Bekliyorum tradutor Português
8,828 parallel translation
Dışarıda bekliyorum.
Vai ter comigo lá fora.
Senin düşüncelerini sabırsızlıkla bekliyorum Bayan Editör.
Aguardo ansiosamente pela sua opinião, Senhora Editora.
"Seninle birlikte geçirmem için izin verilen günleri sabırsızlıkla bekliyorum ve buradan çıktıktan sonra her günü."
"Mal posso esperar para passar contigo todos os dias que puder e, quando saíres, todos os dias."
Birinin gelip beni alması için bir saattir odamda bekliyorum ama.
Estive a manhã toda no meu beliche, à espera que me viessem buscar.
Sırf hamileliği artık bitsin diye bebeğin doğmasını dört gözle bekliyorum.
Estou ansiosa para que o bebé nasça, para ela deixar de estar grávida.
Şey, bende plastik bir odada oturuyorum ve beni vurup vurmama konusunda karar almalarını bekliyorum.
Bem, estou sentada numa sala de plástico, à espera que decidam se vão atirar em mim ou não, então...
48 saat içinde bombalama operasyonunun başlatılmasını bekliyorum.
Espero que o bombardeamento comece dentro de 48 horas.
Bombalamanın 48 saat içinde başlamasını bekliyorum.
Espero que o bombardeamento comece dentro de 48 horas.
Sabırsızlıkla bekliyorum!
Mal posso esperar.
Trevor, aslında açıklamanı bitirmeni bekliyorum çünkü gerçekten neden beni...
Sabes que mais? Trevor, gostava que acabasses a tua explicação porque eu não entendo porque é que tu...
Dört gözle bekliyorum.
Mal posso esperar.
- Çok naziksiniz ama karımı bekliyorum.
É muito simpático da sua parte, mas eu estou esperando para minha esposa.
Ben evlenmeyi bekliyorum.
Estou à espera do casamento.
Bekleyeceğim Bekliyorum
Eu espero Estou à espera
Koridorda bekliyorum. Müdürün kapısında bekleyen bir öğrenci gibi.
À espera no hall... como uma criança no exterior do escritório do director.
Otelin önünde bekliyorum.
Fico à espera em frente do hotel.
Kapıda bekliyorum ama rahatsız etmeyin işareti var.
Eu batia à sua porta mas tem o aviso,'não perturbar'.
- Odanın dönmesinin bitmesini bekliyorum.
Estou esperando o quarto parar de girar.
Ne bekliyorum ki?
- Que mais podia esperar?
Tamam o zaman. Gelmeyebilirsin ama akşama bekliyorum.
Está bem, estás dispensada.
Hatalı olduğunu görüyorsun ve bir özür bekliyorum.
Estavas errado, e estou à espera de um pedido de desculpas.
Sandringham Dükü'nün yardımlarıyla bir af bekliyorum.
Espero um perdão, com o auxílio do Duque de Sandringham.
- Hâlâ şurup bekliyorum.
- Ainda preciso do xarope de ácer.
- Ben de acı sos bekliyorum.
- E o meu molho picante.
Seni bekliyorum.
Estou à tua espera.
Bu konuda gerçeği bilmek istersen sanki topal bir sokak köpeğiymişim gibi bana acıyarak bakmayan biriyle viski içmek için ziyaretlerini sabırsızlıkla bekliyorum.
E se queres saber a verdade, estou sempre ansioso pela visita dele. Para beber uísque com um homem que não me olha com pena, como se fosse só um manco.
Sizi burada bekliyorum, tamam mı? - Ne?
Eu espero aqui por vocês, Ok?
- Ufaklığın onlara gönderdiği e-postayı bulmanı dört gözle bekliyorum.
Vou enviar-lhe o e-mail que ele enviou para eles. Ótimo.
Hak etmenizi bekliyorum.
Espero que faça por merecê-la.
Bekliyorum.
Eu espero.
Dışarıda bekliyorum.
Eu estarei lá fora quando terminar.
Ve çözüm süreci oylamaya sunulduğunda İsrail'in gerçek bir sadık müttefik gibi desteklemesini bekliyorum.
Quando a resolução for a votos, espero que Israel a apoie, por ser um aliado leal.
Yakında bir dinleyici kitlesi bekliyorum.
Estou à espera de um público muito em breve.
- Sabırsızlıkla bekliyorum.
Estou ansioso por isso.
Düğünü dört gözle bekliyorum.
Aguardo ansiosamente o casamento.
Evet o kadar zamandır bekliyorum.
Sim, estive este tempo todo à espera.
Ben yakın zamanda ikinizden minik bir çocuk bekliyorum.
E espero pequenotes de vocês, muito em breve.
Evet, bekliyorum.
Sim, estou à espera.
Bekleme odasında oturmak istiyorum bekliyorum.
Estou bem sentado na sala de espera, à espera. Gloria, honro-a.
Seninle daha iyi tanışmayı dört gözle bekliyorum, Kevin.
Estou desejoso de o conhecer melhor, Kevin.
Şehirde Jenna için bir mum ışığı nöbeti var, ben de pusuda bekliyorum.
Há uma vigília para a Jenna na baixa, e estou à caça.
Sadece ikimiz. Otelde bekliyorum. "
Estarei à espera no hotel
Kusura bakmayın da, bu genç adama bir araba çarptı ve ben neredeyse bir saattir onu biri görsün diye bekliyorum.
Desculpe, mas este jovem foi atropelado por um carro, e estamos à espera à quase uma hora que alguém o veja.
Kampanyasını gösterişsiz yapmasını bekliyorum.
Espero uma campanha tranquila.
Seçimlerde desteğinizi bekliyorum.
Espero poder contar com o seu voto.
Hepinizden destek bekliyorum.
Vou pedir-vos a todos que sejam copatrocinadores.
Onunla tanışmanızı sabırsızlıkla bekliyorum.
Mal posso esperar para que a conheças.
Dört gözle bekliyorum.
Estou ansiosa.
Senden daha fazlasını bekliyorum.
Eu esperava mais.
Ne var ne yok? - Howard ile konuşmak için bekliyorum.
Estou à espera para falar com o Howard.
- Bekliyorum.
- Estou à espera.