Audrey tradutor Português
2,808 parallel translation
Bu davada olmak istememin sebebi buydu Audrey.
Foi por isso que quis fazer parte deste caso, Audrey.
Artık Audrey'nin seni farklı biri olarak görmesi konusunda ne kadar endişeleniyorsun?
Será que grande parte disto foi por quereres que agora a Audrey te veja de maneira diferente?
Audrey'nin benim hakkımda ne düşündüğü konusunda endişelenmiyorum.
Não me preocupa o que a Audrey pensa de mim.
Audrey Parker biliyor mu?
A Audrey Parker sabe?
Audrey.
Audrey.
- Audrey.
- Audrey. - O que foi?
Audrey Parker'sın.
És a Audrey Parker.
Sorunların iyi olan tek yanı en azından Audrey Parker ile tanışmış olmam.
Uma coisa boa dos Problemas é que ao menos pude conhecer a Audrey Parker.
İyi geceler Audrey Parker.
Boa noite, Audrey Parker.
Audrey, onu parçaladın.
Partiste-a, Audrey.
- Audrey onu vurdu, o da parçalandı.
Gesso? A Audrey disparou e ela despedaçou-se.
Audrey, şuna bak.
Olha para aquilo, Audrey.
- Bilemiyorum Audrey.
- Não sei, Audrey.
Audrey, ardında kan izleri bırakıyorsun.
Audrey, estás a deixar um rasto de sangue.
Audrey ve diğerleri hâlâ geri dönmediler.
A Audrey e os outros ainda não voltaram.
Audrey ve diğerleri içerideler ve bu ev bir ölüm tuzağı.
A Audrey e os outros estão lá dentro e esta casa é uma armadilha mortal.
- Audrey, iyi misin?
Audrey, está bem?
Audrey, dur.
Espera, Audrey.
Audrey!
Audrey!
Audrey, bu ev bizi ayırmaya çalışıyor.
Audrey! Esta casa está a tentar separar-nos.
Audrey, iyi misin?
Audrey, estás bem?
Ben Audrey'im.
Sou a Audrey.
Ben Audrey'nin gözetlemede kalması taraftarıyım ama adamı korkutmak istemezsin.
Sabem, sou todo a favor da Audrey ficar em vantagem, mas não queres assustar o tipo.
Kendim mi Audrey'le mi?
- Sozinho ou com a Audrey?
Audrey birkaç günlüğüne Colorado'ya gitti.
A Audrey foi passar dois dias ao Colorado.
Jordan bu adam Audrey Parker'ı kaçırdı.
Jordan, este tipo raptou a Audrey Parker.
Audrey, sen resmen bir kızsın.
Audrey, és oficialmente uma mulher.
Benim adım Audrey Parker.
Chamo-me Audrey Parker.
Audrey'le birlikte Colorado'da olursun sanıyordum.
Pensei que estivesse no Colorado com a Audrey.
Audrey, sanırım bu kadın gitmiş.
Audrey... Acho que esta senhora já não está cá.
Audrey, ben istediğin her şeyi yaparım.
Audrey, eu faria tudo o que precisasses.
Audrey, belki de bunu kendimiz halletmeliyiz, tamam mı?
- Audrey... Devíamos ser nós a tratar disto.
Audrey, güneş saat 19 : 47'de batacak.
Audrey. O sol põe-se às 19 : 47.
Audrey Colorado'dan yeni dönmüş.
A Audrey já voltou do Colorado.
Eğer ben Audrey'nin Colorado'ya gittiğini öğrenebiliyorsam, herkes öğrenebilir.
Se eu descobri que a Audrey foi ao Colorado, qualquer um pode descobrir.
O Audrey'e ulaşmadan biz ona ulaşmalıyız.
Temos de encontrá-lo antes que ele a encontre a ela.
Audrey, Nathan tamam da onu neden alıyoruz?
Audrey, sei porque trouxemos o Nathan, mas porque vamos levá-la?
- Audrey?
Audrey?
- Audrey?
- Audrey?
Audrey arıyor.
É a Audrey.
Sen ve Audrey, Coganları buldunuz mu?
- Tu e a Audrey encontraram os Cogan?
Nathan'ı kurtarmak için Audrey'nin sana ihtiyacı var.
A Audrey precisa da tua ajuda agora para salvar o Nathan.
Audrey, ne yapıyorsun?
Audrey, o que estás a fazer?
Audrey.
A Audrey.
Sanırım Audrey'le konuşmanız için sizi yalnız bırakacağım.
Acho que vou deixar a Audrey pôr-te a par das novidades.
Öylesine dedim Audrey.
Estava só a brincar, Audrey.
- Audrey, sadece...
- Audrey, só lhe restam...
Çok özür dilerim Audrey.
Lamento profundamente, Audrey.
- Audrey?
- Ouve, não tenho tempo para explicar, mas preciso que vigies um tipo por mim. - Audrey?
Audrey...
Audrey...
Audrey.
Pela Audrey.