480º tradutor Português
161 parallel translation
- Sevgili kaptan İngiltere kıyılarından 450 km açıkta, 45. enlemde bir İngiliz uçağında Alman destroyeri tarafından vurulduğunuzda akabinde yarı batmış bir kanat üzerinde diğer sıkıntılı insanlarla saatler boyu boğulmayı bekleyince gazeteci olduğunu söylemeyi unutması gayet normal oluyor.
- Meu caro capitão... quando se é atacado num avião britânico por um bombardeiro alemão a 480 km da costa inglesa... Latitude 45... e se andou à deriva numa asa meia-submersa durante horas... à espera de se afogar com meia dúzia de outro seres humanos feridos... é sujeito a esquecer-se por momentos que é um jornalista.
İşte hikayen. 480 dolar çalmış.
Aqui tens a história. Ele roubou $ 480.
- 480 dolar.
- $ 480.
420 480 560 720 840 900 950 1065 Dolar.
Mil e sessenta e cinco dollars.
480 efendim.
- 180 graus, senhor.
İ.Ö. 480'de, Pers Kralı Xerxes muazzam köle imparatorluğunu o zaman bilinen dünyadaki en kuvvetli bağımsız devlet olan Yunan Devletlerini yok etmesi için harekete geçirdi...
No ano 480 a.C., o Rei Xerxes da Pérsia usou o seu enorme império de escravos para esmagar um pequeno grupo de estados gregos independentes, o único baluarte de liberdade que restava no então conhecido mundo...
Dış gövde ısısı şu an 480 derece, yükselmeye devam ediyor.
A temperatura do casco externo está em 480 graus e a aumentar.
Uzaydan, 480 km aşağıdaki bir sigara paketinin fotoğrafını sonsuz şekilde genişletilebilecek minnacık bir negatifin üzerine çekebilir.
Consegue fotografar um maço de cigarros a 500 km no espaço num negativo minúsculo com capacidade para aumento infinito.
Ailemin Yell bölgesinde 200 hektarlık arazisi var.
Minha família possui 480 acres de terras na comarca de Yell.
Biz hala sizi şurada bekliyorduk. Kingsbay'dan 100 mil bile değil.
Nós continuávamos ainda ali à espera, a menos de 480 quilómetros de Kingsbay.
- Orası 300 mil açıkta.
- Isso é a 480 quilómetros daqui.
480 mil.
Disfarce :
Kahire'ye 480 km. uzaklıktaki bu şehirde duracaklardı.
Iriam parar aí, a 500 km de distância do Cairo.
- 480 $, tamam mı?
- 480, certo?
İkinci Dünya Savaşı'nda, Britanya ve ona bağlı ülkelerden 480.000 kişi öldü.
Na II Guerra Mundial, a Inglaterra e a sua Commonwealth sofreram 480 mil perdas humanas.
35.000 adam 300 mil uçacak ve sınırın ötesine geçecek.
Levamos 35.000 homens de avião durante 480 km e largamo-los por trás do inimigo.
Yani ödediğimiz miktar 480.500 dolar.
Falamos de... 480.500 dólares.
- Evden 450 kilometre uzaktayız.
- Estamos a pelo menos 480 kms da base.
Bob? ... 37,480,911 dolar.
Bob... 37.480.911 dólares.
480'de gidiyor.
Segurando a 480.
George Lucas'ın yönetiminde senaryo John Milius'a aitti. Francis şu ana kadar okumuş olduğu kitaplar arasında Heart Of Darkness'ın favorilerinden bir tanesi olduğunu söyledi ve dedi ki : "daha önce denendi ama kimse yapamadı."
George Lucas seria o realizador do guião de John Milius. 480.667 ) } CO-ARGUMENTISTA disse que já tinha sido tentado e ninguém tinha tido sucesso.
300 mil dalmaya değer.
Valeu a pena guiar quase 480 km.
Geri sayım başlıyor. Yaşama döndürülecek mahkum grupları : 290, 310, 480 ve 570.
Contagem decrescente para a reanimação dos prisioneiros... 290, 310, 480... 570.
Bu şekli yapma ihtimali olan tek şey, yılın on ayında,... saatte 480 km hızla Mars yüzeyine çarpan, güneş fırtınalarıdır.
Os únicos escultores de serviço são os ventos solares que sopram sobre a superfície de Marte a 500 km à hora, dez meses por ano.
