English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ 3 ] / 30º

30º tradutor Português

27,780 parallel translation
- Biraz daha zaman... - 30.
- Apenas mais algum tempo. - 30.
- 30!
- 30!
30 dakika!
30 minutos!
30 dakika. 30 dakika... Bitti!
30 minutos... 30 minutos... acabaram!
20... 30...
20... 30...
30 tanesini düşürebilmesine imkân yok.
Não há como conseguir derrubar 30.
4 : 30'da Applebee's'te rezervasyonumuz var.
Temos uma reserva às 16h30 na Applebee's.
30-40 saniye sürecek.
Demorará cerca de 30 ou 40 segundos.
Transfer 11.30 civarında yapılmış.
As transferências foram feitas por volta das 11h30.
Dün akşam en son 5.30'da şehir merkezindeki bir hukuk firmasını aramış.
A última chamada que fez foi às 17h30 para uma firma de advogados em Midtown.
Birisi dün gece silah odasındaki kameraları saat 7.30-35 arasında kapatmış.
Alguém desligou as câmaras de vigilância do arsenal entre as 19h30 e 19h35 de ontem.
görünen o ki karen bir müşterinin ev güvenlik sistemimi akşam 10-30 11-30 arası kapatmış ve tahmin et ev kimin
A Karen desactivou o sistema de segurança de um cliente entre as 22h30 e as 23h30. É isso. E adivinha de quem era a casa.
30 dakika içinde sekreterime dönmeliyim, ve bu işte herhangi bir terslik olmasını istemiyorum.
Preciso devolvê-lo a minha secretária daqui a 30 minutos, e não quero um único risco nesta maldita lata velha.
BERLİN 30 NİSAN, 1945 7 AĞUSTOS, 1945
BERLIM 30 DE ABRIL DE 1945 O carro está a espera.
06.00'daki Jamaika uçuşunuz için 04.30'da kalkacaksınız.
Acordar às 4h30 para um voo às 6h para a Jamaica.
Bütün hırsızlıklar burayla 30. Cadde arasında yaşandı. - Hepsi de birkaç saat içinde oldu.
As invasões foram entre esta rua e a 30th Avenue e em poucas horas.
Peki neden kovuldun? Orada iki sene çalıştım, fakat yeşil kartım olmadığı için, Jose ve Frankie benim maaşımdan % 30 kesinti yapıyorlardı.
- Trabalhei lá durante dois anos, mas como não tenho visto, o Jose e o Frankie ficavam com 30 % do meu salário.
En yakın gündüz bakım merkezi 30 mil uzaklıkta.
Quando a creche mais próxima está a 18 km, preciso de me virar.
Geç dalganı bakalım ama senin de otuzlu yaşların bitti bitecek.
Vai em frente, faz piadas, mas os teus 30 anos estão a acabar.
40 yaşına 30 yaşından daha yakınsın şu an.
- Estás mais perto dos 40.
O parayı otuz günde nasıl harcadınız ki hem?
tanto dinheiro em 30 dias?
Bugün hava 90 derece olmalı.
Deve estar mais de 30 graus hoje.
O.K. Corral'ın 30. Saniyesinde silahşor olup çıkıverdi.
Trinta segundos em OK Corral e num pistoleiro se tornou.
7.30'u geçirme dedim.
Disse-lhe às 7 : 00 h em ponto.
Tam 7.30'da.
Às 7 : 30 h em ponto.
Buraya 7.30'da gelirsem Mission'daki kahvaltıyı kaçırırım, tamam mı?
Se vier cá às 7 : 30 h, não posso tomar o pequeno-almoço na Missão.
Yani ben 30 o da 46 yaşında olsa kimse garipsemezdi.
Se eu tivesse 30 e ele 46, já não seria estranho.
Tüm gün işkembeden sallamanı dinleyebilirim. Ama tüm kariyerin tepetaklak olmadan önce yaklaşık 30 dakikan var.
