Bete tradutor Português
22 parallel translation
Aynı akıbete uğramamak için ne yapacağız?
Como fugiremos do mesmo destino?
Zamanı geldiğinde aynı akıbete uğrayacaklar.
Quando chegar a hora deles, o mesmo.
Rotterdam teslim oldu. Hollanda, sadece birkaç saat sonra diğer şehirlerin de aynı âkıbete uğramaması için, teslim olmaya karar verdi.
Roterdão capitulou e, poucas horas depois, a Holanda rendeu-se para poupar outras cidades a igual destino.
Mesaj şöyle : "İngiliz havacı dostlarım, " ölümden beter bir akıbete hazırlanın. "
É esta : "Prepara-te para um destino pior que a morte, inglês voador."
30 savaşçımız ile birlikte aynı akıbete uğradı.
Hmm! Primeiro, inventamos uma crise de moral.
Hayır, Beth. tam burada kalacak
Não, Bete. Ela deve ficar bem aqui.
Beth bana hiç bahsetmedi.
Bete nunca me contou isso.
- Ama Goetz Rogue River ve New Bern'de birçok masum insanı öldürdü. Ve onu karşı çıkmasaydık biz de aynı akıbete uğrayacaktık.
O Getz matou dezenas de inocentes em Rogue River e em New Bern, e se não o tivéssemos corrido daqui, teria feito o mesmo connosco.
Tüm kanıtlar, yıkıcı görevleri olan ve muhtemelen de şiddet içeren bir akıbete uğrayan, tehlikeli bir adama götürüyor bizi.
Todas as provas apontam para um homem perigoso, com um plano destrutivo que muito provavelmente encontrou-se com um final violento.
"La Bete du Gevaudan."
La Bete du Gevaudan.
"1766'da, Lozere'nin bir vilayetinde la Bete 100 kadar insanı öldürdü."
"Em 1766, na província de Lozere," "a besta matou mais de uma centena de pessoas."
La Bete 100'den fazla kişiyi öldürdü. Kötü şöhreti yayılmaya başladığında, Kral 15. Louie en iyi avcılarından birini onu öldürmesi için yolladı. "
"La Bete" matou mais de uma centena de pessoas, tornando-se tão infâme que o Rei Luis XV enviou um dos seus melhores caçadores para o matar ".
"Karısının ve dört çocuğunun yaratığın ilk avları olduğunu iddia eden ünlü bir avcı tarafından, La Bete tuzağa düşürülüp öldürüldü."
"Acredita-se que a" Bete "foi finalmente" "capturada e morta pelo renomado caçador" "que vingou a vida da esposa e de suas quatro crianças, primeiras"
Bütün askerleri korkunç ve aşağılık bir akıbete maruz bırakmak için.
Apenas para dar a cada soldado um destino cobarde e nada nobre.
Burası Zola komutanım.
"La Bete Humaine" É do Zola, sr, comandante.
Her türlü akıbete hazırlıklı olmak gerekiyor.
" Mas precisamos de nos preparar para qualquer desfecho.
Şimdiye dek Dete teyzemle Bad Ragaz'da yaşıyordum.
Até agora eu tenho vivido com a tia Bete em Bad Ragaz.
Hareket etmek zorundalar ya da avları gibi aynı akıbete uğrarlar sıcak çarpmasından olduğu yere yığılan yaratıkların akıbetine.
Precisam movimentar ou arriscar o mesmo destino da sua presa, os seres que morreram de insolação.
- La Bete.
La bete.
La Bete.
La Bete.
La Bete Du Gevaudan!
La Bete Du Gevaudan!
Jo Beth..
Jo Bete...