Asla olmadı tradutor Português
1,578 parallel translation
Asla olmadığım biri gibi davranmaya çalışmadım.
Nunca me tentei fazer passar por aquilo que não era.
Az önce olanlar asla olmadı.
Josephine Davis. Onde é que a encontraste?
Beni endişelendiren, bu toplantı asla olmadı. - Anladınız mı?
No que me toca, esta reunião nunca aconteceu, perceberam?
Yolunda değil. Asla olmadı da.
Não é mesmo nada na boa.
Dinle, seks veya romantizimle alakalı değildi, asla olmadı da.
Não teve a ver com sexo ou romance. Nunca teve.
Asla olmadım.
Nunca estive.
Bazen olacakmış gibi geldi ama asla olmadı.
Às vezes, começava a sentir que ia acontecer, mas nunca aconteceu.
Öyle bir şey asla olmadı Chad.
- que tu nunca... - Nunca aconteceu, Chad.
Böyle bir kaza asla olmadığı için hiç kimse gömülemez.
Não há corpos porque o acidente nunca aconteceu.
Bunun asla olmadığını söyle Oldu.
- Diz-lhes que isso nunca aconteceu!
Bu asla olmadı.
Nunca aconteceu.
Sen asla komando olmadın, asla evlenmedin asla başkanın istediği şeyi imzalamadın..
Joe, nunca leu o "Bosque Enfeitiçado". E nunca foi designado a esse místico Batalhão 6. Nunca esteve no comando, nunca esteve no destacamento.
Ama tuhaf olan şey senin yanındayken, asla başka biri olmak zorunda olmadım başlangıçtan bu yana. Seninleyken, kendimi her şeyi yapabilirim gibi.. ... her şeyi söyleyebilirim, her şeyi deneyebilirim gibi hissediyorum.
E contigo sinto que posso fazer tudo, dizer tudo, tentar tudo.
Asla sahip olmadığın ve asla sahip olmayacağın şeyi bırakıyorsun :
Desistes da única coisa que não tens nem nunca terás.
Ama asla eskisi gibi olmadı.
Nunca mais foi o mesmo.
Senin asla ideallerin olmadı.
Tu nunca tiveste ideais.
Asla bu çalışma olmadı.
Esta operação nunca aconteceu.
Onun asla unutacak türde bir kadın olmadığını, peşini bırakmayacağını sonunda anladığın zaman, bana bir telefon et.
Por isso, quando se aperceber que ela não é o tipo de mulher para se esquecer de si dê-me um telefonema.
- Jorge asla burada olmadı.
- Ele nunca esteve cá dentro.
Asla iyi bir koşucu olmadım.
Nunca fui bom corredor.
- Tek istediğim ülkeme hizmet etmek ve sıradan bir hayat yaşamaktı. Ama asla sıradan bir hayatım olmadı.
Tudo o que tive foi, servir o meu país, nunca tive nem vou ter uma vida normal.
Bugün erkek olmakla ilgili öğrendiğim... Hiç kimse için bir anlamım olmadığı gerçeğini anladım ve bunun asla olmayacağını.
O Que hoje aprendi acerca da natureza humana é que... tenho de ser suficientmente adulto para fazer face ao facto... que não sou importante para ninguém... e nunca serei.
Asla başka yerde olmadı ki.
Nunca deixei isso.
O ve Charles, siyasi olarak asla aynı fikirde olmadılar ama David bunun, dostluğumuzun önüne geçmesine asla izin vermedi.
Ele e Charles nunca viram a politica da mesma maneira, mas... David nunca deixou isto interferir com a nossa amizade.
Bunu diyorlar çünkü Warren'a asla benim kadar yakın olmadılar.
Eu sei. Porque nunca perceberam o Warren como eu.
Marni asla sadık olmadı.
A Marni nunca foi desonesta.
Bu asla olmadı.
Olá.
Aslında, asla o kadar yakın olmadık. Her zaman, o ve anneme karşı ben ve babamdık.
Por acaso, nunca fomos muito íntimas.
Senin asla benim yardımıma ihtiyacın olmadı.
Nunca precisaste da minha ajuda.
Fıstık gibi bir kız, özel olarak istediği bir şey olmadıkça, benim gibi biriyle asla takılmaz.
Uma boazona nunca quereria estar com alguém como eu, - excepto se quisesse algo.
"saldırabiliyorken saldırın ama asla kendinizi savunmasız bırakmayın." Lütfen bana saldırıdan senin sorumlu olmadığını söyle.
"Derruba quem puderes mas nunca te deixes vulnerável".
Kayda geçmesi için, benim tutukluluk halim çok kısa sürdü... bu nedenle asla anal bir ihtiyacım... bilirsin işte, olmadı.
Só para que conste, a minha detenção foi bastante curta, por isso não tive necessidade de nada anal... você sabe.
Asla kolay olmadı.
Nunca é.
Asla olmadı.
Nunca foi.
İnsanların, benim hakkımda ne düşündükleri asla umurumda olmadı. Asla.
Nunca quis saber o que as pessoas pensavam a meu respeito.
Asla Gordon gibi bir erkeğim olmadı.
Nunca tive um homem como o Gordon.
Sana yemin ederim, Jin asla başka bir adamla beraber olmadım.
Juro-te, Jin. Nunca estive com outro homem.
Onu hayata döndürmeye çalıştılar ama asla eskisi gibi olmadı.
Conseguiram reanimá-lo mas ele nunca mais foi o mesmo.
Ondan sonra bir daha asla eskisi gibi olmadım.
A partir daí deixei de ser o mesmo.
O geceden sonra, kardeşimle aram asla eskisi gibi olmadı, Mac.
As coisas entre o meu irmão e eu nunca mais foram as mesmas depois daquela noite, Mac.
Bilmiyorum. Asla katılımcı biri olmadı.
Ela nunca foi muito participativa.
Kardeşim asla küçük bir kız gibi olmadı.
Bem, a minha irmã... nunca passou de uma menina pequena.
Açık bir fark olmadıkça asla savaşa girilmez.
Sem distinções claras, nunca conseguiríamos combater.
ofiste uzun süre kalmakla ilgili asla güçlü hayallerim olmadı.
E nunca tive a ilusão de permanecer no poder durante muito tempo.
Bay Neagu, biz asla geri kafalı bir millet olmadık.
Sr. Neagu, nunca tivemos falta de inteligência.
Kardeşim asla bu çetenin bir parçası olmadı, değil mi?
O meu irmão nunca fez parte deste grupo, certo?
Hangisi daha büyük bir sürpriz oldu bana... Gördüğünüz gibi ben ölmedim ve asla çocuk sahibi olmadım.
O que foi uma grande surpresa, já que não morri e nunca fui mãe.
Seni kıskanıyordum, canım... Benim hayatım asla böyle sevimli olmadı.
I era invejoso, querido... de minha vida que nunca era amável
Bu asla olmadı.
Aquilo nunca aconteceu.
Sürekli ilk seferin asla iyi olmadığını söylüyordun.
Tu estavas sempre a falar sobre como na primeira vez nunca corre nada bem.
Asla orada olmadık.
- Claro, nunca estivemos lá.