English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ A ] / Antik tanrıların

Antik tanrıların tradutor Português

78 parallel translation
Mitoloji ve efsaneler zamanında antik tanrıların güzel ve acımasız oldukları insanoğluna acı çektirmekten zevk aldıkları bir zamanda.
TUDO O QUE brilha Venham, meninos. Vamos levá-los a casa. Que casa?
Mitoloji ve efsaneler zamanında antik tanrıların güzel ve acımasız oldukları insanoğluna acı çektirmekten zevk aldıkları bir zamanda.
Quem teria pensado que observaria algo quase tão adorável quanto o dinar precioso?
Mitoloji ve efsaneler zamanında antik tanrıların güzel ve acımasız oldukları insanoğluna acı çektirmekten zevk aldıkları bir zamanda.
Mas nenhum deles veio de sua semente!
Mitoloji ve efsaneler zamanında antik tanrıların güzel ve acımasız oldukları insanoğluna acı çektirmekten zevk aldıkları bir zamanda.
Até que aquele rato volte de Atenas, estou preso aqui. Mal chegue, partirei daqui como se o meu fez estivesse em chamas. Porque veio, em primeiro lugar?
Antik Tanrıların... savaş lordlarının ve kralların zamanında... kargaşa içindeki ülke bir kahraman için haykırıyordu.
No tempo dos deuses antigos, guerreiros e reis uma terra devastada clamava por um herói.
Antik Tanrıların... savaş lordlarının ve kralların zamanında... kargaşa içindeki ülke bir kahraman için haykırıyordu.
No tempo dos antigos Deuses... Senhores de Guerra... e Reis. Uma terra em tumulto chamava por um herói.
Antik Tanrıların... savaş lordlarının ve kralların zamanında... kargaşa içindeki ülke bir kahraman için haykırıyordu.
No tempo dos Deuses antigos... Senhores de Guerra... e Reis. Uma terra em tumulto chamava por um herói.
Antik Tanrıların... Savaş lordlarının... Ve kralların zamanında...
Nos tempos dos deuses antigos chefes militares e reis uma terra confusa pedia os gritos de uma heroína.
Antik Tanrıların... Savaş lordlarının... Ve kralların zamanında...
Nos tempos dos deuses antigos chefes militares e reis uma terra confundida pedia a gritos um herói.
Antik tanrıların ve savaş krallarının zamanında, bir yerde bir kahraman doğdu.
Nos tempos dos deuses antigos chefes militares e reis uma terra confundida pedia a gritos um herói.
Von Danikenin, antik tanrıların aslında uzaylı ziyaretçiler olduğunu iddia eden kuramları, bilimsel bir haklılık taşıyor olabilir mi?
E como poderia uma civilização primitiva saber sobre geração de eletricidade, ou até mesmo construir um computador?
Sonra antik tanrıların lütfuyla yaratıklar durmuş ve biz onları katlederken sakince durmuşlar.
Então, pela graça dos deuses antigos, os monstros pararam... e sentaram-se pacificamente enquanto os chacinávamos.
O bu gece benim odama gelecek. Ve yarın Antik Tanrılar tapınağında evleneceğiz.
Ele virá ao meu quarto esta noite... amanhã, a nossa união será consumada no Templo dos Antigos Deuses.
Antik Yunanlılar bu hastalığa yakalananları tanrıların sevdiğine inanırdı.
Os Gregos Antigos consideravam que quem sofria disto era favorecido pelos deuses.
Antik Yunanlılar insani olayları Fates isimli üç tanrıçanın ördüğü bir kilimin belirlediğini düşünmüşler.
Os antigos Gregos imaginavam o curso dos eventos humanos como uma tapeçaria, criada por três deusas, as Moiras ou Parcas. ( Filhas de Zeus )
Antik Yunan'lılar Samanyolu'nun belirgin hatlarını Tanrıça Hera'nın göğüslerinden akan süte benzettiler ve * milky way * ismini koydular.
Os antigos Gregos explicavam, aquela difusa faixa de luz no céu nocturno, como sendo o leite da deusa Hera, esguichado do seu peito pelos céus fora.
Yakın mağaralarda, antik Maya uygarlığının torunları, yüzyıllar boyunca taptıkları tanrılarına dua ettiler.
Em cavernas próximas, descendentes dos antigos Mayas rezam aos Deuses que adoravam por mais de 100 gerações.
Mitoloji ve efsaneler zamanında antik tanrıların güzel ve acımasız oldukları insanoğluna acı çektirmekten zevk aldıkları bir zamanda.
O exilado Hércules!
Mitoloji ve efsaneler zamanında antik tanrıların güzel ve acımasız oldukları insanoğluna acı çektirmekten zevk aldıkları bir zamanda.
Diga a seus homens para ficarem onde estão.
Mitoloji ve efsaneler zamanında antik tanrıların güzel ve acımasız oldukları insanoğluna acı çektirmekten zevk aldıkları bir zamanda.
Está preso Porque razão? Está em cima dela.
Mitoloji ve efsaneler zamanında antik Tanrıların güzel ve acımasız oldukları insanoğluna acı çektirmekten zevk aldıkları bir zamanda.
MARCHA À liberdade
Mitoloji ve efsaneler zamanında antik tanrıların güzel ve acımasız oldukları insanoğluna acı çektirmekten zevk aldıkları bir zamanda.
Demeter?