- 480.
- 480.
CD-ROM okuma hızları hala 130 ms dolayında. Bir sürü ekran titremesi var ve Intel'in yeni Pentium çipleri bu MX480'leri tamamen atıl hale getirecek.
O ratio de busca dos CD-ROM ainda estão nos 130 milisegundos, ainda existem muitos problemas com os monitores e os novos chips controladores para Pentium da Intel vão tornar estes MX 480 obsoletos.
- Düzeyler geldi mi? - 480.
- Já se sabe os níveis?
İki kutu yutmuş olmalı.
- 480. Deve ter engolido dois frascos.
İkinci soğutucu borusunda çatlak oluştu derinlik 1480
1.400. Ruptura no segundo tubo de circulação. Profundidade 1.480.
Westley Richards 480, .375 HH mag.
Festões Rinchares 480, 375H magnum.
Normal su transferinin iki buçuk katı kadar su çektik. Yaklaşık 483 litre.
Transferimos duas vezes e meia a quantidade de água planeada, cerca de 480 quilos.
Saatte 500 kilometrenin üzerinde bir hızla ve neredeyse dikey bir açıyla yere çakıldığını düşünüyorlar.
Pensam que embateu no chão, em descida vertical, a 480 km / h por hora.
- Thermopylae'deki ( M.Ö. 480 lerde Yunanlılar ve Persliler arasında büyük bir savaşın olduğu yer ) geçit, cevap bu.
- A passagem em Termópilas, é a resposta. - Qual é a pergunta?
Seçim günü annem ve ben 480 adet kek hazırladık.
No dia da eleição, eu e a minha mãe fizemos 480 bolinhos.
500 kilometre menzilli.
Tem um alcance de 480 km.
Olympus Dağı'nın merkez kraterinden en aşağısına kadar gitmek 428 kilometrelik bir yolculuk anlamına gelir.
É minúsculo quando comparado com o Olympus Mons. Uma viagem da cratera central do Olympus Mons até à sua borda é de 480 quilómetros.
Bu durumda Bay McCloy, 480,000 iştirak hakkı almalıyız.
O que significa, Sr. McCloy, que precisamos de 480.000 opções.
186,480.
186,480.
3,480 Toman.
Já faz 3.480 tomans.
En yakın kumsal 450 km uzağımızda.
Estamos a 480 km da praia mais próxima.
Tezimi doğrulamak için 480 saat klinik tecrübe edinmeliyim.
Preciso de 480 horas de experiência clínica como certificado.
Musso Lussino 480.
Uma Musso Lussino 480.
En yakın kara parçası 300 mil uzakta.
A ilha mais próxima fica a 480 km de distância.
Kevin, Şişko Tony'den 480 sterlin karşılığında Jamaica esrarı satın alır ve bunu 11 müşterisi arasında paylaşması gerekirse 100 sterlinlik nafakasını ödeyebilmek için 10 gramına ne kadar para istemeli?
Se o Kevin comprar 100 gramas de erva jamaicana ao Tony por 480 libras, dinheiro à vista, para repartir por 11 fregueses, quanto tem de cobrar por cinco gramas para obter 100 libras de lucro e pagar a pensão de alimento?
Yıl M.Ö 2480 ve Sahra Çölünün bu kısmında görülebilecek hiçbir şey yok. Sadece uçsuz bucaksız kum tepeleri.
Estamos em 2.480 AC e não há nada para ser visto nesta parte do Deserto do Sahara, nada para além de areia em movimento.
60 yıl sonra, M.Ö 2480'de, aynı istek, yeni kral Khufu'yu, maiyetince dikkatlice seçilmiş çölün bu noktasına getirmişti.
Sessenta anos mais tarde, em 2.480 AC, o mesmo impulso tinha levado o novo rei, Khufu, para o deserto com seguidores cuidadosamente escolhidos.
Amarillo'dan 480 km uzakta.
Isso é a 483 Km de Amarillo.
500 kilometrelik alana arandıkları bilgisi verildi.
Foi emitido um alerta num raio de 480 km.
Adam 480 kiloydu.
Era um tipo que pesava 480 quilos.
Kliniğim buradan 480 km.
A minha clínica fica a 480 km daqui...
Bayanlar baylar, 480 numara.
E agora Senhoras e Senhores, Lote 480.