Adelaide tradutor Português
145 parallel translation
Bayan Simpson ise çamaşırcımız. Çocuklarının taşkınlığına izin verir.
No mês passado, quando faleceu a Adelaide, até tínhamos camas no corredor.
Sen ona inanmıyorsan ben sana niye inanayım?
Pergunta à Adelaide. Logo aquela. 'Porquê?
Onu sevmiyorum. İşte o kadar!
Não queres que me meta com a Adelaide!
Neyi var ki buranın? Kalamam dedim ya!
'Que tem a Adelaide, para não gostares dela?
Sen daha iyi bilirsin! Adelaide'ı dinlersen böyle olur.
'Faz o que quiseres, mas eu aqui não quero estar'.
Bana cevap ver, doğru muyum yanlış mı, sen Adelaide'ın sözünü fazla dinlemiyor musun?
'-'Porque não? '. 'Mas primeiro disseste que sim'.
Sevdim ama, sen yalancı birisin. Önce sen bana yalan söyledin.
'Tu deixas-te levar pela Adelaide, isso é que é!
Adelaide, canım.
Adelaide, minha querida.
Adelaide, bu çalan müzik.
Adelaide, que música linda!
Avelaide, bütün servetini Edgar'a bırakacağını mı söylüyorsun?
Adelaide, está dizendo que deixará a sua fortuna para Edgar?
Adelaide, bu müzik de ne?
Adelaide, que música é esta?
- Tamam. Reklamlarını kendine sakla.
Poupe o anúncio, Adelaide.
Adelaide, fikirlerini kendine saklamak koreograflara verilmiş bir ayrıcalıktır.
É direito de um coreógrafo manter as suas ideias para si mesmo.
Ama sen de yardım ettin, Adelaide.
Mas você ajudou, Adelaide.
- İyi geceler, Adelaide.
- Eu a levarei até ao carro.
Sen ne diyorsun, Adelaide?
O que acha, Adelaide?
- Merhaba. Nasılsın? Adelaide buralarda mı acaba?
Adelaide está por aqui?
Tek ihtiyacım Adelaide'in tamam demesi ama yaşlı cadıya telefonla bile ulaşamıyorum.
Só preciso da aprovação de Adelaide, mas não consigo falar com ela.
Hadi kollarını kaldır.
Erga os braços. E se eu matar Adelaide?
Adelaide'i öldürmeme ne dersin? Sonunda nasılsa yapacağım bu.
De qualquer maneira, seria bom.
Adelaide'i suçlama.
Não culpe a Adelaide.
Gidip Adelaide'le işin için konuşurum.
- Falarei com Adelaide sobre o seu trabalho.
Adelaide'le hiçbir şey hakkında konuşmayacaksın.
- Não fale nada com a Adelaide.
Hoşuma gitmedi mi? Ben de seni Adelaide gibi pohpohladım.
Prefere que eu o bajule como Adelaide faz?
Adelaide'in bunu söylemesinin sebebi, Milan ve Rio'da dans etmeyi çok istediğimi biliyor olması.
Adelaide não pára porque sabe que quero dançar em Milão e no Rio.
Yeterince tecrübe kazandıktan sonra provalara başlarsın. - Seninle sonra görüşürüz. - Adelaide'i hiç merak etme!
Vejo-o depois.
Adelaide'e söylemek yok.
Não diga nada à Adelaide.
Hayır, Adelaide.
- Não, Adelaide.
- Bu Adelaide'in gelenek gecesi.
- Esta é a noite da tradição.
- Adelaide, çok teşekkürler ama artık o kadar dans edebileceğimi sanmıyorum.
Muito obrigada, mas acho que não posso mais dançá-la.
Bence zamanlaman kötü, Adelaide.
Acho que escolheu uma péssima hora, Adelaide.
- Tanrı aşkına, Adelaide.
Pelo amor de Deus, Adelaide.
Michael'a aşık olmuş gibi davrandın. Sonra Adelaide.
Fingindo estar apaixonada por ele.
Ve şimdi de Emilia.
Depois Adelaide, e agora, Emilia.
Adelaide fazla mesai ödemek istemez.
- Adelaide detesta pagar horas extra.
İyileşeceksin dostum - hemen Adelaide'a döneceksin.
Vais-te pôr bom. Vais voltar para Adelaide num ápice.
Hayatımın çoğunu Güney Avustralya'da, Adelaide civarında üzüm bağlarında geçirdim.
Passei a maior parte da minha vida a sul da Austrália. Numa zona de produção de vinho perto de Adelaide.
Hep cesur olması, onu Adelaide'nin Bayan Mary Fraser'i ; yeni şeyler öğrenmesi de Grange malikanesinin Lady Brackenstall'ı yaptı.
Nunca faltou coragem à Miss Mary Fraser de Adelaide e a Lady Brackenstall de Abbey Grange é igual.
The Southern Cross Line, Adelaide ile Londra arasında sefer yapan, en büyük gemicilik şirketi.
É a principal transportadora de passageiros entre Adelaide e Londres.
Bayan Mary Fraser Adelaide, birinci sınıf mevkide, hizmetçisiylr seyahat etmişler.
Miss Mary Fraser de Adelaide, 1ª classe. - Acompanhada pela criada.
Bütün istediklerinizi hazırladım Bayan Adelaide.
Deixei tudo em ordem, Sra. Adelaide.
Peki, Bayan Adelaide.
Não podes? Sim, Sra. Adelaide.
Bu saçmalıkları Adelaide'de boşaltırız.
Viajamos toda a noite, e largamos esta lata velha em Adelaide.
Adelaide'a sor..
Não é verdade.
Ne diyorsun sen ya! ? Beni Adelaide'la kıyaslayamazsın.
Não acreditas nela e eu tenho de acreditar em ti?
Adelaide'la derdin ne?
' 'E então?
Sana nasıl anlatayım bilmiyorum..
É verdade ou não que te deixas levar pela Adelaide? ' 'É mentira.
Bunu yeniden ayarlamamız gerekecek. - Merhaba Adelaide.
Olá, Adelaide.
Kaçma, Adelaide.
- Não corra, Adelaide.
Şu anda Adelaide hayvanat bahçesinde çekilmiş bir videoyu izliyorsunuz.
Obviamente balançava a cabeça para partir o pescoço. Agora verão a fita de uma experiência realizada num zoológico de Adelaide.
Adealide, tabi ki Biz er yada geç evleneceğiz.
ESCOLA BÁSICA DE ROSEVILLE APRESENTA : "ELES E ELAS". Adelaide, claro que nos casamos, mais cedo ou mais tarde.