Bass tradutor Português
1,237 parallel translation
Ayakların yere bassın evlat!
Pés no chão, filho!
O mükemmel bir centilmen, mükemmel bir sevgili.
Ele é o cavalheiro perfeito, o par perfeito. Chuck Bass.
- Chuck Bass. - Merhaba. John Mayberry.
Olá, John Mayberry,'The New York Times'.
Chuck Bass daha önce kimsenin bilmediği bir şeyini kaybediyor.
Apanhado : Chuck Bass a perder algo que ninguém sabia que ele tinha...
Nereye, Bay Bass?
Para onde, Sr. Bass?
Nereye Bay Bass?
- Para onde, Sr. Bass?
Arkadaşım Bartholomew Bass'ı hatırlarsın.
Lembras-te do meu amigo Bartholomew Bass?
Bay Bass, hala şehirde olduğunuzu düşünmemiştim.
Sr. Bass, não sabia que estava cá.
Chuck Bass onu aramadı değil mi?
O Chuck Bass não lhe ligou, pois não?
O Bart Bass.
É o Bart Bass.
- Bart Bass mi?
O Bart Bass?
Bart Bass'le çıkamazsın anne.
Mãe, tu não podes namorar com o Bart Bass.
Size bir şey alamadığım için özür dilerim Bay Bass ama noelde geleceğinizi bilmiyordum.
Desculpe por não ter comprado nada para si, Sr. Bass, mas eu não sabia que vinha cá passar o Natal.
Chuck'ın babası, Bart Bass vakfı için yılda birkez gerçekleştrilen brunch'a ev sahipliği yapıyor.
O pai de Chuck, Bart Bass, vai dar o almoço anual para a sua fundação.
Chuck Bass'ın benimle sadece yürümek ve konuşmak istediğini nasıl düşünebilirim ki?
Como é que pude pensar que o Chuck Bass ia querer falar comigo?
- Merhaba ben Nate Archibald. Bass süitinden arıyorum.
Daqui fala Nate Archibald, telefono da suite dos Bass.
Chuck Bass'ın senin hakkında neler söylediğini bilmek ister misin?
Queres é saber o que tem dito o Chuck Bass sobre ti.
Çocuk yetiştirme tarzı hakkında pek bir şey söyleyemem ama Bart Bass brunch'tan anlıyor.
Não posso dizer muito quanto às suas capacidades para educar filhos, mas o Bart Bass sabe dar um almoço.
Ben Chuck Bass'ım.
Eu sou o Chuck Bass.
Cevap istiyorum ve kimse Chuck Bass kadar skandalın ortasında olmak istemez.
Eu quero respostas, e ninguém gosta tanto de estar no meio de um escândalo como o Chuck Bass.
Son parasını bel çantasına veren adam herkesin gözünde bir numaradır ve bu, Chuck Bass için kutsaldır.
Alguém que troca a conta bancária por uma bolsa de pôr à cintura desaparece da vista de todos. - Isso é sagrado para o Chuck Bass. - Nate Archibald, és tu?
- Buraya girmene kim izin verdi?
- Quem é que te deixou entrar, Bass?
Sen ve Bart Bass mı?
Tu e o Bart Bass?
Chuck Bass, İnanıyorum ki, Bunca zaman daha reşit bile olmadan ki ayyaşlığın ve kadınlara düşkünlüğün sonunda faydasını gösterdi.
Chuck Bass, parece que todos os teus anos de embriaguez juvenil, e de machismo, foram finalmente saldados.
Bu, kesinlikle Bass İmparatorluğunun da üzerine kurulduğu bir cins yenilikçi bir düşünüş...
Isto é exactamente o tipo de pensamento inovador sobre o qual o Império Bass foi construído.
Bass Şirketini, en tepesinden, en altına..
Seria o negócio excelente para ti.
rahatlatmak için mükemmel bir yol.
Para aliviar a Bass, S.A.
Görünüşe göre, tencerenin altı yanıyor, ve Genç Bass içinde kaynıyor.
Parece que o pai exemplar deixou o jovem Bass furioso.
Otelin barınıda,.. Acılarından ve yatırım sermayesinden de uzaklaşmış.
Bass demasiado bêbedo, no bar do Palace, a beber os seus problemas e o seu capital de investimento.
- Chuck bass. sizinle tanışmak zevkdi.
- Chuck Bass, prazer.
ne yapmaya çalıştığını biliyorum, Bass
Eu sei o que estás a fazer, Bass.
İlk birlikte olduğum erkek Chuck Bass!
Mas perder a minha virgindade com o Chuck Bass?
Chuck Bass'ı reddettiysen gazabından korkacaksın.
Nem o inferno tem tanta fúria como um Chuck Bass desprezado.
Dikkatli ol B. Bir Bass'la iddiaya girilmez.
Cuidado, B. Não há apostas seguras quando se joga com um Bass.
Annem sanat okuluna gidiyor ve şehir merkezinde bir grupta bass çalıyordu.
A mãe estava na escola de artes e tocava baixo numa banda barulhenta da baixa.
Buna rağmen birçok bass gitarcıdan daha iyi bir iş çıkarmıştım.
Embora eu seja melhor que muitos cantores.
Çünkü bass gitaristi söyledi.
Porque o baixista dele me contou.
Ayakların yere bassın.
Os dois pés no chão.
Ayakların yere bassın, genç bayan.
Mete os pés no chão, minha menina.
Bir de bass akorundan?
Alternem o baixo, sim?
Kocaman eski bir başsız süvariyi yendin.
- Enfrentar um cavaleiro sem cabeça.
Hadi ama, Aiden başsız birini görseydi sana bundan hiç bahsetmez miydi?
Então? Se o Aiden visse um tipo sem cabeça, não achas que te diria?
O zaman senin gördüğün Grandview'de başıboş dolaşan bir başsız süvariydi, bu durumda dikkatli olsan iyi olur.
E tu viste o verdadeiro cavaleiro sem cabeça à solta em Grandview. Nesse caso, não enfiem a cabeça na areia.
Başsız bir adam.
Um homem sem cabeça.
İşte bu kadar, başsız süvari.
O cavaleiro sem cabeça. Aí está o fantasma.
Her neyse, kız ayrı bir dünyanın insanı. Kızın azgın erkek arkadaşı da zavallı Ichabod'u korkutmak için başsız süvari hikayesini uyduruyor.
O namorado dela usa a lenda do cavaleiro para o afugentar.
Başsız arkadaşın öyle mi? Yani gerçek bir hayalet mi?
E de certeza que o teu amigo sem cabeça é mesmo um fantasma?
Bak belki de kitap başsız süvariyi kastetmiştir.
Talvez o livro estivesse a falar do cavaleiro sem cabeça.
Görüldü - - Bass zil - zurna içmiş..
Avistado :
Bendel'in mankenleri başsız, böylece müşteri giysiyi herhangi birinin üstünde hayal edebiliyor.
Bendles tirou as cabeças assim o cliente pode imaginar que ele seja qualquer um.
"Bay Eugene Rilsby'nin başsız hayaleti terkedilmiş çiftlik evinde hâlâ yürüyordu."
"O fantasma sem cabeça do Sr. Eugene Rilsby ainda vagueia a quinta abandonada."