English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ A ] / Acilen

Acilen tradutor Português

2,098 parallel translation
Acilen bir ev temizliği yapabilir misiniz?
Pode atender uma chamada urgente?
- Acilen epinefrin iğnesi gerek.
Ela precisa de uma injecção de epinefrina, e depressa.
Onları kaçıran büyücüye kilitlenmeliyiz ve bunu acilen yapmalıyız.
Mas nós temos o sinal da nave onde fugiram, e a situação é urgente
Merkezi arayın. Acilen oraya gitmelerini söyleyin.
Liguem para a esquadra e digam-lhe para ir já para lá.
- Sana acilen ihtiyacımız var.
Precisamos de ti. " - Agora?
Acilen birinin bir yerini dikmesi gerekmiş olabilir.
Pode ter havido uma urgência e ele estar a coser alguma coisa a alguém. Mesmo assim...
- FBI'ı acilen uyarmam gerekiyor.
Tinha de ter a certeza, não? Tenho de alertar o FBI imediatamente.
Acilen hastaneye yetiştirmezsek dili boğazını tıkayacak.
Sabe, se não o levarmos rapidamente ao hospital, a língua vai começar a inchar. Vai ter que ser entubado e não poderá falar.
Neal, acilen başlıyor ve Ajan Rice'a rapor veriyorsun.
Neal, a partir de agora comunicas com a Agente Rice.
Dün gece acilen Trinity Merkez Hastanesi'ne kaldırılmış.
Na noite passada, foi levada para o Trinity General Hospital.
Dr. Tallridge, acilen yoğun bakıma.
Dr. Tallridge, é favor dirigir-se a UTI urgentemente.
Birileri bana acilen mantıklı bir açıklama yapsa iyi olur.
Era bom que alguém começasse a fazer sentido, e depressa.
Bugünün manşeti... hava trafik kontrol memuru Donald Margolis, 163 kişinin öldüğü uçak kazasından sorumlu tutulan Margolis bu sabah acilen hastaneye kaldırıldı. Edinilen bilgiye göre Margolis intihar teşebbüsünde bulundu.
A notícia em destaque nesta hora, Donald Margolis, o controlador aéreo criticado pelo seu papel no recente desastre aéreo em que morreram 167 pessoas, foi levado para um hospital, esta manhã, aparentemente vítima de um tiro de caçadeira contra si próprio.
Acilen CERN'e gitmeliyiz.
- Temos que ir pro CERN!
Böyle bir zamanda iş konuşmak bana çok acı veriyor, ama gerçek şu ki şirket ortakları olarak acilen şirkete yeni bir İcra Kurulu Başkanı seçmemiz gerekiyor.
Por muito que me incomode falar sobre negócios, numa altura como esta. Mas a questão é que, temos accionistas e a Direcção exigiu que fosse anunciado imediatamente um novo presidente.
Dr. Hadley'in acilen yüksek proteinli yemeğe ihtiyacı var.
A Dra. Hadley precisa de uma refeição alta em proteínas, já.
Acilen.
Urgentemente.
Acilen dedektiflere ve olay yeri incelemeye ihtiyacımız var.
Vamos precisar de superiores, detectives, temos crime a dobrar.
Acilen.
Imediatamente.
Acilen polis desteği gerekiyor.
Precisamos de ajuda policial e precisamos dela agora mesmo!
Acilen hava almam lazım.
- Preciso de apanhar ar.
Evet, ne olduğunu acilen öğrenmeliyiz.
- Queríamos a identificação depressa.
Şekerim, biliyorum uzaklarda bir yerlerde insanlığın çıkış noktasını falan arıyorsun, ama acilen eve dönmen gerek.
"Cherie", sei que estás aí a procurar pela origem da humanidade, - mas precisas de voltar agora mesmo.
Yani, görünüşe göre Donny parayı acilen toparlamış.
Parece que o Donny teve de reunir dinheiro rapidamente.
