10 dakika tradutor Português
4,582 parallel translation
Polisler gelmeden 10 dakika içinde girip çıktıklarına emin ol.
Entrem e saiam em dez minutos antes que os polícias reajam.
- Buradaydı. 10 dakika önce gitti ve nereye gittiğini söylemedi.
Estava. Saiu há dez minutos, não disse onde ia.
GPS bu adreste tek bir yer gösteriyor, orası da çocuğun evine 10 dakika uzaklıkta, Lakepoint Yolu.
O GPS deu-nos uma morada com esse número a 10 minutos da casa da criança, na estrada Lake Point.
Troy Davis zehirli iğneyle idam edildi, neredeyse 10 dakika önce Georgia Eyaletinde
Troy Davis foi executado por injecção letal há aproximadamente 10 minutos pelo Estado da Georgia.
Yaklaşık 10 dakika önce.
Há uns 10 minutos atrás.
Nolan, eğer tamamen dürüst olmam gerekirse tam olarak 10 dakika önce aynı şeyi söyledin.
Nolan, para ser totalmente honesto, tu disseste exatamente a mesma coisa há 10 minutos atrás.
Ve 10 dakika beklememi ve sonra polisi aramamı söyledi.
Disse que devia esperar 10 minutos e depois chamar a Polícia.
Bana 10 dakika verir misin?
Eu preciso de 10 minutos... e então vamos embora daqui, está bem?
Bak, şimdi patates cipsi alabilirsin ya da eğer 10 dakika beklersen bütün beyinleri alabilirsin.
Podes comer as batatas-fritas agora, ou se esperares 10 minutos, podes comer todos os cérebros que conseguires.
Stabilize ettikten 10 dakika sonra hasta kardiyak arreste girdi.
Dez minutos depois da estabilização, a paciente entrou em paragem cardíaca.
Eğer 10 dakika içinde gelmezse saldırganlaşacağım.
Se ele não estiver aqui em dez minutos, Vou me tornar violento
10 dakika içinde buradan çıkacağız millet!
Estamos aí em dez minutos rapazes.
10 dakika!
10 minutos!
- Matematik dersi 10 dakika önce başladı.
A aula de matemática começou há 10 minutos.
- 10 dakika önce.
- Há dez minutos.
- 10 dakika sonra senin evinde, tamam mı? - Tamam, Pangaltı hamam!
- Em tua casa, daqui a 10 minutos?
- 5-10 dakika!
5 minutos, talvez 10.
Esasen, asılmayla idam, idam edilenin boynundan hava yolunu kapatarak iki veya dört dakika içinde meydana gelen bilinç kaybı ve 10 dakika içinde boğulmaya bağlı ölüm ile sonuçlanan bir idamdır.
Essencialmente, execução por enforcamento é estrangulamento, resultado da diminuição do ar no pescoço do executado. A perda de consciência ocorre após dois a quatro minutos, e a morte dentro de dez minutos, causando a morte por asfixia. "
ve 10 dakika öncesine kadar Herkes onun binada çalıştığını düşünüyordu.
E, até há 10 minutos atrás, pensavam que ele trabalhava para o prédio.
Emin olmak için bir 10 dakika daha verelim.
Vamos dar mais dez minutos só para ter a certeza.
Don, 5 dakika, 10 dakika ben de hayatım boyunca yaratıcı ekiplerde çalıştım, problem olmaz.
Don, cinco minutos, dez minutos... Trabalhei na área criativa a vida toda, não há problema.
10 dakika önce çalıntı bir araba merkez tünelden geçerken kart okuttu.
um carro roubado, há 10 minutos uso o seu E-ZPaas no túnel Midtowm.
Tahmini süre 10 dakika. Ne zaman olursa.
Quando for, estaremos aqui...
Normal hızımızla öyle, fakat ultra warpla... kahve molası için durmazsak en fazla 10 dakika. Oa'dan iki ay uzaktayız.
Estamos a dois meses de Oa.
