English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ B ] / Barbarlar

Barbarlar tradutor Português

369 parallel translation
O barbarlar etrafımı sardığında kurtarabildiğim tek şey bu oldu.
Foi a única coisa que consegui salvar quando aqueles ateus me cercaram.
Sonra barbarlar gelip mutluluklarını ellerinden almışlar, onları evlerinden etmişler, sanat ve bilim hazinelerini yağmalamışlar, her şeyi yok etmişler.
Então chegaram os bárbaros que invejavam a sua felicidade... e os tiraram de suas casas, roubaram seus tesouros, arte e ciência.. e tiraram-lhes tudo.
Mareşal Petain'ın artık yaşlı bir adam olduğunu ve barbarların elinde olduğunu unutmamaya çalışıyorum.
Tento lembrar-me de que o marechal Petain é um homem idoso, agora. Entregue nas mãos de bárbaros.
Eğer mağlup olmuşsak, olacaksak onurlu bir mağlubiyeti tercih ediyoruz. İnsan gibi. Barbarlar gibi yakıp yıkarak değil.
Se for o caso, queremos ser derrotados como seres humanos e não como bárbaros.
- Olynthus barbarların eline düşerse Atina'yı perişan olmaktan ne kurtarabilir?
Se Olinto capitular perante os bárbaros... quem se oporá entre Atenas e a destruição?
Diğerleri eşinizi yani kuzenimi öldüren o barbarların çok yakında öfkemin ağırlığını duyacaklarını temin ediyorlar.
Juro que os bárbaros que assassinaram o vosso marido, e meu primo, em breve sentirão o peso da minha fúria.
Siz barbarların ölmüş babamın eski giysilerini neden aldığınızla daha çok ilgileniyorum.
Estou mais interessada em entender porque voces vandalos quiseram... confiscar as roupas de meu falecido pai?
Barbarların arasında işi yok.
Ele não tem nada que estar metido entre os bárbaros.
Barbarlar da muhtemelen onu arıyordur.
Os malditos bárbaros também devem andar à procura.
General Jung-Lu'yu barbarların yanında olmakla suçlamak için Majestelerinin iznini almaya geldim.
Vim, ó divina, para pedir autorização a Vossa Majestade para acusar o General Jung-Lu de alta traição e de ser amigo dos bárbaros.
Ne cüretle sen ve barbarların kütüphanemi ateşe verirsiniz?
Como te atreves tu e o resto dos teus bárbaros a incendiar a biblioteca?
Ama ne sen, ne de diğer barbarlar insan düşüncesini yok etme hakkına sahip değilsiniz!
Mas nem tu nem nenhum outro bárbaro tem o direito de destruir um pensamento humano!
Barbarlar diye adlandırılan insanlar, diğeri de Doğu'da, Pers ülkesi.
Uma aqui no Norte, que nos separa... dos chamados bárbaros. A outra, no Leste... a Pérsia.
Barbarların sizi zayıf görüp, saldırmalarına ikna edilene dek ormanın iyice derinliklerine gireceksiniz.
Vai embrenhar-se cada vez mais na floresta... até que os bárbaros se convençam que podem atacar.
Barbarlar! Romalıları kurban ettiler!
Bárbaros... sacrifícios humanos... romanos!
Eğer bu barbarları Romalı yaparsak, Roma vatandaşı olmanın ayrıcalığını kendimize kimlerden saklayacağız ki daha?
Se tornarmos esses bárbaros, romanos, será que poderemos recusar aos outros a cidadania?
Eğer bu barbarları aramıza alırsak, düşmanlarımız şöyle düşünecek : Mecburdular, çünkü zayıfladılar.
Se aceitarmos a vinda desses bárbaros para junto de nós, os nossos inimigos dirão que fizemos isso porque somos fracos.
Barbarlarını yerleştirmeyi kabul edeceğiz, ama sen... Sen artık imparatorluğun ikinci adamı değilsin.
Deixemos que os seus bárbaros se instalem, mas você já não é o Segundo no Comando de César.
Barbarlar, sanatımdan anlamıyorlar ki.
Bárbaros! Não compreendem nada da minha arte.
Barbarlar!
É claro que me fui embora.
Medeni bir adamın barbar gibi davranmasını daha kolaydır ama barbarların medeni adam gibi davranmaları daha zordur.
É mais fácil para os homens civilizados actuar como bárbaros, do que para os bárbaros actuar como homens civilizados.
Barbarlar.
Bárbaros.
Bunlardan bazıları, Barbarlar'la savaşırken öldüler. Diğerleri ise, kendi şatolarında, doğal sebeplerle öldüler.
