Alçal tradutor Português
379 parallel translation
Kurt gibi uluyarak alçalıyoruz.
Paralisamo-nos ao uivar de um lobo.
Bulutlar Gimmerton Tepesi'ne doğru alçalıyor.
As nuvens estão a descer sobre Gimmerton Head.
Göz atmak için alçalıyoruz.
Vou descer para verificar.
Evet ve bütün bunlar niçin? Yağlı, pis ter kokuları içinde bir yatağın alçalıp çamura batmak, gübre yığını üstünde koklaşıp sevişmek için!
mas viver no suor fétido de um leito lascivo, remoída na corrupção, gozando o amor numa pocilga.
Alçal ve bana bir göz at.
Desce e examina-me.
Bilin ki dileğimizi kabul etseniz de etmeseniz de ağabeyinizin oğlu asla kralımız olamayacak. Çünkü onun yerine tahta başkasını geçireceğiz. Bu da hanenizin alçalışı ve sonu olacak.
Aceite ou não nossa oferta, o filho de vosso irmão nunca será nosso Rei antes um outro assentaremos no trono, para desgraça e queda de vossa Casa.
Ota Irmağı'nın delta üzerindeki... yedi kolunda,... her gün belli saatlerde,... her gün tam o saatlerde, alçalıp yükseliyor sular. Balık dolu serin sular. Kimi zaman külrengi, kimi zaman mavi.
Os sete braços do delta da foz do rio Ota enchem e vazam à hora do costume, precisamente à hora do costume, com água fresca, rica em peixes cinzentos ou azuis, dependendo da estação e da hora do dia.
Çamurlu kıyılarda artık kimseler seyretmiyor... Ota Irmağı'nın deltası üzerindeki... yedi kolunda suların alçalıp yükseldiğini.
As pessoas ao longo das margens lamacentas já não vêem a lenta subida da maré nos sete braços do delta da foz do rio Ota.
Alçalıyor.
6000. Descendo.
Bakın alçalıyorlar!
Está a descer.
Alçal, daha da alçal.
Abaixo, sempre mais abaixo...
Yükseklik... 200 feet, alçalın.
Altitude 200 pés e mantenham-se baixos.
Alçal bakalım.
Vamos descer e dar uma olhada.
- Alçal.
- Passa outra vez.
Biraz daha alçal.
Tente descer um pouco.
Görebileceğimiz kadar alçal Joe.
Desça mais, Joe, de forma a podermos ver.
Bakmak için alçalıyoruz.
Vamos reduzir altitude e dar uma olhada.
Daha yakından görebilmek için alçalıyorum.
Vou descer por trás da nuvem para ver de mais perto.
Bu lanet olası su yarın alçalır mı?
- A que horas baixa a porra da maré?
Ama altı haftadır Mısırdayız Nil'in suları alçalıyor.
Mas estamos no Egipto há seis semanas e o Nilo está a descer.
Efendim, Nil alçalıyor.
O Nilo está a descer.
Görmek için biraz alçal!
Desce um pouco para ver.
Alçalıyoruz ve bunu durduramıyoruz.
A órbita está a decair de acordo com o previsto. Estamos a cair, e não podemos parar.
Alçalıyor ve silahlı.
A cair e armada.
Şimdi alçalın.
A descer agora.
Alçal!
Baixa!
- Troiani, 400 metreye alçal.
- Troiani, desce para 400 metros.
Dr. Malmgren, alçal, en düşük menzil.
Dr. Malmgren, circula, no raio mínimo.
- Alçalıyoruz.
- Nós vamos descer.
Bin fite alçalıyorum. Hızım bir beş sıfır.
- Velocidade aérea de 240.
Akşam güneşin alçalıp alçalmayacağına dair
Pensando que o sol vai cair ao fim da tarde
Dalgalar gibi yükselip alçalıyordu, kendi başına hareket etmiyordu.
Subia e baixava junto com as ondas, mantendo-se sempre em cima.
Alçal!
Desça.
Güzel şehrinize iniş için alçalıyoruz.
Estamos a descer para aterrar na vossa bela cidade.
Kumandan! Güneş alçalıyor. Yakında gece olacak.
Capitão, pouco tempo, sol pôr, noite está aqui.
Bak, ırmağın suları alçalıyor, alçalmıyor mu?
O rio está a descer, certo? Sim, César!
Şimdi 1 : 00'de, hala üstümde ve alçalıyor.
Está à 1h, ainda acima de mim e a descer.
Alçal, 310 düzeyinde kal.
Desça e mantenha o nível de voo 310.
Büyük bir yangın olduğu rapor edildi. - Alçalın dedim!
Há relatórios de fogos.
Şimdi alçalıyoruz.
Descendo.
Şimdi alçalıyoruz.
Iniciem descida.
Yeterince alçalırsanız hedefi net görürsünüz.
O alvo será visível se o sobrevoarem a baixa altitude.
- Hala alçalıyor.
- Continua a descer,
Kızıl ötesi tespite karşı alçalıyorum.
Voo baixo para evitar infravermelhos.
Biraz daha alçalırsak su kayağı yapacağız.
Se perdermos mais altitude, vamos fazer esqui.
Alçal Murdock!
Vamos para baixo, Murdock!
Şakıyan kuş alçalıyor ve gözden kayboluyor.
Pássaro a fazer inclinação e a perder de vista.
- Minimum yükseklikten alçalıyor...
A descer abaixo da altitude mínima... Maldito!
Hava alçalıyor.
O ar está pesado.
Şimdi bir tanesi hedefe doğru alçalıyor.
Um deles mergulha para o alvo.
Biraz daha yakına alçal.
Leva-nos para mais perto.