English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ A ] / Aşkım

Aşkım tradutor Português

11,195 parallel translation
Siz ikiniz benim kayıtsız aşkımın kızıl saçlı temellerisiniz.
Vocês as duas são os meus pilares ruivos de amor incondicional.
Aşkım.
Meu amor.
Akşam yemeğinden kaçma, aşkım.
Não te baldas ao jantar hoje, amor. Eles...
Senden uzakta değil aşkım.
- Nunca longe de ti, meu amor.
- Tek ve biricik aşkım!
- Meu único amor verdadeiro!
Emin olabilirsin aşkım sadece seni düşüneceğim.
Fica descansado, amor, pensarei apenas em ti.
"Betsy aşkım, bunu okuyorsan demek ki başaramamışım, buraya kadarmış."
BETSY, MEU AMOR, SE ESTÁS A LER ISTO É PORQUE MORRI
- Evet aşkım.
Sim, meu amor.
Elbette aşkım.
Claro, meu amor.
Hayır aşkım.
Não, meu amor.
Eve döndüm Aşkım.
Eu estou em casa, meu amor.
- Elbette aşkım.
É claro, meu amor.
Hangi maskaralık aşkım?
Que farsa, meu amor?
Her fırsatta bu seçim bize tanınır aşkım.
É-nos dada essa escolha em todos os encontros, meu amor.
Teşekkür ederim aşkım.
Obrigada, meu amor.
Aşkımız, her zorluğa ve her şartta rağmen daima var olacak.
O nosso amor irá existir para sempre, através de qualquer prova de tempo ou circunstância.
Seni ürkütmek istememiştim aşkım.
Não tinha intenção de te assustar, meu amor.
Tam vaktinde geldin aşkım.
Chegaste a tempo, meu amor.
Öngörüyü ben de gördüm aşkım.
Eu vi a visão, minha Love.
Korkma aşkım.
Não tenhas medo, minha querida.
Olabildiğince çabuk geliyorum aşkım.
- Vou o mais depressa possível!
Daha önce aşkımı kaybetmiştim. Bir daha kaybetmeyeceğim.
Já perdi o amor uma vez, não vou perdê-lo novamente.
Hadi, aşkım.
Anda, amor. Vamos embora.
- Bilmiyor, aşkım.
- Ele não sabe, meu amor.
Bu işi yoluna koy, aşkım.
Conserta isto, meu amor.
Neden korkuyorsun, aşkım?
O que te assusta tanto, amor?
Üzgünüm, aşkım.
Desculpa, amor.
Bizim varlığımız çok özlendi aşkım.
A nossa presença tem feito falta, meu amor.
Ona ilk aşkım Greta ismini vereceğim. Sağlam, büyük.
Vou chamar-lhe "Greta", como o meu primeiro amor.
Sen hayatımın aşkısın.
És o amor da minha vida.
Ben ilk aşkıydım ama kıskanma.
Fui o primeiro amor dele. Mas, não tenha inveja.
- Hayatımın aşkı.
O verdadeiro amor da minha vida.
Tanrı aşkına. Çıplağım, pislik herif.
Estou nua, cara de cu!
Senin yıldızın kütleçekimsel olarak benimkinin etrafında dönüyor. Bana hayatımın aşkını getirdin, Elliot.
A tua estrela a orbitar a minha gravidade trouxe o amor da minha vida, Elliot.
Egzotik bir aşkını mı kaybettin?
Uma paixão exótica?
Hayatımın aşkı görmezden geliyor.
O amor da minha vida evita-me.
Bu arada Aşk Prensesi, namı diğer Küçük Soğan Halkası'yla buluşmam lazım.
Por falar nisso, tenho de ir ter com a Princesa Amor, a Pequena Gostosa.
Sana deliler gibi aşık olduğumu ve bu aşkın hiç azalmayacağını hemen anlamıştım.
Soube que estava loucamente apaixonado e que este amor perduraria.
# Ben bir kızım # Aşkın ihanet ettiği
Sou a mulher Que gosta de trair
"Unutamadığım Aşk" adlı film gibi.
Como "O Grande Amor da Minha Vida".
20 yılı aşkındır hukuki yaptırım hayatımda silahımı sahada sadece üç kez kullandım. Bir düşün.
Em mais de 20 anos ao serviço da lei, apenas disparei a minha arma três vezes no terreno.
Kralımız yitirdiği aşkı ve baronların zorlamaları ile mücadele ediyor.
O nosso rei está no meio de amor perdido E persuasão baronial.
- Gerçek aşk mı?
Amor verdadeiro?
Aşkın dışına mı çıktın?
Já não gostas mais?
Demek istediğim seçebilme şansımız olsaydı kim böyle bir aşkı yaşamak isterdi ki?
Quero dizer, se fosse uma escolha... Quem escolhia esse tipo de amor?
Maggie bunu sana bir arkadaş, hayatımın ilk aşkı olarak söylüyorum.
Maggie, vou dizer isto como amigo, e como primeiro amor da minha vida.
- Akıllı kız! Ancak dikkatli ol. Aşk bir silahtır, cancağızım hem de en tehlikeli silah.
Mas tem cuidado, o amor é uma arma, minha cara, a arma mais perigosa de todas.
Onlar aşk mektupları değil vasiyet, kızım.
Não são cartas de amor, menina. São os seus testamentos.
İşimizdeki rollerimize, partnerliğimize ve aşk kıvılcımlarına bakarak samimiyetimizi yanlış yorumlamışım.
Pareço ter confundido uma certa intimidade entre nós baseada na nossa parceria de trabalho e... As regras amorosas em que vivemos.
- Siz ikiniz aşk kuşları mısınız bakalım?
Os pombinhos estão num encontro? Não.
Bu bencilce ve yanlış bir şey. Parçalandığın anın, ailenden ve aşkından vaz geçtiğin an olduğunu falan mı sanıyorsun. Önemli olan tek şey bu mu?
Isso é egoísta e errado, o tipo de coisa que se faz quando se desistiu da família e do amor, as únicas coisas que importam.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]