000 kilometre tradutor Português
338 parallel translation
10.000 kilometre yol geliyorum ve bir fincan çayla karşılanıyorum.
Percorro 10.000 quilómetros e só me oferecem uma chávena de chá.
3.000 kilometre uzun yol.
Três mil quilómetros é uma longa viagem.
- 2,000 kilometre kadar.
- A cerca de 2 mil quilómetros.
2,000 kilometre baya bir uzun.
E dois mil quilómetros são muitos quilómetros.
150.000 kilometre karelik bir bölgenin korunmasından sorumluyuz.
Somos responsáveis pela protecção de 150.000 quilómetros quadrados.
Yaklaşık 400.000 kilometre.
A 400 mil quilômetros.
Bunu size vermek için 9000 kilometre yol katettim.
Viajei 9,000 kilómetros para lho dar.
- 75.000 kilometre.
75.000 quilómetros.
Uzaklık 80.000 kilometre.
Alcance : 90 mil quilómetros.
Ondan fazla. Menzil 50.000 ile 100.000 kilometre arası.
Alcance, de 50 a 100 mil quilómetros.
200.000 kilometre çapındaki bir alanda tüm maddeyi yok edip bir ölü bölge oluşturacağı için, tüm Federasyon gemileri, 4 güneş yılı boyunca buradan uzak dursun.
Visto que isto resultará na destruição da Enterprise e de toda a matéria num raio de 200 mil quilómetros, e que estabelecerá uma correspondente zona mortal, todas as naves da federação deverão evitar esta área pelos próximos 4 anos solares.
- 75.000 kilometre.
- 75.000 quilómetros.
Cevap vermekte ağır olacaktır. 100.000 kilometre... 90.000... 80.000...
1 00.000 km... 90.000... 80.000...
100.000 kilometre.
1 00.000 km.
1.000 kilometre karelik bir alan.
Uma área de 1.000 km 2.
Bana 1000 kilometre gibi geldi.
A mim parecem 1.000.
- Düzensiz þekle sahip olduðu görülüyor. 800,000 kilometre geniþliðinde... ve yarýsý derinliðinde.
- Parece ter formato irregular... quase 800 mil quilômetros de diâmetro... e quase metade disso de profundidade.
Bunu denemek için 8000 kilometre tepip geldim.
Percorri 8.000 Km para o tentar.
Kentucky Derbisi için 5000 kilometre yol geldim.
Fiz quase 5.000 Km para o Kentucky Derby.
Joe Gans'la Battling Nelson'un boks maçı içinse 3000 kilometre.
Mais de 3.000 para ver o Joe Gans defrontar o Battling Nelson.
1000 kilometre boyunca eyer tepesinde popo çürütmekten çok daha kolay.
É muito mais simpático para o teu rabo do que 1.000 Km numa sela.
Ve arkasından 4.000 kilometre yol için tekrar yakıt dolduracaksınız.
Então... reabasteçam e voem 4.000 mil quilómetros de regresso.
Sizi tespit edilmeden 4000 kilometre uzağa uçurmalı ve hakkında çok az bilgimiz olan bir havaalanına karanlıkta indirmeliyim.
Tem de voar sem ser detectado 4.000 quilómetros, para um aeroporto de que sabes muito pouco, e pousar na escuridão.
Seni görmek için 5000 kilometre yol geldim.
- Voei 3.000 milhas para te ver. - Estou atrasada.
Bu ülkeyi baştan başa 5000 kilometre geçtim ve en iyi dostuma beni sağ salim getirdiği için teşekkür ediyordum.
Eu viagei 5,000 Kms por este país... e estava a agradecer ao meu melhor amigo por me trazer aqui vivo!
Buraya gelene kadar 5,000 kilometre yol katettim...
Palmilhei 5000 quilómetros a pé até aqui...
5.000 kilometre uzunluğunda olduğundan Dünya'dan bakarken bile gözden kaçırmak biraz zor.
Longo de 5000 quilómetros, é um bocado difícil de se lhe passar ao lado, mesmo visto da Terra.
