English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ A ] / Anaıs

Anaıs tradutor Português

2,035 parallel translation
Tabiat ana altına sıçtı!
A Mãe Natureza mijou-se toda!
Cody'yle birlikte ormanı ateşe vereceğiz, böylece o ana kuzusu aktörler altlarına sıçıp anneciklerini arayacaklar.
Eu e o Cody rebentamos com a merda da selva, até aqueles actores panilas se borrarem nas calças e chamarem pelas mãezinhas.
Altıgen somunu ana aksa sıkıca tuttur.
Apertado na frente, sem segurar a cauda.
Bilmiyorum. Şu ana kadar çağrılmış olmalıydılar.
Não sei, já devia ter comunicado.
Aileleri ana caddede bir organik ürün dükkanı açmış.
Parece que a família abriu uma loja de produtos orgânicos na rua principal.
Hayatında bir kez de olsa bir işi son ana bırakmamaya çalış.
Tenta cumprir os prazos pelo menos uma vez na vida.
Açılış günü işinin ana karakteri. O çocuğun resmi olsa çok iyi olurdu.
É a notícia de abertura, queria ter uma fotografia dele.
Tabii Saylona inandığımızı varsayarsak. Tabii Leoben'in koordinatlarının doğru olduğunu varsayarsak. Ana Gemilerin kucağına veya bir yıldızın ortasına sıçramazsak...
Isso é, partindo do princípio que acreditamos no Cylon, e que as coordenadas do Leoben estão correctas e não vamos saltar para o meio de várias Naves Mãe ou de uma estrela...
Demetrius'a, Ana Gemiye sıçrama emri vermemeliydim.
Eu nunca deveria ter ordenado que a Demetrius saltasse até à Nave Mãe.
Anlaşılan, Saylon Ana Gemisi sıçradığında, Başkan Roslin, Gaius Baltar ve Galactica'nın pilotları ile birlikte gemideymiş.
Parece que a Presidente Roslin estava a bordo desta Nave Mãe dos Cylons, assim como Gaius Baltar e muitos dos pilotos da Galactica, quando saltou.
Ana Lucia adındaki kadın hakkında bir şeyler öğrenmeye çalışıyor.
Está interessado na Ana Lucia.
Ana ikaz sıfırlandı. Mevcut alarm yok. Sistem basıncı normal.
PRESSÃO DO SISTEMA NORMALIZADA
Ana karaya pek sık çıkmam o yüzden her geldiğimde tadını çıkarırım.
Não venho muito ao continente. Quando venho, gosto de me mimar.
Şu ana kadar bildiklerimizi tekrarlar mısın?
Podes colocar-nos a par do que sabemos até agora?
Küçük Anna her zaman Getto'nun dışında yaşadı.
A pequena Ana sempre viveu fora do gueto.
Tabiat Ana gereken her şeyi sağlamış tıpkı sen ve Andrew'un bir araya gelmenizi sağladığı gibi.
A Mãe Terra deu-nos tudo isto, tal como te juntou ao Andrew para que ficassem unidos.
Ve şu ana kadar gördük ki haklıymışız.
E até agora claramente, temos estado certos.
Ana hatta bir sorun çıkmış olabilir.
Pode ser uma falha na linha principal.
Ana güvenlik sisteminin telefon hatlarına sızdım. Fakat hala sızmanın anlaşılmaması için uğraşıyorum.
Pus uma escuta na linha da segurança principal, mas ainda ando às voltas para garantir que a escuta não é apanhada.
Ana kuzusu asker bozuntuları sıcaktan şikayet ediyorlar.
Que porra de recrutas mariquinhas a queixarem-se do calor.
Ana gemiden olağanüstü bir ışık parlamaya başladı.
Uma luz muito extraordinária da nave mãe.
Şu ana kadar öğrenilenler, çekici kamyonetin onu bir şekilde onu sokağın sonun kadar sürükledikten sonra patlamış olduğu.
Tudo o que se sabe, de momento, é que um camião-reboque arrastou-o ao longo de uma rua residencial, antes de explodir.
- Trafo kızarmış durumda. Yöre sakinlerinden biri ana şebekeyi tutmuş.
Uma das pessoas partiu-o com as mãos.
Tabiat ana bizi böyle yapmış.
Atenção a todos...
Şu ana kadar yapılmış en iyi Kral Julien günü pastasını yapmak için bir saatiniz var.
Têm uma hora para fazer o melhor bolo do Dia do Rei para o Rei.
Maven dış kulvardan geçmeye çalışıyor ama önü ana baba günü gibi.
Maven vai subindo por fora mas é muito apertado ali.
