English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ A ] / Apollo

Apollo tradutor Português

1,322 parallel translation
Apollo, sanırım hayatın gerçeklerini birbirimize açıklamalıyız.
Trocou seis vidas por seis mil. Apollo, temos que explicar os factos da vida um ao outro.
Apollo, Terra'yı unut.
Apollo, esquece a Terra.
- Sizinle yalnız konuşabilir miyim Kaptan Apollo?
- Posso falar consigo a sós, Capitão Apollo?
Apollo, beni burada yalnız bırakamazsın.
Apollo, não me pode deixar aqui sozinha.
Demek istediğim, büyük, modern.
Vi uma cidade inteira, Apollo. Grande, moderna.
Apollo, sana ne söyledi?
Apollo, o que é que ela te disse?
- Sonra konuşuruz. Apollo'nun şehri keşfetmek isteyeceğine inanıyorum.
Acho que o Apollo quer explorar a cidade.
Vector, Apollo'yu uçan makinesine götürmeni istiyorum.
Vector, quero que leve o Apollo até à nave dele.
- Ben de seninle gelebilir miyim Bay Apollo?
- Posso ir consigo sr. Apollo?
- Apollo iyi bir adam.
- O Apollo é um bom rapaz.
Eğer gemiler uçamazsa, buraya saplandık.
- Apollo, a vingança não ajuda. - Se a nave não voa, estamos presos aqui.
"Bu insanlara" şimdi siz de dahilsiniz Apollo ; eğer gemilerinizdeki hasar onarılamazsa..
"Estas pessoas" inclui-te, Apollo, vejo que as naves estão danificadas e não se podem reparar.
Özellikle Apollo'yu.
Especialmente o Apollo.
Apollo, dakika nedir?
Apollo, o que é um centon?
Şimdiye kadar yok Apollo.
Nada até agora, Apollo.
- Apollo?
- Apollo?
Apollo!
Se não sairmos daqui depressa... Apollo!
- Doğru gibi geliyor.
- Não dizes nada, Apollo? - A mim parece bem.
Apollo gibi konuştun. Bu akşam oynamamaya karar verdi.
Pareces o Apollo, e ele decidiu não jogar.
Belli ki, Starbuck ve Apollo'ya karşı hiç Triad oynamamışsınız.
Obviamente, nunca jogou Triad contra o Starbuck e o Apollo.
Starbuck, Apollo, anlamıyorsunuz.
Starbuck, Apollo, não percebem.
Haydi, Apollo. Bırak seni biraz teselli edeyim.
Apollo, deixa-me oferecer algum consolo.
Apollo, kıskanıyor musun?
Apollo, estás com ciúmes?
Apollo, kontrolünü mü kaybettin?
Apollo, perdeste completamente o controlo?
Starbuck, Apollo, beni duyuyor musunuz?
Starbuck, Apollo, estão a ouvir-me?
Apollo, yüzünde şu bakış var.
Apollo, estás com aquele olhar.
Bu mucize değildi Apollo.
Isto não é um milagre.
Bu sen doğmadan önceydi Apollo.
Foi antes de nasceres, Apollo.
Apollo, bu gemide düşünce okuyan bir adam var.
Há um tipo nesta nave que lê mentes.
Yüzbaşı Apollo, gerçek şampiyonlar filodaki gemileri dolaşırsa, etkileyici olabileceğini düşündü.
O Capitão Apollo achou que gostariam de ter os verdadeiros campeões da frota.
- Yüzbaşı Apollo ve başka kim?
- O Capitão Apollo e quem mais?
Apollo. Belki görmeli.
Apollo, talvez ela devesse ver.
Onun ölümü Apollo. Ruhu seni sonsuza dek lanetlesin.
Morte para ela, Apollo, amaldiçoado sejas para a eternidade.
Apollo! Apollo!
Apollo, não!
Apollo, ne yaptım ben?
Apollo, que fiz eu?
Apollo öldü.
O Apollo está morto.
Ama Apollo anlamıştı.
O Apollo sempre soube.
Biraz asisin ama belki Apollo'yla arkadaşlığa devam ederek- -
Muito livre. Talvez pela camaradagem continuada de Apollo.
Apollo ölmemeliydi.
Apollo não estava destinado a morrer.
Apollo fani vücudunu senin ruhunu kurtarmak için feda etti.
Apollo sacrificou o seu corpo mortal para salvar o teu espírito da queda.
Mümkünse, hayatımı Apollo'nunki için veririm.
Se é possível, troco a minha vida pela do Apollo.
Apollo!
Apollo
Cassie, buraya biraz hava! Bütün şehri gördüm Apollo.
Cassie, traz o ar, rápido!
Apollo, sen iyi misin?
Apollo, estás bem?
Apollo'nun kalmasını istedim.
Queria que o Apollo ficasse.
Buraya yaklaşık iki derece. - Öyle söylemedin mi, Apollo?
Cerca de dois graus aqui mesmo.
- Bilmiyorum Apollo.
Não sei, Apollo.
Apollo sen deli misin?
Apollo, estás doido?
Apollo!
Apollo!
Yüzbaşı Apollo haberinizin olduğunu söyledi.
O Capitão Apollo disse para verificar consigo.
- Apollo, Starbuck!
Apollo!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]