English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ A ] / Acıktım

Acıktım tradutor Português

2,487 parallel translation
Kattaka, hadi, acıktım!
Vamos, Kattaka! Estou com fome.
Şimdi çok acıktım.
Bem, estou com fome.
Özelliği bu. Ama çok acıktım.
Mas estou esfomeada.
Feci acıktım.
Credo! Estou esfomeada!
Açıkçası Fred, ben çok acıktım.
Fred, eu estou com tanta fome.
Acıktım hatta.
- Estou até com fome.
- Ben acıktım.
- Tenho fome.
Öğle yemeği vakti ve aniden acıktım.
Está na hora de almoço e, de repente, fiquei com fome.
Anne, acıktım.
Tenho fome, mamã.
Hatta acıktım bile, Helen.
Na verdade, Helen, tenho fome.
Bay Sherman, acıktım!
Senhor Sherman, tenho fome.
Anne, acıktım.
Mamã, tenho fome.
Çok acıktım.
Estou esfomeado.
- Acıktım.
Estou com fome.
Baba, ben acıktım.
Pai, tenho fome.
Acıktım.
Estou com fome.
- Ben acıktım.
- Estou com fome.
- Acıktım ama.
- Tenho fome.
Ben acıktım ama.
Mas estou com fome.
- Acıktım. Tuttuğumuzu öldürüp yiyelim derim.
Vamos comer o que matarmos!
- Ben acıktım. - Öyle mi?
- Estou com fome.
- Acıktım ben.
Tenho fome.
Ben acıktım.
Estou com fome.
Acıktım sadece. Tamam.
Estou com fome.
Oldukça acıktım, doldur bebeğim.
Serve isso depressa. Estou com fome. Sim?
Açık havada yapmaktan bıktım.
Estou farto de pinar ao ar livre.
Karnım acıktı benim.
Estou esfomeado.
Angie, arabanın kapısını açınca, kaya ile başına vurarak yere yıktım.
Ela saiu do carro e dei-lhe com uma pedra na cabeça.
Karnım acıktı.
Estou com fome.
Acınmaktan bıktım.
Estou farto dela.
Doğal olan o şey açığa çıktı, benim tek yaptığım onu kaydetmek oldu.
Apenas... Esta coisa natural veio para fora e limitei-me a gravá-la.
Ortaya ilk çıktığımızda o kadar saf ve tazeydim ki, şarkı söyledikçe açıIıyordum ve sonra bir anda herkes, küçümseyen noktadan bakmaya, ya da taklit etmeye başlamıştı.
Era tão ingénuo e inocente quando começámos, a cantar e a desabafar, e depois toda a gente olhou para isso de uma forma cínica ou começou a imitá-la.
Acıktın mı?
Tens fome?
- Acıktım.
- Eles vão vir.
Acıktın mı?
Estás com fome?
Sen acıktın mı?
Estás com fome?
- Evet, diğer hastalığım da açığa çıktı.
Tenho outra doença! Óptimo.
Bir amacım vardı ama yine de aklımın başımda olmadığı açıktı.
Despachei-me rápido e no entanto a minha mente estava descontrolada.
Karnımı acıktırıyorsunuz.
Estás a fazer-me fome.
- Herkes acıktı mı bakalım?
- Estão com fome?
Acıktın mı, Alec?
Está com fome, Alec?
Sen yine acıktın mı?
Você está com fome de novo?
Acıktım.
Estou faminta.
Açığa çıktığım vakit kasalara ateş açmanı sonra da rehinelerin yanına dönüp herkesin gizlenmesini sağlamanı istiyorum. Hazır mısın?
Quando eu estiver fora daqui, preciso que atire nas caixas, e se esconda nos fundos e mande todos protegerem-se.
Acıktım ben.
Vá lá, mano. Estou com fome, primo.
Ee, açıktınız mı?
Alguém tem fome?
Kapı açıktı ve kızım da burada.
Bem, a porta estava aberta, e a minha miúda estava dentro.
- Acıktın mı?
Estás com fome?
Sadece ben miyim, yoksa sizin de karnınız acıktı mı?
Há mais alguém esfomeado ou sou só eu?
Açıklama yapmaktan bıktım.
Estou farto de me explicar.
Karnın acıktı mı?
Abriu-te o apetite?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]