Bazılarını tradutor Português
6,241 parallel translation
Bazılarını bana ver.
Dá-me alguns.
Anlıyorsun ya, bu şeylerden bazılarını kafanın içinde tutabilirsin.
Podes deixar algumas dessas coisas dentro dela.
Bazılarınız anlamadı.
Alguns de vós não percebem.
Hatta bazılarını daha önce duymadım bile.
Algumas das quais nunca tinha ouvido falar.
Öyle yapıp bazılarını kandırabilirsin ama her zaman kodlarda bir ipucu kalır.
Dá para enganar alguns, mas há sempre algo no código.
Şerif yardımcısı Carl, bazılarınız beni böyle tanır.
Delegado Carl, como alguns me conhecem.
Woodbine'ı tutan insanlardan bazılarının isimlerini biliyoruz.
Já sabemos quem são algumas pessoas que contrataram o Woodbine.
İsmi önemli değil, bazıları geri dönenlerin başı çekmesi fikrinden hoşlanmayacaklar bugün burada toplananlar, geri dönenlerin yaşamdan farklı olmadığına sevgiyi, anlayışı ve bağışlanmayı hak ettiklerine inanıyor hepimiz gibi, bazılarınız topluluğumuzun içindeki bir kaç insanın etkilendiği bir hastalık hakkında sorular sordular.
Independentemente de como chamarmos, algumas pessoas podem não gostar da ideia, de uma Igreja para os que voltaram. Mas os hoje aqui reunidos acreditam que os que voltaram não são diferentes, e merecem amor e compreensão, e até perdão, como todos nós.
Aslında hepsini Komutana vermem gerekiyordu ama bazılarını kendime sakladım. Bilirsin sigorta için.
Devia devolver ao Comandante, mas mantive alguns para mim como garantia.
Kitaplarından bazılarını okudum.
Li um pouco.
Hâlâ ara sıra bazılarını görüyorum.
Uma vez ou outra ainda os vejo.
Bu gece bazılarını değiştireceğiz. Yarına hepsi hallolur.
Vamos tirar alguns esta noite e o resto, esperamos, amanhã.
Bazı kapıları açar ve bazılarını açmaz.
Abre algumas portas, outras não.
Tavan arasına gidelim ve her ihtimale karşı eski oyuncaklardan bazılarını paketleyelim.
Talvez no sótão haja brinquedos para embrulharmos, pelo sim, pelo não.
Eşyalarımın bazılarını Agnese vereceğim.
Só tenho que levar umas coisas para Agnes.
Bazılarınızın muhtemelen cürümü vardı ya da kaçarken saklanıyor.
Alguns de vós provavelmente cometeram crimes, ou estão foragidos.
Bazılarının başta midesi bulanır.
Sabe, alguns enjoam à primeira.
Bazılarının yasalarla arası iyi değil.
Alguns têm problemas com a lei.
O notalardan bazılarını çok uzun tutuyorsun.
Algumas das notas duram tempo demais.
Pekâlâ tatlım, randevularının bazılarını atlattığın için çok mutluyum.
Bem, querido, estou contente por saltares algumas das datas.
% 65 AAA notlu olan bazılarını gördüm ve 550'nin altında FICO notu olan % 95 eşik altı saçmalıkla dolu olduklarını biliyorum!
Vi algumas com 65 % de classificação AAA que tenho a certeza de estarem preenchidas com 95 % de merda subprime com FICO abaixo de 550.
Teklif belgelerinizden bazılarını görebilir miyiz?
Podemos ver os documentos da vossa oferta?
TBY'lerin AA tranşlarından bazılarının açığa satışıyla ilgileniyoruz.
Queremos apostar contra a tranche AA de CDO.
Bazılarınızın...
Eu disse acalma...
Dikkatimi çekti de Kral Douglas Bankası, dün soyuldu. Soyguncuların bazıları... Senin müşterin.
Tomei conhecimento que o banco de Monarch Douglas foi roubado ontem por algum dos seus clientes.
Bazıları Tereyağı'nı seviyor.
Alguns tipos gostam da Butter.
Christine'in mümkün olan en iyi eğitimi almasını istiyorum. Ama bu okulların bazıları o kadar serbest ki...
Quero que a Christine tenha a melhor das educações, mas algumas destas escolas são tão abertas...
Üzerinden zaman geçmesinden dolayı videoların bazıları bozulmuş.
Alguns dos arquivos foram corrompidos pelo tempo.