Ne olduğunu öğrenmeye çalıştım, ama acilen bir yere gitmesi gerektiğini söyledi, ben de oradan ayrıldım.
Tentei descobrir o que era, mas ela tinha pressa para ir a algum sitio, então saí.
Acilen hava takibine ihtiyacımız var. Beyaz ve gri renkli bir kamyon.
Precisamos de apoio aéreo a perseguir uma carrinha branca e cinzenta.
Ve mümkünse, acilen annesi ile görüşmek istiyorum.
E quero falar com a mãe dele imediatamente.
Ama acilen para yollamamız gerekiyor adamlara. Çünkü bu hafta sonu başlıyor.
Temos de enviar um depósito imediatamente, porque começa já este fim-de-semana.
Sonuçta, bizim Birliği çok sağlam geçerli mali zemin, değil acilen bağış ihtiyacı var
Afinal, nossa Associação está bem financeiramente, e não necessita urgentemente de doações.
Ve böyle olursa acilen benimle aynı sayfada olman gerekiyor.
E se isso acontecer, nós dois temos de estar em sintonia.
... acilen gereken parayı sağlamak... 4 Ekim 2008'de Başkan Bush 700 milyar dolarlık kurtarma paketini imzalar.
... disponibilizar dinheiro urgentemente... A 4 de Outubro de 2008, o Presidente Bush aprovou uma factura de resgate de 700 mil milhões.
Acilen bir ambulansa ihtiyacım var.
Preciso de uma ambulância, agora.
Yaptığın şeyin cezasının okuldan acilen atılmak olduğunu biliyor musun?
Sabe que o que fez significa a expulsão imediata desta escola, verdade?
Çok acilen buraya gelmeli.
Precisamos dele com a maior das urgências.
Buraya acilen gelmeme neden olan şey nedir?
O que é tão importante que tivesse de vir aqui tão depressa?
Ben, Yüzbaşı Harmen. Acilen Yüzbaşı Montoya ile konuşmam gerekiyor.
Daqui fala o Capitão Harmen, preciso de falar com o Capitão Montoya, e já.
Torres, 2 dakika içinde ofisime gelmeni ve bana acilen ihtiyaç duyulduğunu söylüyorsun.
Daqui a dois minutos, entras no meu escritório e dizes que precisam de mim com urgência.
Dr. Lightman, acilen laboratuardan bekleniyorsunuz.
Dr. Lightman, precisam de si no laboratório.
Acilen sizinle görüşmesi gerekiyormuş.
Diz que precisa de falar, urgentemente, consigo.
Acilen gitmem gerek.
Eu tenho de... correr.
Acilen ilgilenmek gerek.
Precisam de ser restauradas.
Lucy Carlyle'ın yerini bilenler acilen polise başvurmalı.
Se fosse a ti, comprava-lhe já um cartão. Quem tiver informações sobre o paradeiro da Lucy Carlyle, deve contactar a polícia de imediato.
O dosyalara acilen ihtiyacım var.
Preciso dos arquivos agora.
Acilen ameliyat edilmesi gerek.
É necessária e urgente uma cirurgia.
Güvenliğiniz için acilen Askeri bir hastaneye sevk edileceksiniz.
Para a sua própria segurança, será conduzido imediatamente para um hospital militar.
Acilen konuşmamız gereken bir şey var, Will.
Temos uma coisa urgente para conversar, Will.
Şu an acilen başka bir yerde olmamız gerekiyor.
E nós precisamos... de ir a um sítio muito importante agora.
Rickenbacker Geçidi, acilen.
Já para Rickenbacker causeway, imediatamente.
Avery, o dokuya acilen ihtiyacım var.
Avery, preciso desse tecido agora.
Acilen bize ikmal gerekiyor.
Precisamos daqueles mantimentos, imediatamente.
Acilen onunla konuşmak istiyorum.
Quero falar com ele imediatamente.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]