Asit tradutor Português
1,492 parallel translation
Yağ minereli, titanyum dioksit, stearik asit, polarize işık mikroskopisi kullanarak izopropil palmitat, ve diğer maddeler buldum.
Detectei óleo mineral, dióxido de titânio, ácido esteárico, palpita-me que isopropilico, usando o microscópio polarizado, GCMS e o FTIR.
Asit fosfataz testi pozitif.
Teste positivo para ácido fosfático.
Bağırsaklarında karminik asit vardır.
Ácido carmínico é encontrado nos seus intestinos.
Turbadaki asit her türlü bakteriyi öldürüyor.
A acidez do lamaçal mata qualquer bactéria.
Eric, çantanda asit fosfotaz var mı acaba?
Eric, tens ácido de fosfato no teu kit, por favor?
Asit sitrat dekstroz. - AST :
- Dextrose cítrica ácida.
Danny'nin vücudunda yüksek seviyede gama hidroksibutrik asit var.
Confirmou níveis extremamente altos de "hydroxybutric acid" no nosso rapaz. GHB.
Linolenik asit.
Ácido linogénico.
Robin Prescott'ın üstünde bulunan, toz izi linolenik asit içeriyordu ; ... ki bu, balıkta, kabak çekirdeğinde, keten tohumunda ve cevizde bulunuyor.
O pó encontrado no vestido de Robin continha ácido linoleico, que existe nos peixes, nas pevides, na linhaça e nas nozes.
Patlayıcı, asit, duman bombası.
Explosivo, ácido, bomba de fumo.
Hayır, malikâne, Paige hiçbir asit izin var.
Não, não é permitido ácido no casarão, Paige.
Plastiğe ve kıyafetlere bulaşmış. İçimde kafeik asit ve pirazin var.
Estava espalhada pelo plástico e pelas roupas, e tem cafeína e pyrazina nela.
Sadece asit giderici hap al.
- Toma um antiácido.
Ama sana hiç folik asit yazılmamış. Hamile kalamazsan bebek kaybedemezsin.
Mas nunca te prescreveram ácido fólico e não perdes o bebé sem estar grávida.
Ölecekse, damarlarında asit dolaşmadan ölsün.
Se vai morrer, devia poder fazê-lo sem ácido a correr-lhe nas veias.
Eklemlerde ürik asit kristalleri mi?
Cristais de ácido úrico nas articulações?
Asit sindirimim, Doktor Wilson bana antasit... yazdığından beri o kadar düzeldi ki!
A minha azia está muito melhor... desde que o Dr. Wilson me receitou o antiácido.
Trikloroasetik asit, domates çorbasına konulunca zehri aktif hale getiriyor.
O ácido da sopa de tomate activa o veneno.
Çorbadaki trikloroasetik asit yüzde yüz keşfedilemez bir asit.
"O ácido na sopa é impossível de detectar."
Asit salgılıyorsun.
Tu lubrificas ácido.
Asit kapsülü eritmeden önce, kızınızın 30 dakikası var.
A vossa filha tem 30 minutos antes que o acido dissolva a cápsula.
Meyve suyu daha çok asit yaratır.
O sumo só vai produzir mais acidez.
- Küresel ısınma, asit yağmuru, Bütçe açığı, neler döndüğünü bilememek.
- Aquecimento global, chuva ácida?
- Metilfosfonotiyoik asit. - Yani?
Ácido metilfosfonotiótico.
Asit keçesi olarak kullanılıyordu.
Era uma casa de LSD.
Bu 1971'de üretilen gerçek taklit asit keçesi.
Esta é uma casa de LSD genuína construída em 1971.
Bak, asit sadece ufak bir parçası.
O LSD era só uma pequena parte disso.
Yapacağımız şey, ilk önce bir miktar macun ve alkalin alıp bunları asitle karıştıracağız bizde asit olmadığından tükürürdük.
O que faziamos era juntar nossas "cacas" e fazer uma pasta isso fazia virar alcalino. Dobravamos papel de alumínio para as celas e em vez de acido. usavamos nossa saliva. BATERIA.
Olmalıydım ama asit kabarma var.
Devia ter-me tornado, mas sofro de azia.
Asit tükürüğü. Kahraman.
Cuspe ácido.
Cesedinin parçaları asit içinde eritildi.
Cortaram-no em pedaços e meteram-no em acido.
Cesedi asit içinde eritildi. Evet, bu saçmalığı hepimiz dinledik.
Pedaços de corpo em ácido, sim, sim, Todos nós ouvimos a mesma história.
- Bu asit ya da saf LSD mi?
- Isso é ácido ou LSD puro?
Bu, saf ürik asit.
É puro ácido úrico.
Bu ürik asit, enfes.
Este ácido úrico está delicioso.
Mavi, kan basıncı için, beyaz, ürik asit ve yuvarlaklar da kolesterol için.
O azul é para a tensão, o branco para o ácido úrico... e os redondos para o colesterol.
- Asit içmiş.
- Ela bebeu ácido.
Bir asit yağmuruna yakalanmak istemiyorum.
Não quero ser surpreendido pela tempestado de chuva ácida novamente.
Bir asit yağmuru fırtınası...
Isto é uma tempestade de chuva ácida...
Hemen bir sığınak bulun, asit yağmuru geliyor.
Achem um abrigo rápido, vem vindo uma chuva ácida.
Lipoic asit dozunu arttırdım.
Aumentei a dose de ácido lipóico.
# Lav, asit ve kasığınız #
Lava, ácido e fundilhos
Asit yıkamalı, boyalı, düz ipek.
Seda Tasar, lavada com ácido e tingida.
Ama bunu anlamıyorum, çünkü asit hareketleri saatlerce sürer.
Mas eu não entendo, porque as viagens com ácido duram horas.
Normalin üstünde çıkan bir tek şey vardı. Folik Asit.
A única aberração foi um aumento marcado de ácido fólico.
Heidi. Hamile kadınlar bebeklerinde doğum kusuru oluşmasın diye folik asit alırlar.
Heidi, as mulheres grávidas tomam ácido fólico para prevenir defeitos de nascença nos seus bebés.
Asetil salisilik asit.
Ácido acetilsalissílico.
- Asit içerikleri farklı.
Ácido é diferente.
Yatağı asit yapıyorsun.
Estás a deitar ácido na cama.
Ve asit tükürebiliyordu!
- E cospe ácido.
Asit yağmuru!
Chuva ácida!