Alguns morreram nas guerras, nos países cristãos ou em terras bárbaras, outros morreram naturalmente nos seus castelos!
Gözlerinizin önünde bu dinsiz barbarlar.... inanılmaz vahşet yaparken..
Lembrem-se das abominaçöes escuras... destes bárbaros infiéis.
Dağlar, hayvanlar ve barbarlar içindir! "
Aquelas montanhas são para animais e selvagens! "
Ne yazık ki, yalnız bir adam bize, barbarlar ordusundan daha çok zarar verebilir.
Não podemos correr riscos. Infelizmente, um só homem, pode fazer-nos pior, do que um exército de bárbaros.
" Barbarlar!
Bárbaros!
Kehanete göre, kar ve buzdan gelen barbarlar,... cennetlerini ellerinden almaya gelecekmiş.
Um dia bárbaros vão tentar conquistar o seu paraíso.
Bizi o barbarlar sandılar. Onları yok edecek barbarlar.
Eles pensam que somos os selvagens que os vieram destruir.
Topraklarına göz diken barbarlar olduğumuz çok açıkmış.
É óbvio que somos bárbaros que cobiçam as terras sagradas deles.
Benim, bir Claudian'ın, yüzünü maviye boyayacağını gidip barbarların arasında saklanacağını mı sanıyorsun?
Achais que eu, um claudiano, pintaria o rosto de azul e iria esconder-me entre os bárbaros?
Lanet olası barbarlar kartallarımı aldılar!
Esses malditos bárbaros têm as minhas águias!
Bu çok keyifli anda her cephede faşist nazi barbarlarına karşı savaşırken kalbimiz tüm cephelerde ölenlerle birlikte.
Neste momento de alegria os nossos pensamentos vão para todos os que caíram em todas as frentes, na tremenda luta contra os bárbaros Nazi-fascistas. Mas, acima de tudo...
Eli mızraklı, zehirli okları olan, seyahatçileri yemeye hazır vahşi barbarları beklerken karşılaştığım pastoral hayatları olan sakin köylüler bana kendi ülkemizdeki kırsal yörelerde oturanları anımsattı.
Onde esperava selvagens ferozes... armados com dardos, Ianças e setas envenenadas... prontos para tornar todos os viajantes numa refeição rápida... Encontro apenas aldeões pacíficos... cuja vida pastorícia me faz lembrar... os camponeses em muitos lugares da nossa própria terra.
Su Vadi barbarları kaliteli kadınları kullanıyor.
Os bárbaros de Valley estao a usar mulheres nas linhas da frente.
Roma'da... bu zamanlarda... barbarlar geldi.
Em Roma... tempos como estes... os bárbaros vieram.
...... Savaşacağımız barbarlar var!
Temos de lutar contra os Hunos.
Aristo, insanlığın Yunanlılar ve Barbarlar olmak üzere ayrıldığını iddia ediyor idi. ve bu nedenle Yunanlılar'ın kendilerini saf tutmaları gerektiğini savunuyordu..
Aristóteles argumentava que a humanidade estava dividida em Gregos, e nos outros, a que chamava'bárbaros'e que os Gregos se deviam manter puros racialmente.
- Barbarlar!
- Bárbaros!
Sizi barbarlar!
Seus bárbaros!
Barbarların beni federallere teslim etmenize izin vermesinin imkânı yok.
Os Bárbaros não vão deixar que me entregue aos federais.
Yani, barbarlar patronlarını bu şekilde yakalamamıza izin verdiler... Yani, bir kaç taş bile atmadılar.
Os Bárbaros deixarem-nos levar o líder deles sem atirarem uma pedra sequer.
O barbarlar serseri.
Os Bárbaros são uns bandidos.
- Bu barbarları yavaşlatacağız böylece geri dönüp şerifin saldırıya hazırlanmasına yardım edebiliriz.
- Vamos deter os Bárbaros para ajudar o Xerife a preparar o ataque.
Bana şu barbarların yaşadığı, ormanlardaki son seferinden bahset biraz.
Fale-me da sua última campanha, nessas florestas bárbaras.
Ama O, barbarların kalbi.
Traga-o vivo!
İşte o yüzden bana barbarların kalbini getirmelisin.
Mas ele é o coração dos bárbaros!
Barbarlar! Hayvanlar!
Bárbaros!
Barbarları yok edin.
Destrua os Bárbaros!
Barbarlar!
Seus bárbaros!
Mongolia'ya sürüleceksiniz, orada bana karşı gelmeye çalışan diğer barbarlar var.
Parece que há por lá uma certa agitação entre os bárbaros.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]