Diğeri, göğüs kafesinin aşağısında ana atardamarı delmiş.
Outro, abaixo do externo, perfurou a aorta.
"Ben ve Tanrı" nın 20. yıldönümü baskısıyla aynı ana denk gelirdi.
Irá coincidir com o lançamento do 20º aniversário de "Eu e Deus".
Küresel ısınma olgusu önde ana nedenidir.
É o causador do aquecimento global Não dá para aguentar!
Toprak Ana'nın son çağrısı.
Última chamada da mãe Terra.
Baban beni ilk randevumuz için aldığında, onun o ana kadar gördüğüm en yakışıklı erkek olduğuna yemin edebilirim.
Lembro-me de quando o teu pai me foi buscar para o nosso primeiro encontro. Juro que era o homem mais bonito que eu já tinha visto.
Tamarang'a giden ana yoldaki köprü bir fırtınada yıkılmış.
A ponte na estrada principal para Tamarang foi destruída por uma tempestade.
Yirmi dakika çağrısı. Bütün dasnçılar ana piste çünkü bekarlığa veda partisi zamanı.
Esta é a chamada de 20 minutos para todos os dançarinos para o palco principal porque está na hora do dever da despedida de solteiro.
- Ana motor çalışıyor.
- Ligando motores principais.
Devlet adamlarının muvazenesizlik ve sorumsuz davranışının ana nedeni Roma'nın nihai çöküşüdür.
Este desequilíbrio e o comportamento irresponsável dos funcionários públicos tornariam as maiores razões para um eventual declínio de Roma.
Şu ana kadar, kaç atış yapmış olduk?
Neste momento, quantos tiros é que foram disparados?
Şu ana kadar üç market dolaştım, hiçbirinde kalmamış.
Já fui a três lojas e está tudo esgotado.
Laboratuvara göre şu ana dek gördükleri en saf mavi esrarmış.
Eles disseram que foi a metanfetamina mais pura que já viram.
Söz verdiği gibi, son ana kadar kendisini kurtaracağı umuduyla uçakta kalmış.
Como prometido, ele ficou junto do seu avião, certo que finalmente ela o salvaria.
- Ana damarında gerçek kan akan bir adam arayışındaydı.
Andava à procura de um homem com sangue verdadeiro na veia principal.
Ana konudan biraz ayrılmamış mısın?
Estás longe do nosso assunto.
Ana tümör mediyastinal büyük b-hücresinde hodgkin dışı lenfoma.
Linfoma de Grandes Células B Primário do Mediastino Não-Hodgkins.
Ana sistemlerimizin çoğu devre dışı, adamlar bizi köşeye sıkıştırdıklarının farkındaydılar. Neden kaçıp gittiler ki?
Estes tipos tinham-nos na mão e sabiam-no, por que foram embora?
Ana gezegeniniz kurtuldu sen ve arkadaşların hayatta kaldınız ve hepsi benim Sıfır Nokta Modüllerim sayesinde.
O teu planeta está salvo... Tu e os teus amigos sobreviveram e tudo isto graças aos meus Módulos Ponto Zero.
Aperatifler ne kadar lezzetli olsa da bir noktadan sonra dayanamayıp ana yemeği yiyeceğiz, hâlâ sıcakken.
Mas por muito delicioso que o aperitivo possa ser, a dada altura, teremos de sucumbir e comer a entrada enquanto está quente.
İyi. Şu ana kadar yaptığın her şeyin yanlış olduğu gerçeğini kabul etmekle başlayalım.
Vamos começar, partindo do pressuposto que tudo o que fizeste até agora está errado.
Ben de bunu size ulaştırmaya çalışıyorum. Böylece ana bilgisayarınıza bağlayabilirdiniz.
Tentei enviar-lhe este para você poder inseri-lo no computador principal.
Her alt grubun hayali, yıllarca ağzının suyu akarak izlediği ana grubun bir gün onun konserinde açılış yapmasıdır.
O sonho de todos os coadjuvantes é tornarem-se o principal. O gajo sonha há anos que lhe faça a abertura.
Açılış grubunun içine etmeye çalışırlar. Ana grubun da çok daha iyi duyulmasını sağlarlar.
Quer estragar o show de abertura.
Açılış etkinliği ve sizin hakkınızda her şeyi duyan ailem yemeğe davet etti ve sonrasında da ana balkonda bize katılmanızı istedi.
Sim. É um evento de gala, e a minha família, que ouviu falar muito de si, perguntou se gostaria de vir jantar e juntar-se a nós na bancada central depois.
Yanmış bir ev hırsızlar ve yağmacıların ana hedefi olur.
As casas queimadas são o principal alvo de ladrões e vândalos.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]