Birisi Viking 2 için, iyi beklentilerle adlandırılan Ütopya diğeri de 8.000 kilometre ötede dört büyük nehir yatağının birleştiği yere yakın olan Viking 1'in iniş alanı Yunancada "altın diyarı" anlamına gelen Chryse idi.
Um, chamado com optimismo Utopia, para a Viking 2, e o outro, a 8000 quilómetros mais longe, não distante da confluência de quatro grandes canais sinuosos, um local de descida para a Viking 1, chamado Chryse, palavra Grega para'Terra de Ouro.'
Patlamada ortaya çıkan toz o kadar çok güneş ışığını Dünya'ya geri yansıttı ki 10.000 kilometre ötede Londra'daki insanlar bu ışıkla geceleyin okuyabiliyorlardı.
A poeira fina resultante da explosão reflectia tanto a luz na Terra, que as pessoas podiam ler o jornal durante a noite, nas ruas de Londres, a 10.000 quilómetros dali.
Texas Üniversitesi'ndeki McDonald gözlemevinde lazer ışını 380.000 kilometre ötedeki yansıtıcıları hedef alacak şekilde hazırlandı.
No observatório de McDonald na Universidade do Texas, um raio laser está preparado para ser descargado nos reflectores lunares, 380.000 quilómetros mais longe.
Yüzeyinde 5000 kilometre uzunlukta bir çatlak vardir.
Há uma fenda gigante na superfície de 5.000 km de longo.
Simdi, 800 kilometreyi 50 ile çarptigimizda bu 40.000 kilometre eder.
800 km vezes 50 são 40.000 km.
Dört kez vurulduktan sonra 15.000 kilometre..
- Tudo vai ser melhor, juro. - Óptimo, Marcus. Falaremos depois, certo?
Demir Çöl buradan 5.000 kilometre uzakta.
O Deserto de Ferro é a mil léguas daqui.
Ateş kısrakları bir günde 5.000 kilometre kat edebilirler.
As éguas de fogo podem fazer mil léguas num dia.
" Günde 1.500.000 kilometre, bilin
" Movemo-nos a 1,5 milhões de km por dia
" Gider saatte 65.000 kilometre dış spiralinde
" Numa espiral espacial a 65.000 km por hora
Hız saatte 28.000 kilometre... ve şimdi gecenin içine dalıyoruz.
Velocidade de 28.000 km à hora... e vamos entrar na noite.
Taştan 10.000 kilometre uzaktayız.
Estamos a 10.000 km de distancia do monolito.
Çapı 22.000 kilometre.
Tem 22.000 quilómetros de diâmetro.
Pekala yüzbaşı, o kullanışsız tanklar dün Somme'da harekete geçti ve ülkene 20 kilometre ve 18,000 cana mal oldu.
Bem, capitão, esses tanques não práticos entraram em acção em Somme ontem custando ao seu país 20 km de frente e 18.000 vítimas.
Yani 9 kilometre yükseklikte, saatte 845 kilometre hızla... 196 yönünde ilerliyor.
Quer dizer que está a 9.000 metros e vai a 845km por hora... a um grau de 196.
150 bin kilometre ve hızla yaklaşıyoruz.
1 50.000 quilómetros e a reduzir rapidamente.
100 bin kilometre. 12.7 saniye içerisinde ateş etmeye başlayacaklar.
1 00.000 quilómetros. Devem começar a disparar dentro de 1 2.7 segundos.
- Sadece 5-6 bin kilometre uzakta!
- Fica a uns 5.000 ou 6.000 kms!
Libya'dan 2400 kilometre olmalı
Devemos estar... uns 2.000 quilómetros de Líbia.
Evden de belki 3200 kilometre.
Talvez a 3.000 quilómetros de casa.
- Paradeen'den 20.000 kilometre uzakta.
- 20 000 Km, dirige-se para Paradeen.
1.000 metre, yani bir kilometre araba.
5280 pés, uma milha de carros!
- 4.000 kilometre.
- 4 mil quilómetros.
1500 kilometre araba kullandım.
Eu dirigi umas 1.000 milhas.