Adebisi tradutor Português
190 parallel translation
Adebisi bizim tarafımızda olduğunu söylüyor, Ama bence uzak durma şansımız varsa Müslümanlarla dövüşmemize gerek yok.
- O Adebisi diz que está connosco, mas acho que não devemos combater os muçulmanos, se pudermos evitá-lo.
O'Reilly, Ross, Adebisi, ön girişin kontrolü zaten sizin elinizde.
Ouve, O'Reilly, Ross, Adebisi, vocês já controlam a entrada da frente.
Adebisi, sen de giriş ve çıkışları denetlersin.
- Adebisi, ficas com as idas e vindas.
Adebisi, Şu boku fazla kullanma.
Adebisi, tens de abrandar no consumo dessa cena.
Adebisi?
Adebisi?
Adebisi ve arkadaşları krize girmeye başlıyorlar.
O Adebisi e os amigos estão a começar a passar-se.
Adebisi!
Adebisi!
Mahkûm No : 93A234, Simon Adebisi. Mahkûmiyet Tarihi :
Recluso no 93A234, Simon Adebisi, condenado a 2 de Maio de 1993, por homicídio qualificado.
Adebisi, Adebisi,
Adebisi, Adebisi...
Adebisi, benim Afrikalı kardeşim.
Adebisi. Mano africano, como estás?
Adebisi mi?
O Adebisi?
Adebisi, hiç Müslümanların ayaklanma başlatacaklarına dair dedikodular duydun mu?
Já ouviste alguns boatos sobre os muçulmanos irem começar um motim?
Arkadaşın Adebisi'ye söyle, adamlarını koşuya hazır tutsun.
Diz ao teu amigo Adebisi, para ter os homens dele a postos.
Adebisi, Markstram ve Wangler'a karşı tanıklık yapacağım.
Eu deponho contra o Adebisi, o Markstrom e o Wangler.
Ondan sonra Adebisi'nin kıçını sıkıştırmanı istiyorum.
E depois quero que dê cabo do canastro ao Adebisi. Ronnie.
Adebisi, bekle.
- Adebisi, fica.
Adebisi, "İ" ile bitiyor,
Adebisi... Termina em i. De certeza que não és italiano?
Bugün Adebisi!
É para hoje, Adebisi.
İlk fırsatını bulduğunda Adebisi'nin seni haklayacağını biliyor musun?
Sabe que o Adebisi o mata assim que puder.
Adebisi'yi kafana takma.
Não te preocupes com o Adebisi.
Adebisi, sonra görüşürüz.
- Adebisi, até logo.
Dün gece gördüm, Adebisi eşyalarını alıyordu.
Eu vi o Adebisi a implicar contigo ontem e a roubar as tuas coisas.
Ama Adebisi yüzünden olduğunu söyleme.
Mas não digas que é por causa do Adebisi.
Ama bu Adebisi. Gerçekten işine tam odaklanmıyor, anlıyor musun?
Mas este tal Adebisi, não está muito concentrado na sua tarefa.
Hey Adebisi. Bizimle elinden geldiğince barış içinde yaşa.
Adebisi, tu aceita isto como puderes.
Adebisi ile ben ilgilenirim.
Eu trato do Adebisi.
- Adebisi.
- O Adebisi.
Adebisi, mutfaktaki kara derili.
O Adebisi, o preto que está na cozinha.
Babanı Adebisi öldürdü. Ben Adebisi'yi öldürmeye çalışıyordum.
O Adebisi matou-o e eu queria matar o Adebisi.
Adebisi.
Adebisi.
Adebisi.
Adebisi!
Adebisi mi?
Adebisi?
Tedavi oldum Adebisi, kanser bulaşıcı değildir.
Estou curado, Adebisi. O câncer não é contagioso.
Tamam, dinle, yarın senin paspas işini Adebisi yapacak.
Disposta atenção, amanhã Adebisi fará seu trabalho de passar pano no chão.
Vincent, Adebisi.
Vincent com o Adebisi.
Bu Adebisi, Peter'a tecavüz eden... Evet. Onu öldüremeyiz, en azından şimdilik.
Ao tal Adebisi que o violou não podemos matá-lo, ao menos, não por agora, mas quero que sofra.
Burada bir sorun mu var Adebisi?
Tem algum problema, Adebisi?
Adebisi?
Adebisi...
Birileri Adebisi'ye kara büyü yapmış.
Alguém tem ao Adebisi sob um feitiço.
Memeler onda ve Adebisi'yi taşaklarından yakaladı.
Tem a droga e o Adebisi preso pelos tomates.
Adebisi'ye artık nasıl güvenebiliyorsun bilmiyorum.
Não sei como é que consegues confiar no Adebisi agora.
Adebisi ve grubu, çökmeye başlıyorlar.
O Adebisi e os amigos estão prestes a pifar.
Adebisi sadece uyuşturucuyu bırakmıyor.
O Adebisi não está só a fazer uma desintoxicação.
Adamınız, Adebisi, dengesini yitirdi.
O vosso homem, o Adebisi, passou-se da cabeça.
Adebisi, neden o yaşlı orospu çocuğunun mutfakta bizimle çalışmasına izin veriyorsun?
Adebisi, porque é que deixas aquele cabrão trabalhar na cozinha connosco?
Tamam Adebisi, sakin ol.
Adebisi, acalma-te.
Tamam Adebisi, seni konuşabileceğin bir yere götüreceğiz.
Adebisi, vamos só levar-te a um sítio onde possam falar contigo!
Adebisi uyuşturucuyu bırakmaya çalışıyor ve son zamanlarda çılgınca davranıyor, sonra gidip o tatlı ihtiyarı bıçakladı.
O Adebisi anda a fazer uma desintoxicação. Ultimamente tem agido como um louco. E acabou por esfaquear aquele velhote simpático.
Adebisi'yi öldürmeye dair planlar yaptığın konuşuluyor.
Dizem que tem um plano para matar ao Adebisi.
Benimle oynama. Seni uyarıyorum. Eğer Adebisi'ye bir şey olursa peşine düşerim.
Não te faça o parvo, advirto-lhe isso, se algo acontecer com Adebisi, castigo-te.
Adebisi, beni dinle.
Adebisi, escuta.