Anlıyor musun tradutor Português
9,946 parallel translation
Anlıyor musun?
Percebes?
Beni anlıyor musun, Charlie?
Percebeste, Charlie?
Anlıyor musun?
Foi...
Helena ellerinde, anlıyor musun?
Ouve, eles têm a Helena. Entendes?
Ve ben gerçekten çaresizim, anlıyor musun?
E estou desesperado, entendes?
Benim için çalışıyorsun artık anlıyor musun?
Agora trabalhas para mim.
Sen anlıyor musun, Bill?
Sabes, Bill?
Anlıyor musun?
Percebeste?
Anlıyor musun, gerçekten kötü bir insanım, ve onu ormanda ölüme terkettim.
Sabes, sou uma pessoa verdadeiramente horrível e abandonei-a no bosque para morrer.
Ben aşksız bir evlilikte iyiydim, anlıyor musun.
Eu estava bem num casamento sem amor.
- Anlıyor musun beni?
Percebeu? Sim.
Ben zamanı geldi diyene kadar bir hareket yapma. Anlıyor musun?
Não dê um passo até eu dizer que está na hora, percebeu?
Bebeğim, şimdi beni anlıyor musun?
Amor, entendes-me agora?
Niels neden bizimle birlikte anlıyor musun şimdi?
Percebes aquilo que temos aqui com o Niels?
Ne dediğini anlıyor musun?
O que está ele a dizer?
Seni CIA öldürdü, anlıyor musun?
A CIA matou-te, percebes?
Ama onun şehir dışında kafa dağıtmasından bir şekilde memnunum, anlıyor musun?
Mas estou contente que ele não esteja cá, manter a cabeça afastada, tu sabes...
Tek bir kişi bile, arkadaşlarımdan hiçbiri, anlıyor musun?
Nem nenhum dos meus amigos. Entendem?
Şimdi kocaman bir uyuşuk haline gelmen beni ne hale sokuyor anlıyor musun?
Não entendes como é de partir o coração ver o enorme idiota em que te tornaste?
Ne demek istediğimi anlıyor musun?
Percebes?
- Anlıyor musun?
Tu entendes?
Anlıyor musun?
Entendeis?
Anlıyor musun?
Estás a perceber?
- Şimdi anlıyor musun?
Agora entendes. Sim.
Buna daha fazla dayanamayacağım anlıyor musun?
Não consigo... Não consigo viver assim.
Şimdi anlıyor musun?
- Agora já percebes?
Başın büyük belada fakat bunu çözmenin bir yolu var, anlıyor musun?
Estás envolvido em grandes sarilhos. Mas existe uma saída. Estás a ouvir?
Neden şansımızın olmadığını anlıyor musun?
Sabe que não temos qualquer hipótese.
Bunun ne kadar tehlikeli olduğunu, neye karşı savaştığımızı ve yapmamız gerekeni anlıyor musun şimdi?
Compreende agora quanto perigoso é aquilo contra o qual lutamos e o que eu sou obrigado a fazer?
Ne demek istediğini anlıyor musun?
Sabe o que isso significa?
- Çocuklarımız için tehlikeyi anlıyor musun?
Não vê os riscos que correm as nossas crianças?
Anlıyor musun?
- Pare com esta estupidez!
Anlıyor musun Don?
Percebes isso, Don?
Anlıyor musun beni?
Consegues perceber-me?
Bunu yapmak zorunda kalmak istemiyorum, anlıyor musun?
Não quero fazê-lo, compreende?
Anlıyor musun? Grace bir melek.
A Grace é um anjo.
Bay Parsing gelmeye başladığında, sadece zenci kızlarla yatmaya geldiğini sandım, anlıyor musun?
Quando o Sr. Parsing começou a vir, pensava que só tentava fazer com as meninas negras, certo?
Ne dediğimi anlıyor musun Drew?
Entendes o que estou a dizer, Drew?
- Anlıyor musun beni?
- Ele tem razão.
Bunun yüzünden kendimden nefret ettim, anlıyor musun?
odeio-me por isso, sabes?
Bak, Baba'nın çok sevimli olduğunu kabul ediyorum ama yarın gece için yemeğe falan çıkarman lazım, anlıyor musun?
Olha, eu admito que Baba tem os eus encantos, mas vais ter que levá-la para jantar fora ou algo assim, amanhã à noite, está bem?
Tekrardan doğacağım, anlıyor musun?
Eu vou ressurgir, percebe?
Anlıyor musun?
Entendes?
Ve ben de hep bunun için bir şeyler yapmak isterdim anlıyor musun?
Sempre quis ajudar, sabe?
Bu insan haklarına aykırı, anlıyor musun?
É uma violação dos seus direitos civis, entendeu?
Marco Reyes öldürüldüğünde ben de o odadaydım, anlıyor musun?
Quando o Marco Reyes foi assassinado, eu estava na sala... percebeu? Se os colombianos querem o Danny, também me querem. Está-me a ouvir?
- Anlıyor musun?
- Entendes?
Ne demek istediğimi anlıyor musun?
Entendes o que estou a dizer?
Anlıyor musun?
Compreendes?
Durumun ciddiyetini anlıyor musun şimdi?
Compreende agora quão grave é?
Anlıyor musun?
Entendeste?