Mitoloji ve efsaneler zamanında antik tanrıların güzel ve acımasız oldukları insanoğluna acı çektirmekten zevk aldıkları bir zamanda.
Você nunca será ele.
Antik Tanrılar'ın Savaş Lordları'nın ve Krallar'ın zamanında kargaşa içindeki bir ülke kahramanını aramaktaydı.
No tempo dos deuses antigos, guerreiros e reis uma terra devastada clamava por um herói.
Antik çağlarda bütün topraklar yaşlanmış ormanlarla kaplıydı ve bu topraklarda tanrıların ruhları yaşardı.
Em tempos idos a Terra estava coberta por florestas... onde, em épocas há muito remotas, viviam os espíritos dos Deuses.
Antik Yunan'da üstünde Tanrıların yaşadığı Olympos Dağı.
Monte Olimpo, na antiga Grécia, onde viviam os deuses?
Yani bir düşünün, antik çağlardaki tanrılarımızın rolünü üstlenmişler.
Pensem nisso. Eles apoderaram-se dos papéis dos deuses antigos.
Naziler güneş tanrısına adanmış Externstein gibi antik pagan tapınaklarını da restore etmeye başladılar.
Os Nazis começaram inclusive a restaurar antigos templos pagãos, como Externstein, que era dedicado a uma divindade solar.
Tıpkı... antik Mısır tanrılarının soyağaçlarına benziyor.
Parece uma árvore genealógica dos antigos deuses egípcios.
Söylentiye göre Set ve bütün yardakçılarının eski Mısır'da öldürülmesinden sonra,..... antik Yunan'da Typhon adlı benzer bir tanrı ortaya çıkmış.
Depois de Set ter sido morto no Antigo Egipto com todos os seus seguidores, apareceu na Grécia um deus semelhante chamado Typhon.
Antik Tanrılar'ın Savaş Lordları'nın ve Krallar'ın zamanında kargaşa içindeki bir ülke kahramanını aramaktaydı.
No tempo dos antigos Deuses... Senhores de Guerra... e Reis. Uma terra em tumulto chamava por um herói.
Tiffany'de pek bulunmaz. Bilirsin, firavunlar antik mısırlılar tarafından yarı tanrı olarak kabul edilirdi ve altın da tanrının bedenini simgelerdi.
Os faraós eram considerados semi-deuses pelos Antigos Egípcios, e o ouro representava a carne dos deuses.
Gökyüzünün antik ruhları, mezarların ve karanlıkların eski tanrıları cehennemin iblisleri.
Antigos espíritos do ar... antigos deuses de túmulos e trevas... demônios do inferno.
Antik Yunanistan'ın Tanrıları ve Canavarları
DEUSES E MONSTROS DA GRÉCIA ANTIGA
Peki bu durum İnsanoğlunun ilk uygarlıklarının tanrılarının antik astronot kuramcılarının inandığı gibi uzaylılar olduğunu kanıtlar mı?
Mas também poderá revelar provas que os deuses do mundo antigo eram, de facto, extraterrestres, como os teóricos dos antigos astronautas afirmam?
bizleri 6.000 yıl geriye götürerek antik Sümer tarihini anlatıyordu. Tanrıların soyağacı ve destansı hikayelerinin bulunduğu yazıtların çoğu artık yok.
Saqueadores forçaram a entrada no Museu Nacional e roubaram todo o género de antiguidades, incluindo instrumentos musicais e tábuas com escrita cuneiforme, que narram a história da antiga Suméria, até 6.000 anos para trás, ou mais.
Sözümona, tanrıların Dünya çapındaki efsaneleri gerçekten de bu durumu ispatlamaya yardımcı oluyor mu, antik insanlar dünya dışı varlıklarla temasta bulundu mu?
Anunnaki, que influenciou todas as culturas e elas têm contado a história dos mesmos seres? As lendas de outro mundo, desses tais deuses, ajudam realmente a provar que o homem da antiguidade esteve mesmo em contacto com seres extraterrestres?
İncil ve özelliklede antik Sümer yazıtları, açıkça tanrıların yarattığı bir sel olduğunu doğruluyor.
Tanto a Bíblia como, especificamente, os antigos relatos da Suméria, deixam claro que o dilúvio foi algo criado pelos deuses.
Şey, antik dünyadaki pek çok tapınak... Tanrıların dünyevi meskenleri olarak düşünülürdü.
Bem, muitos templos no mundo antigo... eram supostos ser as moradas terrenas dos deuses.
Antik çağlarda ikizlik, tanrıların doğaüstü bir güç göstergesi olarak görülürdü.
Em tempos antigos, os sósias eram vistos como uma manifestação do sobrenatural, uma invenção dos deuses.
Antik Yunan'ın tanrıları ve kahramanları, artık yeni dünyanın ve çağın efsanevi figürleri olan tukan, pusula ve cennetkuşuyla buluşmuştu.
Aos deuses e heróis da antiga Grécia juntavam-se agora figuras míticas de uma novo mundo e de uma nova era, um tucano, um compasso, uma ave do paraíso.
Fakat kanaatimce, antik dünyadan günümüze ulaşanlar içindeki en yenilikçi fikir doğa olaylarının kaprisli tanrıların ne cezalandırması ne de ödüllendirmesi sonucu olduğu fikriydi.
Mas, na minha opinião, a inovação mais revolucionária que nos chegou deste mundo antigo foi a ideia de que os acontecimentos naturais não eram um castigo ou uma recompensa dos deuses caprichosos.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]