Anus tradutor Português
54 parallel translation
- Anus?
- Ânus?
Anus'ün çoğul hali...?
O plural vocativo de ânus é...?
Ölüm sırasında anüsü genişlemiş anüsün biraz üzerindeki çatlak cinsi münaset yaşadığını gösteriyor.
O anus estava dilatado na hora da morte pequena ruptura acima do anus indicadora de relação sexual.
Ona anüs denir.
Chama-se "anus".
Eğer menideyse, bu hastalık hakkında olağan dışı bir şeyler olmadıkça anüste ya da vajinada birikmesi bir fark yaratmamalı bu da kadınların da hasta olabileceği anlamına gelir.
A menos que haja alguma coisa estranha o que dá o mesmo se deposita o sémen. no anus ou na vagina. Significa que as mulheres também ficarão doentes.
Nereden geliyorsunuz, kızlar?
De onde vêm, senhoritas? De Ur-anus?
70'den beri YILKU'muz bu kadar kötü olmamıştı.
Não vemos um ANUS tão mau desde os anos 70.
? Yeah, şurdakide ur-anus sanırım.
É, e aquela parece ser Urano.
Eğer kıçın yoksa, kıç kaslarında olamaz.
Não se pode ter prisão de ventre quando não se tem anus.
Vajinal, oral ve anus salgı kontrolleri yapılacak.
O médico-legista vai fazer exames vaginais, orais e anais.
Onlara Terrance'in Phillip'e pislik dolu bir siğil dediğini anlat!
Ei Stan, fale sobre quando Terrance chamou Philip de cagador de testículos com verruga no anus.
[ing. Urine : sidik]
( Uranus = Your anus = O teu ânus )
Kilitlenme için ANUS-6370'ye yaklaşın.
Preparar a aproximação na entrada A.N.U.S. 6370.
Şimdi "Sherry ve Anüs" e dönüyoruz.
agora voltamos ao "Sherry and the Anus".
- Anüs, hala orada mısın?
- Anus, ainda estás ai?
Anüs, ciddiyim.
Anus, estou a falar a sério.
Bir dahakine Meg'i de alalım ; Patron Hogg olur. Chris de Anüs olur.
Da próxima vez, a Meg pode ser o Boss Hogg e o Chris, Anus.
Anüs.
"Anus."
Zenci kıçı görünce aletlerinin kalktığını söylemedin!
Mas não me disse que gostavam particularmente de Anus Africanus!
- Anüsünün nasıl göründüğünü hayal edebiliyor musun?
Podes imaginar como é que o anus dele é?
- Penisini tam anüsüne sokmak ister misin?
Gostavas de por o teu pénis directamente no anus dele?
Dilekcede bu meydanin kamusal alan oldugu... ve bu yuzden dini seylere alet edilemeyecegi yaziyor.
Tu invadiste a minha sauna. Sabes como isso é stressante? Tinha acabado de relaxar o meu anus.
Dübür kaslarımın kısmaktan düğüm olması da bundan.
Isso explica o porquê do meu anus ter ficado mais apertado.
Anüsümün dişleri mi çıkacak?
Vão crescer dentes no meu anus?
Büzgenimin etrafına yapılacak ve onu daha az çekici gösterecek bir dövmeniz var mı?
Tem alguma coisa que eu possa tatuar à volta do meu anus. Para não ser tão atractivo?
Almancada, düşmanının anüsü zarar gördüğünde duyduğun mutluluk için kullanılır.
É alemão, para sentir-se bem porque o anus do seu inimigo foi violado.
Sen Anus'musun?
Tu és o Ânus?
Aylar sonra sunulan en iyi teklif bu, Bayan Anus.
É a melhor oferta, sra. Lanus.
Hugh Janus.
Hugh Janus. ( Huge anus ) ( Trocadilho - ânus enorme. )
Bir "anus" olduğumuz için mi bizden nefret ediyorlar?
Odeiam-nos porque levam no cú
Ur-anus!
"Uranus"!
"Anüs!"
"Anûs!"
- Uranüs.
- De Ur-anus.
Anüsün ağzına yapışmış bir sıçanın olduğu bölümden daha eğlenceliydi öyle görünüyor ki bugün her gördüğümüz televizyonda seks sinemada şiddet
Mais fixe do que aquele em que o Anus ficou com o hamster preso na boca.
# Herkes 202 de, Elleri havaya kaldırın. # Çünkü Fat Joe sona erdi.
Mãos pra cima, grandes bacanos Vejam o Fat Joe, já lhe fui ao anûs
Kıç gibi kokmuyorsun çünkü.
Isso é porque já não cheiras a anús.
- Anüsünü silah gibi kullan.
- Caçadeira de anús.
"Ya da isminin sonu sanki anüsmüş gibi kulağa gelen... şüpheli bir şaka mı yapacaklar?"
Ou será que gozarei com o seu nome que tem terminação idêntica a anûs?
- New Yorker'da kimsede anüs yoktur.
- Ninguém tem anûs no "New Yorker".
Biz hergün senin g.tüne bakıyoruz ya.
Nós temos que olhar para o teu anús o dia inteiro.
Benim götümde çok garip bir kaşıntı hissi var.
Sim. Tive uma estranha sensação de formigueiro no meu anús.
Götümdeki kaşıntıyı dinlemek istemiyor musun?
Não queres ouvir falar do meu anús?
Çük, göt, arasındaki kıllı bölge.
Pénis, anús, um pouco dos tomates.
Çük, göt, arasındaki kıllı bölge, değil mi?
Olha aqui. Pénis, anús, tomates, sim?
Öyle mi?
Pénis, anús, escroto. É mesmo?
Sik, göt, biraz da taşak...
Pila, anús, um pouco do escroto...
Anüs.
Anus.
Yolda eczaneye uğrayalım da sana biraz göt prezervatifi alalım.
Vamos passar por uma farmácia para comprar perfume, e um pacote de preservativos para o anús.
İçeceğimiz biralar ve sikeceğimiz götler var.
Temos cervejas para ir beber, e anús para violar.
Dedemi ziyarete geldim de sanırım anüsü sarkmış.
Estou a visitar o meu avô, e tenho quase a certeza de que o anús dele estoirou.
Ve Federal Ticaret Komisyonu bunu öğrenir öğrenmez götüme bir el feneri, bir sinema feneri sokacaklar!
E assim que a Comissão Federal de Comércio descobrir vão apontar-nos uma lanterna, com uma micro-câmara no meu anûs!