeki şişman adamım ben.
Un gros dans une petite pièce sur un vélo immobile.
Neden o kadar şişman insan mobiletle geziyor sence?
Pourquoi penses-tu qu'il y aie autant de gros en scooters?
Çok lezzetli bir şey bizi nasıl çok ama çok çirkin hissettirir? Ve de şişman.
Comment une chose si délicieuse peut vous rendre si laid et gros?
- En Şişman Şapşallar.
- "Idiots obèses."
Şişman Vakfı'nın kıçlarına tekmeyi basmandan daha mutluyum!
Je suis plus qu'honoré de nourrir les fesses de la Fondation des gras!
Eddie Murphy şişman bir kadın rolündeydi. Ne var ki bunda?
Eddie Murphy en grosse, où est le problème?
Pekâlâ, şişman insanlar konuştu.
C'est bon! Les grosses personnes ont parlé.
Pelant şişman mıydı?
Pelant était gros?
Bahçe işlerini seviyor, şişman çocukları arındırmak istiyor.
La femme de Barack, folle de jardinage, veut supprimer les enfants obèses.
Eskiden Ben'in kafasına oturan şişman kız değilim.
Je ne suis plus la grosse fille qui s'asseyait sur sa tête.
Hey, şişman Pickle, Trinkle'ın sergisinin nerede olduğunu bilmiyorsundur, değil mi?
Gros Pickles. Gros Pickles, tu saurais où se trouve la représentation de Trindle?
Tamam, Rachel'ın hem zayıf hem şişman kıyafetleri var.
Ok, Rachel a une section "maigre" et une section "gros".
Zayıf-şişman kıyafetlerini nereden biliyorsun?
Comment est-ce que tu t'y connais en vêtements qui cachent les rondeurs?
Kurşungeçirmez yelek seni bile biraz şişman gösteriyor.
Eh bien, tu sembles forte dans un gilet pare-balle.
Kendimi hep bodur ve şişman hissediyorum.
Je me sens toujours un peu délabré.
Beni şişman gösterir. Beni aptal gösterir. Beni sokak kadını gibi gösterir...
Ça me rend grosse, ça me donne l'air stupide, ça me fait ressembler à une prostituée...
- Şişman Kardashian gibi içte güzel değil. Güzelmi güzel demek istedim.
Je veux dire belle belle.
Reggie ; eğer en az 9 olmazsam, yeni bir okulda dolaşamaz ve hemen popüler olamam. Yani 9 güzelliğinde, güzelmi güzel olduğumu mu yoksa içi güzel şişman Kardashian gibi olduğumu mu düşünüyorsun?
Reggie, je ne peux pas aller dans une nouvelle école et devenir instantanément populaire à moins que je sois au moins une 9, donc tu penses que je suis belle belle, comme une 9, ou belle à l'intérieur comme la grosse Kardashian?
Bunda da basitçe "Şişman kadın" yazıyor.
et celui-là dit juste "Grosse dame".
Evet, Arabadan çıkamayacak kadar şişman olduğunu unuttum, dostum.
Ouais, j'avais oublié à quel point t'étais gros, mon pote. Tu peux pas sortir de la voiture.
Şişman kal, Kardeşim.
Reste gros, mec.
Kendisini şişman gösterdiği için çenesini aldırmış.
Car son menton a été retiré car elle a dit que ça lui donnait l'air grosse.
Sarışın, şişman bir kadın.
Blonde, une grosse dame
O şişman, çirkin yabancılardan hep nefret ettim.
J'ai toujours détesté ces étrangers gros et moches.
Şişman, zengin yat ile uzaklara açılmak isteyen kişiler.
des yachts riches et bien gras qui restaient loin des ports.
Yine. Tyler'ın annesi neden o kadar şişman?
Pourquoi la mère de Tyler est si grosse?
- Yetiştirme yurdundaki şişman adam değildi.
Le gros homme du foyer d'accueil non plus.
Şişman, içler acısı sersem ben de dört çocuklu olurdum.
Quelle grosse loque pathétique je serais avec 4 enfants
Şişman olduğunu biliyorsun, değil mi?
Tu sais que t'es gros, hein?
Seni şişman göstermeyeceğim.
T'auras pas l'air grosse.
Şişman kadın şarkı söylüyor.
La grosse dame chante.
- Yumurta bağışçısının şişman olmadığından emin olmak istedi.
- Il voulait être sûr que sa donneuse d'oeuf n'était pas obèse.
Ernie ile tanıştığımda, tam bir ezikti. Şişman, işine kafayı takmış, hâlâ ailesiyle yaşayan.
Quand j'ai connu Ernie, c'était un pauvre type- - gros, pris par son travail, vivant toujours avec ses parents.
Şişmanınkini ne yapayım? !
Qu'est-ce que je foutrais avec celle de la grosse?
O araba kazası olayı! O şişman hatun!
L'affaire de l'accident de voiture.
O şişman kızın, intihar eden gelinin arkadaşı olduğunu biliyor muydun?
Tu sais que la grosse était l'amie de la mariée suicidée?
Kostümlerimizi deneriz ve yemin ediyorum, eğer azıcık da olsa şişman görünürsen gerçeği söylerim ve şovumuzu iptal ederiz, tamam mı?
Tous les jours cette semaine. On se ressemble beaucoup. Je crois que c'est pour ça que je t'ai détestée.
Sadece dilerdim ki o kadın biraz daha şişman olsun.
Je préférerais que la fille soit... Plus ronde.
Çok büyüklerdi ve şişman, toparlak, mutlu. Karınları sürekli toktu.
Très grands, et gros, rond, heureux, toujours le ventre plein
Şeker ve çocuklar ona kendini şişman hissettiriyor.
Jennifer se sent grosse avec les gamins et les bonbons.
Şişman ve kel olsan böyle görünecektin işte.
Voilà à quoi tu ressembleras gros et chauve.
Bu kıyafet seni şişman göstermiş dedim.
J'ai dit que cette robe te fait paraître grosse!
"Bu götümü şişman gösteriyor mu?"
Quand ma femme dit :
Dedim ki, " Hayır, tanga götünü şişman göstermiyor.
J'ai dit : " Non, le string ne te fait pas un gros cul.
Senin şişman götün, şişman götünü şişman gösteriyor. "
Ton gros cul fait comme si tu avais un gros cul. "
"Evet, o yıldızlar götünü şişman gösteriyor."
"Oui, ces étoiles te font un gros derrière."
Şişman hissediyorum.
Je me sens gros.
Şişman bir bebek ama sağlıklı şişmanlardan.
Pourriez-vous vous présenter en quelques mots, Dr Wallace?
Nathan kıyafetin güzelmiş. Sağol, şişman Pickles.
Beau costume de Nathan.
O da "Ben çok şişmanım" der.
et elle dit "non, tu n'es pas grosse" et elle dit, "je suis trop grosse."
Bu şişman kadının şarkısı.
C'est le chant de la grosse dame.