Aaron tradutor Português
3,903 parallel translation
Aaron Whitmore.
Aaron Whitmore.
Bana Aaron Whitmore'u getirmişsin...
Trouxeste-me o Aaron Whitmore.
Aaron'un onu takarak ölmesi de uygun olur.
É apropriado que o Aaron morra a usá-lo. Portanto...
Her ne kadar kaliteli viskinin tadını çıkarmış da olsam genç Aaron'un ölüm çığlıkları kulağımızda son intikam davranışının bizimle bir devri kapatıp yenisini açtığını bilerek bir sonraki içkimizin tadının çok daha iyi olacağından eminim.
Embora goste do teu uísque de qualidade, estou confiante de que a nossa próxima bebida será ainda melhor, com os sons moribundos do jovem Aaron nos nossos ouvidos, além de que o teu acto final de vingança nos trará paz de espirito - e um novo começo.
Ben de seninle aynı şeyi istiyorum Aaron.
O mesmo que tu queres, Aaron.
Bu Aaron'ın çantası.
Esta é a mala do Aaron.
Bunu benden öğrendiğin için üzgünüm ama Aaron Whitmore'un arabası geçen gece yolun ortasında terk edilmiş halde bulundu.
- Detesto ser eu a dizer-lhe isto, mas... o carro do Aaron Whitmore foi encontrado abandonado no meio da estrada ontem à noite.
Başlangıç olarak Elena'nın arkadaşı Aaron'ı öldürdü.
Para começar... ele matou o Aaron, o amigo da Elena.
Aaron evin sahibiydi.
O proprietário era o Aaron.
Tamam, yani Enzo ile giderek Aaron'u öldürdüğünüz neredeyse Jeremy'i öldürdüğünüz, Wes'i öldürmeye çalışıp deşici virüsüne kapıldığın bu seri cinayet olayı da o da tamamen senin Katherine'e olan tepkindi.
Certo. Então, a tua pequena matança com o Enzo onde mataste o Aaron, quase mataste o Jeremy e tentaste matar o Wes, mas acabaste infectado por aquele vírus, isso foi tudo reacção tua para com a Katherine.
Damon'un onu öldürmesinin tek sebebi bizim ayrılmamızdı. O yüzden bunu Aaron'a borçluymuş gibi hissediyorum.
O Damon só o matou porque terminámos, por isso, sinto que devo isso ao Aaron.
Benim adım Aaron Whitmore.
- Chamo-me Aaron Whitmore.
Evet, Aaron Whitmore için aynını diyemeyiz.
Pois, o mesmo já não podemos dizer do Aaron Whitmore.
Bunu da düzelteceğim şeyler listesine ekleyelim. Başta Aaron var.
Juntemos isso às coisas que preciso de resolver, começando pelo Aaron.
Aaron mu?
O Aaron?
Selam, ben Aaron.
Olá, fala o Aaron.
Selam Aaron, ben Elena.
Olá, Aaron, fala a Elena.
"Selam Elena, ben Aaron'u öldürdüm."
"Olá, Elena, matei o Aaron".
Aaron ne olacak Damon?
E o Aaron, Damon?
Wes, Aaron'un aileye en yakın olarak gördüğü kişiydi.
O Wes era a coisa mais próxima que o Aaron tinha como família.
Aaron?
Aaron?
Aaron, bana seni öldürmediğimi söyle.
Aaron, diz-me que não te matei.
- Aaron'u.
- O Aaron.
Bu yüzden bana söylemekten bu kadar korkuyorsun. Aaron.
Era isso que receavas contar-me.
Onu öldürdüm.
O Aaron. Matei-o.
Aman Tanrım Aaron?
Meu Deus! Aaron?
Ben Aaron Whitmore'u öldürdüm.
Matei o Aaron Whitmore.
Aaron'un buralarda olduğunu görüyorum.
- Não. - Ele está por aqui.
Sen Aaron Whitmore'u öldürmedin.
Não mataste o Aaron Whitmore.
Aaron hâlâ hayatta olurdu.
O Aaron ainda estaria vivo.
Ben yaptım. Kalbimi kırdığını sandım, ben de Aaron'un boynunu parçaladım.
Pensei que tinhas arrancado o meu coração, por isso, degolei o Aaron.
Ben Aaron Whitmore'u öldürdüm.
- Matei o Aaron Whitmore.
Sen Aaron Whitmore'u öldürmedin.
- Não mataste o Aaron Whitmore. Pensei que tinhas partido o meu coração, por isso, degolei o Aaron. Fui eu.
[Babası] Aaron, Higland Park'ta doğdu ve burada büyüdü.
Ele nasceu em Highland Park e cresceu aqui. PAI DO AARON
Her biri sıradışı zeki üç kardeşten biriydi.
O Aaron veio de uma família de três irmãos extraordinariamente inteligentes.
Sürekli koşuşturan yaramaz üç oğlan çocuğu.
IRMÃO DO AARON... as crianças mais bem comportadas, três miúdos sempre a correr e a causar sarilhos.
Ama farkediyorum ki, Aaron, öğrenmeyi çok genç yaşta öğrenmişti.
Mas acabei por chegar à conclusão de que o Aaron aprendeu a aprender em muito tenra idade.
- Aaron.
- Quem é?
- Hangi Aaron?
- O Aaron.
- Aaron Komikadam
- Que Aaron? O Aaron Engraçadinho.
İstediğini hep yapardı.
MÃE DO AARON Ele conseguia sempre o que queria.
Hepimiz meraklı çocuklardık, ama Aaron hem öğrenmeyi hem de öğretmeyi çok seviyordu.
Fomos todos crianças curiosas, mas o Aaron gostava mesmo de aprender e de ensinar.
Hepimizde bilgisayar vardı, ama Aaron gerçekten kendini adadı. İnternet'e adadı.
Todos tivemos computadores, mas o Aaron viciou-se mesmo neles, viciou-se mesmo na Internet.
Star Wars ile ilgili bir bilmece oyunuydu.
IRMÃO DO AARON... foi um jogo de trívia da Guerra das Estrelas. Com que dois seres se diz que o Chewbacca é parecido no guião de UNE?
- Sen Aaron'ı diyorsun. - Aynen.
- Estás a falar do Aaron.
Damon, Aaron'ı öldürdü değil mi?
O Damon matou o Aaron, não foi?
Aaron Whitmore'un cenazesi için gerekli işleri hallediyorum.
Estou a fazer preparativos para o funeral do Aaron Whitmore.
Kalbimi kırdığını sandım, ben de Aaron'un boynunu parçaladım. İşte üzerimde bu kadar fazla kontrolün var.
É esse o tipo de controlo que tens em mim.
Aaron Swartz'ın doğduğu kasaba Highland Park'a derin bir yas hakim.
Um filme de
İnternet'in en parlak ışıklarından birine sevenleri son bir veda etmekte.
Há uma profunda sensação de perda, hoje, em Highland Park, a terra natal de Aaron Swartz, enquanto os entes queridos se despedem de uma das luzes mais brilhantes da Internet.
Aaron, programlamayı büyü gibi görürdü.
O Aaron sempre viu a programação como mágica.