Amigo tradutor Português
85,478 parallel translation
Kankam olduğunu biliyorsun, değil mi?
Sabes que és o meu melhor amigo, não sabes?
Çoğu köpek balığı soğukkanlıdır ama büyük beyaz köpekbalığı tıpkı buradaki dostumuz gibi, yarı sıcakkanlıdır.
A maioria dos tubarões têm sangue frio, mas o grande tubarão branco, como este nosso amigo, é parcialmente sangue quente.
Mesela bir arkadaşım yemek aramı bedava terapi için kullanıp teşekkür etmemesi gibi.
Tipo, por exemplo, quando um amigo usa a tua hora de almoço para terapia gratuita, e nem sequer te diz obrigado.
O arkadaşının icabına bakmamı ister misin?
Queres que eu trate desse teu amigo?
Anlık en iyi gey arkadaş.
Melhor Amigo Gay Por Agora.
O kabin görevlisini ve arkadaşını senin öldürdüğünü biliyorum pislik.
Sei que mataste aquela hospedeira e o amigo dela, escumalha.
İGB'deki aradaşımın dediğine göre bu adam Chicago'daki bir uçak deposunda bulunmuş.
De acordo com o meu amigo na DHS, este tipo foi encontrado no porão de carga de um avião em Chicago.
Ama bunu da çözeceğiz dostum.
Mas passaremos isto, amigo.
Sende bozuk bir şey var dostum.
Há algo de errado contigo, amigo.
Arkadaşınla ilgili bilmemiz gereken önemli bir nokta var mı?
Cass, há algo especifico que devíamos saber sobre o teu amigo?
Seni görmek çok güzeldi eski dostum.
É tão bom ver-te, velho amigo.
Beni tam anlamadığını düşünüyorum dostum.
Não tenho certeza se entendeste, amigo.
Selam dostum uzun zaman oldu.
Olá, amigo. Há quanto tempo.
Selam dostum.
Olá, amigo.
En iyi dostumuz da melek.
E o nosso melhor amigo é um anjo.
Cass en iyi arkadaşım.
Cass é o meu melhor amigo.
Şuradaki utangaç ama yok edici derecede yakışıklı arkadaşım ne zaman çıkacağını bilmek istiyor.
Meu tímido, mas devastadoramente bonito amigo aqui estava a perguntar-se... quando é que tu despegavas?
- Arkadaşımı öldürdüler.
- Obviamente. - Eles mataram o meu amigo.
Arkadaşın izinsiz evime girmişti.
Vosso amigo estava a trespassar.
Bir dostu kaybettim.
Eu perdi um amigo.
Birlikte çalışmışlar.
Um amigo meu conhecia-o.
Dostumdan tarifini almıştım.
Um amigo meu deu-me a receita.
Isırılmış bir dostumuz var.
Digo... um amigo nosso foi mordido.
Evet Sam'in en iyi arkadaşı.
Sim. É o melhor amigo do Sam.
Belki de şeytan ve cadılarla arkadaşlık yapmaktan...
Ou talvez por ser amigo de demónios e bruxas,
Yasa genç bir çocuğa en iyi arkadaşını öldürtmektir.
O Código é o que faz um menino jovem matar o seu melhor amigo.
Şerefe dostum.
Obrigado, amigo.
Burada beni zor durumda bırakıyorsun dostum.
E estás mesmo a encurralar-me na esquina aqui, amigo.
Değerli bir çalışan ve bir dosttu.
Ele era um empregado valoroso e ele era um amigo.
Daryn ise üzgünüm ama konuşmaya başladığı için gitmesi gerekti.
E o Daryn? Lamento, amigo, mas assim que ele falou, ele tinha que desaparecer.
Dostun Kevin'i uzun zaman önce delirttim ve yok ettim.
Apanhei o teu amigo Kelvin há séculos atrás, depois matei-o.
Çünkü görünüşe göre Kelly senin eski dostlarından biri ile takılıyormuş.
Porque a Kelly anda a fazer equipa com um velho amigo teu.
O bir dosttu.
Ele era um amigo.
Hepsi dostun Crowley sayesinde.
E tudo isso graças ao vosso bom amigo Crowley.
Şeytan şu an çocuğunu arıyor. Annesinin adımlarını izleyip onu ve melek arkadaşınızı bulacak.
E o Diabo anda por aí à procura do seu filho, seguindo os passos da sua mãe, rastreando-a a ela e ao vosso amigo anjo.
Dostum o gece ortam müsaitti. Benim için de kötü bir haftaydı.
Amigo, tinhas muito álcool nessa noite, e tinha sido uma semana difícil.
- Arkadaşlarından şüphelendiğin biri varsa..
Ou se suspeitas de um amigo teu.
Adamımız Aaron Mayford'ı gözetleyebilmek için en acilinden sözlü istemde bulundum.
Acabei de receber autorização oral urgente do nosso Superintendente para vigiar o nosso amigo Aaron Mayford.
- Selam dostum.
Olá, amigo.
Bir arkadaşım orada oturuyordu.
Tinha um amigo que vivia lá.
Merhaba dostum. Eve gideceğim.
Olá, amigo, vou para casa.
Cidden dostum ironik olmuş.
A sério, amigo, é um clássico.
- Dostum mahalle çalkalanıyor.
Amigo, toda a cidade sabe.
Yardım istedi.
Um velho amigo.
Harika bir arkadaşmış Cass.
Um amigo e pêras, Cass.
Arkadaşın aptalmış.
O teu amigo foi estúpido.
Dostum.
Amigo...
Yanındayız dostum.
Estamos mesmo aqui, amigo.
Merhaba dostum.
Olá, amigo.
- Selam dostum.
- Obrigado, amigo.
- Siz de oradaydınız sanırım.
Sim, sou amigo da Cath e do Jim.