Ahırda tradutor Português
586 parallel translation
Ahırda Bayou Belle ve Donna Cona vardı.
A Bayou Belle e a Donna Cona estão no estábulo.
Ahırda mı buyüdün sen! Kapıyı kapat.
Foste criado em estábulos?
Çiftlikteki boş bir ahırda.
Num estábulo vazio na quinta.
Bu ahırda ne yapıyorsun söyler misin?
O que fazes aqui no estábulo?
Mısırları dikimi bitince, çiti yükseltene kadar ahırda Bayrakla kalacaksın.
Assim que tiver o milho plantado, tens de ficar no estábulo até erguer a cêrca.
- Atlar zaten ahırda.
Estão no estábulo.
Ahırda başladım işe, yıllarca orada çalıştım.
Comecei come moço de estrebaria. Estive anos com os Considines.
Benim ahırda çalıştığı mı?
Que eu cresci num estábulo.
İki sente ağılda buğdayla besleriz. Dört sente ahırda bakarız.
Doze cêntimos e meio cada, se for no curral, 25 se for no estábulo.
- Ahırda kimle olduğunu.
O quê? Com quem estavas no celeiro.
Ben ahırda yatacağım.
Vou dormir no celeiro.
Hogan'ın ahırda verdiği partide kimse yanıma uğramadı.
Naquele arrasta-pé no estábulo do Hogan, nenhum deles se aproximou.
Ahırda koşumları var.
Encontram os arreios no celeiro.
Diğer havyanlar gibi ahırda yiyip, uyuyacaksınız.
Vão comer e dormir no celeiro com o resto do gado.
Ahırda!
Num celeiro!
Ahırda uyuyacağım.
Dormirei no estábulo.
O gece, tüm hayvanlar, Bay Jermans yattığında yaşadığı yıllar göz önünde tutulursa hayvanların en akıllısı olarak takdir edilen... İhtiyar Önder'in... büyük ahırda düzenleyeceği gizli toplantıya katılmaya karar vermişlerdi.
Nesta noite, todos os animais tinham combinado... que assim que o Sr. Jones estivesse deitado... se juntariam no celeiro principal para numa Assembleia secreta... convocada pelo'Velho Major'... o premiado porco castrado que por causa da sua idade... era visto há muito como como o mais sábio dos animais,
Ürünün güvenle ambara yığılmasıyla hayvanların geleceklerini düşünmek için büyük ahırda bir toplantı düzenlediler ve onlarca fikir önde sürdüler.
Com as colheitas seguras em casa, os animais tinham tempo para pensar no futuro, e numa reunião no celeiro grande muitas resoluções foram avançadas.
Yani kışın ağıllarımız ısınabilecek, her ahırda, kümeste ve tünekte ışık olacak. Herkes lüksten yararlanacak.
Significará um curral aquecido no Inverno, uma luz em cada cubículo, coelheira e galinheiro, luxo para todos.
Perkins'le birlikte ahırda kalıyor.
- Quer mais um... Foram duas mortes na família?
Geri kalanlar ahırda.
- Os outros estão fora.
Ahırda yatar.
Dorme no abrigo.
- Ahırda.
- No abrigo.
Ahırda ; vahşi, terbiye edilmemiş kızıl bir atım var.
Tenho um cavalo intratável no curral, foi pouco trabalhado.
- Nerede büyüdün sen, ahırda mı?
- Onde foi você criado. num estábulo?
Allison, sen ve adamın o ahırda ölmek istemiyorsanız silahlarınızı atın ve dışarıya çıkın.
Allison, a menos que você e o seu sócio queiram morrer nesse estábulo, joguem as armas e saiam.
Hayır, ahırda saklanıyor.
Não, eles se esconderam na cocheira.
Bir adam hayatını ortaya koymazsa o ahırda bu fırtına kopmaz.
Não se pode entrar nesse estábulo sem se ser morto.
Boldou olduğunu söylüyorlar, adam Jeanne Carreton'u öldürmekten aranıyormuş Vincennes'deki bir ahırda.
Dizem que é o Boldou, o homem procurado pelo homicídio de Jeanne Carreton, num celeiro, em Vincennes.
Büyük ahırda yük vagonları için atlarımız var.
Esse é um bom cavalo para quem sabe montar.
Ahırda uyuyabilirsin, Link.
Podes dormir no celeiro, Link.
Bu at da bu ahırda, öyle değil mi?
Fique fora disto. - Aqui é estrebaria, não é? É estrebaria.
O ahırda, onu ilk gördüğüm yerde bu son için doğduğunu söyledi.
Para este fim, disse Ele, é que Ele nasceu no estábulo onde O vi.
- Ahırda. - Gerçekten mi?
- Aqui, nos estábulos,
Hangi kuş ahırda yumurtlar?
Qual é a ave que põe na granja?
Evde hiç oda yok, ama ahırda kalmak isteseniz itirazım yok.
Não tenho espaço em minha casa. Mas podem dormir no celeiro.
At yorgun olursa kamçılanmaz, ahırda dinlendirilir.
- Deve deixá-lo em paz. Quando o cavalo está cansado, não se chicoteia, vai para o estábulo.
- Nerede doğdun, ahırda mı?
- Nasceram onde, num celeiro?
Siz ahırda yatacaksınız.
Vocês dormem no celeiro.
Ahırda yatabilir, Jackson.
Ele pode dormir no celeiro, Jackson.
Silah yok, Amigo. Ve ahırda uyu, rehinelerden de uzak dur.
Nada de arma para ti, amigo, e vais dormir no estábulo longe dos reféns
Kadını yakaladık. Ahırda saklanıyordu.
- Apanhámos a mulher escondida no estábulo.
Benim için ahırda uyumak sorun değil.
eu posso dormir sobre a palha.
Bugün öğlen 12'de onların ahırda olacağını söylemiştin.
Disse que ia ter o gado aqui ao meio-dia.
Seni daha sonra ahırda görürüm.
Te vejo no estábulo.
Yolun karşısındaki ahırda.
Na cavalariça, do outro lado da rua.
Ahırda uyuyan tek başına bir silahşörden daha çok... uzun zamandır dışarıda olan devriyeleri düşünüyorum!
Não com um pistoleiro no estábulo!
Silahını hızlı çekebilirsin ama anladığım kadarıyla hala ahırda uyuyorsun.
Você pode ser rápido no gatilho... mas para mim ainda dorme no estábulo.
- Ahırda.
- Acompanhe-me.
O ahırda nasıl oynardık, hatırlıyor musun?
Lembram-se de como brincávamos naquele velho celeiro?
Şimdi bu ahırda uyumak zorundalar.
Agora têm de dormir aqui.