Adım tradutor Português
52,019 parallel translation
Yoksa adımızı nereden bulsunlar?
Como conseguiram os nossos nomes?
Adım Dennis Vasquez, Andrew ve Olivia Baker'ı temsil ediyorum ve bu bir yeminli ifade.
O meu nome é Dennis Vasquez, represento Andrew e Olivia Baker e isto é um depoimento.
Ben... Adım Zachary Shan-Yung Dempsey.
Chamo-me Zachary Shan-Yung Dempsey.
Alex, Tyler, Courtney, Marcus, her biri adımın kirlenmesine katkıda bulundu.
O Alex, o Tyler, a Courtney, o Marcus, todos ajudaram a destruir a minha reputação.
Adım Tom Morgan.
Chamo-me Tom Morgan.
Kuşkularım giderilene değin sandığa doğru tek bir adım bile atmayacağız.
Não darei mais um passo em direção àquela arca até saber ao certo que estou errado sobre o que suspeito estar a acontecer aqui.
Bu ormandan dışarıya hayatta adımımı atmam ta ki son bulacağını bilmedikçe.
E não posso dar mais um passo para fora desta floresta enquanto não souber que acabou.
Kurtarıcılar duvarlarımızdan içeri adım atamaz.
Os Salvadores não põem o pé dentro das nossas paredes.
Birinci adım : Hurda metali eriteceksiniz.
Primeiro passo, derreta o metal.
İkinci adım : Bunu, risk taşıyan aylağın üstüne tel örgüyle temas hâlindeyken dökeceksiniz.
Segundo passo, derrame sobre o morto comprometido enquanto estão em contacto com a grade.
Benim adım Doktor Eugene Porter.
O meu nome é Dr. Eugene Porter.
Bu kararı bizim adımıza senin vereceğin için seviniyorum çünkü.
Porque estou feliz por tomares a decisão por nós.
Şimdi de ölüm adım adım yaklaşıyor.
E agora, a morte. Chegando perto. Passo a passo.
Adım Emmit Stussy.
Meu nome é Emmit Stussy.
Adını bile hiç duymadım.
Nunca ouvi falar dele.
İçeri giren kadın siz adımı listeye ekledikten iki saat sonra geldi.
Aquela mulher que acabou de entrar... Ela chegou aqui duas horas após ter colocado o meu nome na lista.
Bayan Mathison, lütfen. Ofisim durumu iyice netleştirene kadar.. ... geçici atılmış bir adım bu.
Menina Mathison, por favor, isto é apenas um passo temporário até que o meu escritório possa avaliar a situação.
Benim adım Steve Beverty.
Chamo-me Steve Beverly.
Adım adım ilerleyelim.
Vamos dar um passo de cada vez.
Çünkü Andrew Keane bir kahramanın tam zıddıydı. Ve onun annesi Beyaz Saray'a adımını atmış en tehlikeli kişi.
Porque Andrew Keane foi o oposto de um herói, e porque a mãe dele é a pessoa mais perigosa que já pisou na Casa Branca.
Saul'a göre bu yer, politika koordinasyon ofisi... Adını hiç duymadım, bu arada.
De acordo com o Saul, esta localização, o escritório de coordenação de políticas... o qual, já agora, nunca ouvi falar...
Adın aklımdan silinse de ihtiyar keşiş bedelimizi unutmadım.
Esqueci-me do vosso nome, monge da prata, mas não do nosso preço.
- Harthacnut'ın oğlu Cumbralandli Guthred'i arıyoruz. - Adım Guthred.
Procuramos Guthred de Cumbraland filho de Harthacnut.
Adım Christopher Alan Trewitt.
Chamo-me Christopher Alan Trewitt.
Adım Maria Carmen Rodriguez.
Chamo-me Maria Carmen Rodriguez.
Adım Paul Matiba.
Chamo-me Paul Matiba.
Adım Marilyn J. Ohshima.
Chamo-me Marilyn J. Ohshima.
Adım Edward Adam Drechin.
Chamo-me Edward Adam Drechin.
Adım Ray Tosh.
- Chamo-me Ray Tosh.
adım Grace Playford ve yardımına ihtiyacım var.
Chamo-me Grace Playford e preciso da sua ajuda.
Daha adımımı atmadan kilisenin boş olduğunu biliyordum.
Já sabia que a capela estaria vazia antes de meter um pé lá dentro.
# Günümün yarısı adımı dahi hatırlamıyorum #
Metade das vezes nem sei o meu próprio nome
Birçok adım vardır, ama Bay Burton kâfi.
Respondo por muitos nomes, mas sr. Burton serve.
Benim adım, Maria Carmen Rodriguez.
Chamo-me Maria Carmen Rodriguez.
Adım Kevin biliyorum çılgınca gelecek ama sen Avustralya'nın Başbakanı değilsin.
Eu chamo-me Kevin e sei que isto vai parecer maluco... Mas você não é o Primeiro-Ministro da Austrália.
Adım Nora Elizabeth Jamison Durst.
O meu nome é Nora Elizabeth Jamison Durst.
Her şey olanca çıplaklığıyla gördüğüne de adım kadar eminim.
E tenho fé que possas ver o que é abundantemente claro aqui.
Adım Eric Carter, eski ordu mensubuyum.
Eu chamo-me Eric Carter.
Karımın mezarı üstüne yemin ederim ki, Jaballa denilen kişinin adını bile duymadım.
Juro pela sepultura da minha esposa que nem sei quem é esse Jaballa.
Kapıdan kapıya her seferinde bir adım.
Porta a porta. Um passo de cada vez.
Adı mı, soyadı mı?
Primeiro nome ou apelido?
Adını ben koymadım.
Quanto falta?
Onların adı "sebze." Kelimeyi eksik söyleme, zamanımız var.
São "vegetais". Usa a palavra toda. Temos tempo.
Bu yüzden adını anmadım.
E por isso não o fiz.
Astrid gerçek adın mı?
Pelo menos Astrid é o seu nome verdadeiro?
Adın Sven Kjartanson mı?
És Sven Kjartanson?
Thor için kutsal olan her şey adına beni bu ikisiyle yalnız bırakamazsın. Ne diyorsun? Simpletonlar mı?
A tua generosidade só é superada pela tua "aventurosidade".
Kız ve erkek kardeşleriyle beraber katıldığı makalesinin adı "Anne ve Babama Neden Artık İhtiyacım Yok"
Veio com os seus irmãos e irmãs para o seu ensaio intitulado "Porque já não preciso mais de uma mamã e de um papá".
Minnettarım ancak, adını istiyorum.
Agradeço-te, mas quero um nome.
Ancak bana bilmek istediklerimi söylersen ben de hükümete senin adına dilekçe vereyim. Senin federal hapishaneye nakledilmeni sağlarım.
Mas, se falar comigo, eu intercedo a seu favor e recomendo que vá para uma prisão federal.
Naseri adında kimseyi tanımıyorum.
Não conheço nenhum Naseri.