English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ B ] / Baghdad

Baghdad tradutor Português

28 parallel translation
Bir gün uçan bir halı almak için Bağdat'a gider.
Um dia foi a Baghdad para comprar um tapete voador.
Kunming, Dhanbad, Betta ve Bağdat'ta kayıtlı.
Registado em Kunming, Dhanbad, Quetta and Baghdad.
Bağdat'ta bir araba bombalama olayının kurbanı.
A vítima de um bombardeamento num carro, em Baghdad.
Mikhail Gorbacov Bağdat'ı daha çok BM desteği için uyardı.
Mikhail Gorbachev advertiu Baghdad que retornaria com medidas das Nações Unidas
- Nakil sırasında aracımıza mayın çarptı, ben de yanlışlıkla kafatasımın bir kısmını Bağdat'ta bıraktım.
- Uma I.E.D. apanhou o nosso transporte. Eu, acidentalmente, deixei algumas marcas no meu crânio em Baghdad.
... arabalı intihar bombacısı iki Amerikan askerini öldürdü Batı Bağdat'ta.
... um bombista suicida matou dois soldados norte-americanos a oeste de Baghdad.
Iraklı ölü sayısı daha fazla, 29 Iraklı cesedi Bağdat çevresinde yayılmış şekilde bulundu.
Existem mais mortes no Iraque, pelos menos 29 corpos foram encontrados hoje espalhados à volta de Baghdad...
Konvoylar her zamanki Güney Bağdat devriyelerini yapıyorlardı ve o gün Chance'in orada bile olmaması gerekiyordu.
A caravana estava em andamento, a fazer uma patrulha de rotina, no sul de Baghdad, e... o Chance nem era suposto estar ali, naquele dia.
Hala Bağdat saatine göre ayarlı.
Ainda marca a hora de Baghdad.
İşte sizlere Bağdat'ta aldığı pirzola tarifi ile ilgili küçük ve dokunaklı bir pasaj.
Aqui vai uma passagem particularmente tocante sobre uma pequena receita de costeletas que encontrou em Baghdad.
Sanki Noel Baba Bağdat'da vurulmuş gibi duruyor.
Parece que o Pai Natal foi abatido em Baghdad.
Bağdat'a gitmesi gerektiğinden önce mi?
Antes de ela ser suposta ir para Baghdad?
Bağdat'a gitmeyecekti.
Ela não estava a ir para Baghdad.
Bağdat'daki ilk ayımda, benim başıma üç kez geldi.
No meu primeiro mês em Baghdad, aconteceu-me três vezes.
Bağdattaydım.
Eu estava em Baghdad.
Kendinizi Bağdat'ta falan mı zannediyorsunuz?
O quê, acham que estamos em Baghdad?
Bunu öğrenemeden Bağdat'a atandım.
Fui transferida para Baghdad antes de ter a oportunidade de descobrir.
Beni bölüm masasından çıkartıp insansız uçak çalışmasının başına geçirdi tabii o zaman Bağdat üzerinde 8 tane Avcı uçağımız vardı.
Ele foi-me buscar a uma secretária de uma divisão, para o ajudar a comandar o programa dos Drones, quando ainda só tínhamos oito caças sobre Baghdad.
Rita'yı en son Bağdat'ta görmüştüm.
Não tenho notícias da Rita desde os tempos de Baghdad.
Bir de Irak, Bağdat falan işte.
Depois Iraque, Baghdad, por aí.
Fakat, sokaklar yağmacılarla dolacak, müzeler yağmalanacak ve binlerce antik eser yok edilecekti.
O exército dos Estados Unidos avança para a cidade de Baghdad, apenas três semanas depois do início da libertação.
"Bombs Over Baghdad" değil bu.
Isto não é "Bombas Sobre Bagdade".
Bağdat dışında bir EYP.
Bomba nos arredores de Baghdad.
Dr. Choi, Baghdad'a gidiyorsunuz.
- Tudo bem. Dr. Choi, vá para Baghdad.
Bak, Bağdat'ta değiliz.
Olha, isto não é Baghdad.
2007'de Bağdat'ta.
2007, em Baghdad.
Ben çok şiddetli ortamlarda, Bağdat'ta, İslamabad'da çalıştım.
Quero dizer, trabalhei em ambientes intensos em... Em Baghdad e Islamabad.
Bağdat ateşler içinde!
Baghdad a arder!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]