Bazen bazı şeylerin göründüğünden daha basit olmasını isteriz ama işin aslı, biz karmaşık yapıda canlılarız.
Por vezes queremos que as coisas sejam mais simples do que são, mas a dura realidade é que somos criaturas complexas.
Petra'nın Miami sosyetesinden bazı bağlantıları vardı.
Petra tem algumas ligações na sociedade de Miami.
Bazıları onların birbirine benzediğini düşünür.
Algumas pessoas vão dizer que são parecidas.
Bunlardan bazıları, bunların çoğu, Olivia Pope ile alakalı.
Algumas dessas coisas, muitas dessas coisas, envolvem Olivia Pope.
Bazıların bizzat yaptım.
Construí algumas delas.
Ben S.H.I.E.L.D.'dayken bazıları siz İntikamcılar'ın zihin kontrolü altına girip de bize sırt çevirdiğinizde olacaklardan endişeleniyordu.
Quando estava na SHIELD alguns preocupavam-se com o que aconteceria se os Avengers fossem controlados e se voltassem contra nós.
Peki, işte sana anlaşma. Tehlikeli maddeci adamlar bazı testler yaptılar ve maddenin kabartma tozu olmadığını söylediler.
É o seguinte, os peritos fizeram testes preliminares e a substância não é fermento.
Ancak bazı politikacılar gibi bitmek tükenmek bilmeyen ihtiyacı haram mallarını saklamak.
Porém, como todos os políticos, tem a necessidade interminável de esconder os ganhos ilícitos.
Bu silahların bazıları büyü ile güçlenebilir.
Algumas destas armas possuem magia antiga.
Bu sistemlerin bazıları... -... sadece lisanslı bankacılık kuruluşları tarafından satın alınabiliyor
Alguns destes sistemas só podem ser comprados por bancos autorizados.
Bazı alıntılar, senin konuştukların gibi.
Algumas citações... Parece tu a falar.
- Bazıları yeteneklidir işte n'aparsın.
- Parece que há quem tenha o jeito.
Kasabadaki her yolu kapadılar, baz istasyonlarını yıktılar ve dış dünyayla iletişimimiz kesildi.
Bloquearam as saídas da cidade! Abateram as torres de comunicações. Estamos isolados do resto do mundo!
Odaların bazılarına yıllardır dokunulmamış.
Alguns daqueles quartos não são tocados há anos.
- Billie. Belki bunu diğer kızlarının bazılarına söylemeliydin Hank.
Talvez devesses ter avisado as tuas outras namoradas.
Bu hoş insanların bazılarıyla ne zaman özel görüşme fırsatı bulacağız?
Quando poderemos falar com esta gente encantadora?
Kolunu çek. Bazılarımızın yaşamak için çalışması gerek.
Alguns de nós têm de trabalhar para viver.
Biliyorum bazılarımızın otopark sayacı ile ilgili sorunları var ancak güvenli takip için bu gerekli halkımız için en doğrusu bu.
Eu sei que alguns dos presentes contestam o custo dos parquímetros. Mas após uma análise cuidadosa, achamos que é o melhor para a comunidade.
Bazı insanlar emekli maaşını alıyor, bazılarıysa alamıyor bazılarıysa azıcık, hayat adil değil.
Há quem receba pensão, há quem não receba. Há quem receba duas ou três.
Evet söyledin, hayatın adil olmadığı hakkında falan bir şeyler bazıları emeklilik maaşını alır bazılarıysa alamaz bazılarıysa birden fazla alır.
Eu nunca disse isso. Disse, sim. Disse que a vida não é justa.
Dane Wells gazetelere bazılarımızın iki katı emekli maaşı alacağını söylemeye hazırlanıyor.
O Dane Wells vai contar à Imprensa que alguns de nós têm várias pensões.
Biliyorum bazıları mezuniyet balosunun kutlamaktan ibaret olduğunu anlatır, ama okuldakilerin çoğunluğu için, mükemmel eşi, mükemmel elbiseyi bulma ve mükemmel bir akşam geçirme baskısını hissettiği başka bir gece.
Pessoas-merda, as pessoas-de-merda Faltando os meus amigos! Para a maioria das pessoas da escola, é uma noite onde se sentem pressionados para encontrar o par ideal O vestido perfeito para a noite perfeita.
Demek istediğim, bazıları hayatlarını buna adar ve gösterecek bir şeyleri olmaz.
Há pessoas que passam a vida toda sem qualquer tipo de sucesso.