Peki. 10 dakika içinde güvertede buluşalım.
10 minutos e depois reportar ao hangar.
İnfaz 10 dakika sonra başlayacak.
Primeira execução.
- Tekrar şarj olması için 10 dakika gerekiyor.
- 10 minutos para recarregar.
Strauss ile 10 dakika içinde görüntülü konuşma yapacağız.
Temos uma vídeo conferência com a Strauss em 10 minutos. Ela está no meio da guerra?
10 dakika sonra onu hayata döndürdük.
Nós trouxemo-lo de volta à vida 10 minutos depois.
Yani belki 10 dakika...
Talvez dez minutos, ou... Está bem.
10 dakika sonrada acil durum ekibi onu bulmuş.
O serviço de emergência encontrou-o 10 minutos depois.
Öldürülmeden 10 dakika önce onunla kardeşini aramış.
De onde foi feita a chamada para a irmã, dez minutos antes da morte.
Biri 2 yatak odalı evi buradan 10 dakika uzaklıkta ve terkedilmiş nakliye deposu.
uma casa com dois quartos a dez minutos daqui e um armazém abandonado.
Varlamov geldikten 10 dakika sonra Los Angeles Halk Kütüphanesi'ndeki bilgisayarlardan birinden satranç parkındaki kameraya bağlanılmış.
O computador da biblioteca publica de LA, ligou-se à câmara do parque 10 minutos antes de Varlamov aparecer.
Martin, Lucy 10 dakika önce Jake'i alıp çıktı.
Ela esteve cá há dez minutos para levar o Jake.
Kırmızı kaşkollü adam en son Spears'la buluştuktan 10 dakika sonra görülüyor.
A minha última imagem do sujeito do cachecol vermelho foi dez minutos depois de encontrar o Spears.
Şimdi 10 dakika içinde geri gel, gözlerin bağlı olsun.
Volte daqui a dez minutos com uma venda nos olhos.
Kolay hedef olduk şimdi! GPS sayesinde bu bölgede olduklarını biliyoruz birimlerimiz de on dakika uzaklarında.
O GPS dá-nos esta posição, as unidades estão a 10 minutos.
Tek diyeceğim onunla on dakika geçirmeniz.
Passe 10 minutos com o homem.
- Bekçi tüm güvenlik kameralarını kapatır ; katili çağırır ve ona... Groot'un üzerinde çalıştığını söyler, sonra Bones on dakika içinde vurulur.
O guarda desliga as câmaras, liga para o assassino e diz que a Bones está com o Groot, e ela é atingida passados 10 minutos.
Fredericka Starling, Alpaka Odası'ndaki konuşmasına on dakika içinde başlayacak.
A Fredericka Starling vai falar na sala Alpaca, dentro de 10 minutos.
Ne demek on dakika? On dakikaya burada in cin top oynar!
O que quer dizer com 10 minutos?
On dakika sonra oradayım.
Vou estar aí dentro de 10 minutos.
Bana 10, 20 dakika ver...
- Ouve, dá-me 10... 20 minutos, e...
... Ama on dakika içinde çıkmazsam, bilet yanar.
E se não sair nos próximos 10 minutos, acabou.
On dakika kalana kadar bekledi sonra elini mühürletti ki daha sonra gelebilsin.
Ficou 10 minutos, por isso carimbou a mão, para voltar depois.
- 5 dakika, en fazla 10
5 minutos, 10 no máximo.
On dakika beklemeye değdi, değil mi?
Valeu a pena esperares 10 minutos, certo?
Sana hayatının kapanış konuşmasını yapman için on dakika vereceğim. Hadi başla.
Vou dar-lhe 10 minutos para a sua última argumentação.
- On Dakika Sonra Döneceğim. - Aman ne güzel.
VOLTO EM 10 MINUTOS
Şimdi senden, gidip 10 kilo dondurma yemeni istiyorum. 2 dakika içinde.
Agora, quero que comas 4 litros de gelado em menos de 2 minutos.