Aubrey tradutor Português
562 parallel translation
Bayan Aubrey, Başkan geliyor.
Sra. Aubrey, o Presidente está a chegar.
Bayan Aubrey... Standard'ın 30.000 hissesini de... kendi hesabınıza geçirin.
Sra. Aubrey, transfira 30.000 acções da Standard... para a sua conta.
Artık sadece iki kişi kaldık, genç Aubrey Montague ve ben, yalnız biz gözlerimizi kapayınca, umutla dolu ve kanatlanarak, o bir kaç genç adamı hatırlayabiliriz.
Agora ficamos só nós dois - o jovem Aubrey Montague e eu próprio - podemos fechar os olhos e lembrar esse punhado de rapazes com esperança nos coraçöes e asas nos pés.
Yapma, Aubrey, geçerliydi.
Vá, Aubrey, bola curva!
Aubrey, sen söyle, Tanrı aşkına!
Aubrey, diz tu, por amor de Deus!
- İçeride görüşürüz, Aubrey.
- Vemo-nos lá dentro, Aubrey. - Certo.
Şarkı söyler misin, Aubrey?
- Aubrey. Tu cantas?
Hayır, Aubrey.
Näo, Aubrey.
Ve Stallard ve Aubrey?
E o Stallard e o Aubrey?
Aubrey, sen adam gibi bir adamsın.
Tu, Aubrey, és o homem mais completo que conheço.
Kaybetme korkusunu biliyorum, ama şimdi kazanmaktan çok korkuyorum.
Aubrey, já senti antes o medo de perder. Mas agora quase que tenho medo de ganhar.
- Merhaba Aubrey.
Olá, Aubrey!
Olamaz, Aubrey.
- Parece impossível!
Neden Aubrey'in geldiğini söylemedin?
Por que não me avisaste?
- Kusura bakma Aubrey.
- Desculpa lá, Aubrey.
Yani, tamamen hazırsın, öyle mi Aubrey?
Então, está tudo pronto, Aubrey?
Bu şekilde kâr edemezsin, Aubrey.
- Assim não ganhas muito!
Aubrey, iyi misin?
Aubrey, estás bem?
Sen ne düşünüyorsun, Aubrey?
O que é que achas, Aubrey?
Bak, Aubrey işi biliyor.
- O Aubrey percebe de negócios.
Restoranını ne zaman göreceğiz, Aubrey?
Quando vemos o teu restaurante?
Çalışıyorlar mı, Aubrey?
- Ainda tocam?
Bu orijinal Fransız malı mı, Aubrey?
É o artigo francês original?
Seninle gurur duyardı, Aubrey.
Ele orgulhar-se-ia de ti, Aubrey!
Izgaran pek uygun durumda değil, Aubrey.
- O grelhador não parece muito bem
Aubrey, Aubrey, sakinleş!
Acalma-te. Tem calma...
Aubrey! İyi misin, dostum?
Estás bem?
Bir şey diyeyim mi, o mutfakta Aubrey'e dikkat etmelisin.
Cuidado com o Aubrey!
Kötü bir adam değil, şu Aubrey.
- Não é mau rapaz...
Uzak dur, benden.
Aubrey, pára com isso!
- Pantolonunu çıkarma, Aubrey. Aubrey, pantolonunu çıkarma!
- Não tires as calças, porta-te bem.
- Kim gidecekti?
- Quem? ! Eu e o Aubrey.
- Ben ve Aubrey. Aubrey komada, cips falan istemez.
O Aubrey está inconsciente, não precisa de batatas.
Tanrım, ya Aubrey?
Esqueci-me do Aubrey!
Tabi. Aubrey'e ne olmuş?
O que é que tem?
Şair Aubrey Buffing'le tanışmış mıydınız?
Conhece o poeta Aubrey Buffing? É candidato ao Premio Nobel.
Seni Aubrey Buffing'le tanıştırmak istiyordum.
Sô queria que conhecesses o Aubrey Buffing. Quem?
Sherman, Aubrey Buffing'le tanıştın mı?
Sherman, já conheces o Aubrey Buffing?
Aubrey, eski dostum, korkuyorum.
Aubrey, tenho medo.
Gördün mü, saçmalıyor, Aubrey. Hayır, ben ne yaptığımın farkındayım.
- Eu sei o que faço!
Aubrey!
Aubrey!
- Aubrey, kapa çeneni, tamam mı?
- A sério!
- Teşekkürler Aubrey.
- Obrigada, Aubrey!
Evet buna dilim döner. Aubrey, bunların hepsini asla aklımda tutamam.
Bolas, nunca hei-de conseguir fixar isto tudo!
Ne hoş!
Muito agradecida, Aubrey.
On bin pound!
- Aubrey, pára de gritar!
Kes artık.
Pára com isso. Aubrey, pára!
Aubrey, dur, uzaklaş!
Larga-me!
Aubrey, dur!
Pára com isso!
Aubrey şunu keser misin?
Paras com isso?
Aubrey Buffing.
- O poeta.