- Eu sou teu fã e posso passar o dia a ouvir as tuas tretas, mas tens 30 minutos até a tua vida desabar.
7.30'da galeride olacağım.
Vou estar na galeria às 7 : 30
Tamam, 7.30.
Sim, 7 : 30.
Akşam 7.30'da galeride olacak.
Vai estar na minha galeria às 7 : 30.
Kesin sonuç. 30'a 1 oranı var.
É garantido, 30 para um.
- Whittaker'ın 6'da galibiyet oranı 30'a 1.
O Whittaker a vencer no sexto assalto deve dar 30 para um.
Kaç sefer 30 yaşına gireceğim ki?
Quantas vezes fazemos 30 anos?
Korkunç bir şey yaptın ama sadece tek bir kötü adım attın diye veya 30 kötü adım... Şimdi iyi bir adım atamayacağın anlamına gelmez.
Fizeste uma coisa horrível, mas apenas porque fizeste uma má jogada... ou 30... não significa que agora não possas fazer uma boa.
Kaç oluyor şimdi orada? Dokuz saat ilerideler. - Tamam.
Então, são agora 9 : 30.
İnanmıyorum ya.
Meu Deus, são 6 : 30.
6 : 30'muş.
Seis e meia. Quanto tempo levas a tirar a maquilhagem?
Hayığ matmazeğl, sabah 11 : 30 şu an.
Mais non, Mademoiselle. São 11 : 30 da manhã.
Yarın Etiyopta restoranına gideceğiz ve sonra da, 30 yıl gecikip iki kadının hayatını değiştiren bir aşk mektubunu anlatan filmi izleyeceğiz.
Amanhã, vamos a um restaurante etíope e depois vamos ver um filme sobre uma carta de amor que chegou com 30 anos de atraso e mudou a vida de duas mulheres.
Dur, 30 tane birden geldi! Alex'in mezuniyet töreninden kaçtı ama bize söylemedi.
Ela faltou à formatura do Alex, mas não nos disse.
Güzel, 1930'ların sonunda Araf'a yeni kanalizasyon yapıldı.
No final dos anos 30 fazem um novo sistema de esgotos no Purgatório.
Charles Baskerville'in patentlerini çaldığı iddia edilen kurbanları ile olan toplantıların şirket kayıtları.
Actas das reuniões do Charles Baskerville com mais de 30 das alegadas vítimas de roubos de patentes.
Tamam, vadinin altındaki anakayaya göre, fay ya sağa doğru kırılıp çöle doğru yayılıyor, ya da kırık hattı boyunca sola devam ediyor ki bu da Los Angeles'in geri kalanına 30 dakika verir ; ta ki...
Com base no padrão das rochas da travessia, ele pode virar à direita e dissipar-se no deserto, ou virar à esquerda, ao longo da Falha, o que dá 30 segundos a LA para...
Üç dakikalık ses için 30 dakikalık çevirme.
30 minutos na manivela para 3 minutos de fama.
30 dakikada bir bilgilendirme istiyorum.
Quero actualizações a cada 30 minutos.
Kampın 30 mil kuzeyinde temas kuruldu.
Contacto com tropas a 30 minutos do campo.
Otuz sene önce araba kazasında ölmüş yedi yaşında bir çocuk.
Um rapaz de 7 anos que morreu há 30 anos num acidente de carro.
Bu tehlikeli bir sevkiyat ; ışığa maruz kalamaz eksi 30 dereceden sıcak, 60 dereceden soğuk tutulamaz.
É um carregamento perigoso, não pode ser exposto à luz, tem de ser mantido acima de - 34ºC e abaixo de 15ºC.
Tijuana'ya gidiş yolunda 30 araçla derinlemesine arama yapıyorlar...
Estão a revistar 30 carros na entrada em Tijuana,
70 ama ekstradan 30 vereceksiniz.
Setenta, mas dê-me mais 30.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]