Aimeé tradutor Português
186 parallel translation
Aimee, herkese benden içki!
Aimée, uma rodada para todos
Sağlığına, Aimee!
Saúde
Yalnız Aimée, sınırları biliyoruz.
Aimee, Aimee, não exageremos. Fiquemos nos limites do senso comum!
Aimée.
Aimee.
Gördün mü Aimée?
Está a ver, Aimee?
Aimée, gel buraya!
Aimee, Aimee, vem ver.
Sarnıç olarak kullanırım!
Pode servir de cisterna, Aimee.
Sanırım hareket etti!
Aimee, Aimee, tenho a impressão que se mexeu.
Ve Bayan Aimée ve ufak kız, onlar ne olacak?
E a Sra. Aimee? E a pequena? O que é que será delas?
Bu fiyat gayet makul.
Aimee, esse preço parece-me perfeitamente razoável.
Sen Aimee'sin... ve ben de Jaguar.
Você é Aimée... e eu sou Jaguar.
- Sorun ne? Benim aptal, küçük Aimee'm.
- O que há, pequena Aimée?
Bu Hadley resmen madrabazın teki. Aynen "Aimee Semple McPherson" usulünde.
Este Hadley é um traficante religioso à moda de Aimee Semple McPherson.
Umarım Aimee`yi davet etmiş olmamın bir mahsuru yoktur.
Espero que não te importes, mas convidei a Amy.
Aimee Sullivan'la evli değilsin. Karın Diane Thursby.
A tua mulher é a Diane Thursby.
Aimee.
Aimee...
Aimee!
Aimee!
Aimee Phelps, 9 yaşında.
- Aimee Phelps, de 9 anos.
Aimee'nin cenazesi ne zaman?
- Quando é o funeral da Aimee?
Aimee'yi geri getirmeyeceğini biliyorum. Ama onun nefes aldığını bilirken uyuyamıyorum.
Sei que isso não trará a Aimee de volta, mas não consigo dormir enquanto souber que ele ainda está vivo.
Aimee öldü.
A Aimee está morta.
Aimee Phelps'i vuran bir serseri kurşundu.
Foi uma bala perdida que atingiu a Aimee Phelps.
Peki ya Aimee?
E a Aimee?
Geçen Noel'de de aynısını söylemiştin. Aimee!
- Disseste isso no Natal.
Aimee, "Planın nedir" der gibi dolaşıyor.
A Aimee está sempre a perguntar-me qual é o plano, sabes?
Aimee'nin kız kardeşi Petie ile ayrıldı değil mi?
A irmã da Aimee acabou com o Petie, certo?
Daire tutması için parayı Aimee'ye verdim bile.
Dei o meu dinheiro à Aimee, para um apartamento.
Mayorka prensesi Aimee.
- Princesa Aimee, de Maiorca. - Esta festa é para mim?
Prenses Aimee'nin tuvalete gitmesi gerekiyor.
A Princesa Aimee tem de ir à casinha.
Her neyse, bu filmi Truffaut ve Anouk Aimée ile çekiyorduk.
Eu estava a filmar uma história com Truffaut e Anouk Aimée, e tinha uma cena com o amante dela no filme.
Şimdi sizlerden, Aimee Bedier için büyük bir alkış rica ediyorum.
Por isso damo-lhe uma salva de palmas bem-vinda Srta. Aimme Beigger!
Aimee?
Aimee?
Çekil şuradan.
Aimee sai daí.
Aimee, uyan.
Aimee, acorda.
Ne vardı? Erkek ve kızkardeşim, Evan ve Aimee.
São o meu irmão e irmã, o Evan e a Aimee.
Aimee ve ben çalışarak biraz para biriktirdik ve küçük bir miktar büyükbabamızdan kaldı.
Eu e a Aimee temos algum dinheiro do trabalho... e um pouco que os avós nos deixaram.
Sağol, sağol Aimee.
Obrigado. Obrigado, Amiee.
Sally katilini tanıyordu Aimee.
A Sally conhecia o seu assassino, Aimee.
- Anladık Aimee.
- Tudo bem, Aimee.
- Korkaklık yapayım deme Aimee.
- Não te atrevas a desistir, Aimee.
Resimlerdeki kızın adı Aimee Gonzales.
A rapariga das fotografias é Aimee Gonzales.
Aimee.
Aimee.
Aimee?
Aimee!
Aimee'nin son resmi bu mu?
Esta é a foto mais recente da Aimee?
8 yaşındaki Aimee Lynch, 1 saat önce Ashburn'daki kış festivalinde kaçırıldı.
Aimee Lynch, 8 anos, foi levada há uma hora de um festival de Inverno em Ashburn.
İstatistik olarak Aimee'yi canlı bulmak için 22 saatimiz var, o yüzden işe koyulalım.
O pior é que só temos 22 horas para encontrar a Aimee viva, portanto, vamos a isso.
Ashburn'lu Aimee Lynch, en son bu sabah 10 : 00'da kış festivalinde görüldü.
Aimee Lynch de Ashburn foi vista no festival pela última vez esta manhã às 10 : 00.
Aimee hakkında bilgisi olanlar lütfen ihbar hattını arasın.
Se houver alguém com informações sobre a Aimee contacte, por favor, a linha de apoio.
Aimee Lynch'i kaçıran kişi oğlumu da kaçırdı.
Quem levou a Aimee Lynch levou o meu filho também.
Bu kız, Aimee, o da Charlie gibi 8 yaşındaydı.
Esta menina Aimee tinha 8 anos, tal como o Charlie.
Kızını arayan bir anne, Aimee'nin annesinin dikkatini dağıtmış ve başka yöne baktığı için kendini suçluyor.
A mãe da Aimee estava distraída com uma mãe que procurava a filha, e ela culpabiliza-se por olhar para outro lado.