Acilmiş tradutor Português
122 parallel translation
Acilmiş.
Diz que é urgente.
Acilmiş.
Era urgente.
Hemen onları arayacakmışsınız, acilmiş.
Querem que ligue já, disseram que é urgente.
- Biraz bekleyemez mi? - Evet, ama çok acilmiş.
Não pode esperar um momento?
Acilmiş.
É urgente.
- Merhaba. Bayan Paley aradı. Acilmiş.
A Menina Paley ligou, disse que era urgente.
- Acilmiş.
- Diz que é urgente.
Acilmiş!
Diz que é urgente!
Acilmiş.
É uma emergência.
Çok acilmiş. Afedersin.
- Ela diz que é urgente.
Çok acilmiş.
É urgente.
Kız kardeşin bana dedi ki, sen onu bu sabah aramışsın ve ona babanın onu State Island'daki huzurevinde görmek istediğini söylemişsin. Sanki acilmiş gibi, öyle değil mi?
A tua irmã disse-me que lhe telefonaste hoje de manhã e disseste-lhe que o teu pai queria vê-la no centro de reabilitação em Staten Island tipo emergência, certo?
Acilmiş. - İzin verir misiniz Bay Anderson?
- Dá-me licença, Sr. Anderson?
Acilmiş.
Eles dizem que é urgente.
Acilmiş.
Ele diz que é urgente.
Acilmiş.
Urgente, da clínica.
Stone beni hastaneden aradı- - beni görmesi gerekiyormuş... acilmiş.
O Stone ligou-me para o hospital. Queria falar comigo. Disse que era urgente.
Acilmiş.
Ele diz ser urgente.
- Acilmiş.
- Ele disse que é urgente.
Acilmiş.
Parecia urgente.
Çok acilmiş. - Kesinlikle bulunman gerekiyormuş.
É muito urgente... e tens que ir obrigatoriamente.
Acilmiş efendim.
É uma emergência, senhor.
Pierre, Fransa'dan arıyorlar. Acilmiş.
Pierre, é uma chamada de França, é urgente.
- Arayan eşiniz, acilmiş...
É a sua esposa e diz que é urgente...
- Eşiniz arıyor, acilmiş...
É a sua esposa, e diz que é urgente...
Keith, acilmiş.
Keith, é uma emergência.
Helena, Sergei seni görmek istiyor. Acilmiş.
Helena, o Sergei quer falar contigo, agora mesmo.
Çok acilmiş!
- Uma urgência.
Bay Papucci? Bu size, çok acilmiş.
Isto é para o senhor, é urgente.
Babam, ofiste beni istiyor ve acilmiş bunun için gitmek zoundayım.
Papai quer me no escritório e é urgente, por isso vou indo
Seninle konuşmalıymış ve acilmiş.
Diz que tem de falar contigo e que é urgente.
Bana çok acilmiş gibi geldi.
Parecia muito urgente.
Acilmiş.
- Parece ser urgente.
Bu iş çok acilmiş de.
Este trabalho é prioridade máxima.
Penelope Garcia, Quantico'dan arıyor. Acilmiş.
É Penelope garcia do quantico.Ela diz que é urgente.
Dedektif Yarbrough. Birinci hattan bir kadın sizi arıyor. Acilmiş.
Detective Yarbroug... há uma ligação urgente de uma mulher na linha um.
- O belgeleri mutlaka... - Acilmiş.
É urgente.
- Pam Landy arıyor. Acilmiş.
Diz que é urgente.
Seni arıyorlar, acilmiş.
É para ti. Disse que era urgente.
- Acilmiş. - Acil bir durumla ilgileniyorum.
- Estou a meio de uma emergência.
Acilmiş.
- É uma coisa urgente.
- Acilmiş.
- Urgente.
Çok acilmiş.
Diz que é urgente.
Acilmiş. Derhal giyinin.
Vista-se depressa.
Acilmiş.
A MARLENE TELEFONOU.
- Bilmiyorum. Dügününü kayda almis, durum acilmis.
- Filmou o teu casamento, diz que é urgente.
Bütün yemek paketleri açilmis ve siniflandirilmisti.
Todos os pacotes de comida são abertos e classificados
Acilmiş.
Parece urgente.
sunu söylemeliyim Don, Haklarinda dava acilmis bile olsa Lucky Strike hic bu kadar guclu olmamisti.
Don, a Lucky Strike, apesar da acção judicial, está mais forte do que nunca.
Ama Scipio bu duruma hazirlikliydi. Filler hücum ederken, son anda Roma saflarinda büyük kanallar açilmis ve canavarlar ölüm koridorlarinin içine çekilmisti.
Mas Cipião antecipou-se a Aníbal e no último momento... da carga dos elefantes, grandes corredores foram abertos... nas fileiras romanas levando os animais para a morte.
Daha çok rahatlayip derinden bir oh çekmissin gibi. Sanki tikaniklik açilmis da cigerlerine hava gitmis gibi.
Parece que está segurando um grande suspiro de alívio, esse monte de ar que está preso em seus pulmões.