Beyzbol tradutor Português
2,265 parallel translation
Beyzbol gibi mi?
Como no baseball?
Evet, beyzbol gibi.
Sim, como no baseball.
Beyzbol oynamak.
Jogava basebol.
Ona bisiklet sürmeyi ya da beyzbol oynamayı öğretmedim.
Nunca o ensinei a andar de bicicleta nem o vi jogar basebol, nada disso.
İlk kez vurduğun beyzbol topu.
A primeira bola de basebol que bateste.
İşte böylece efsanevi West Lakefield 84 mezunlarının yıldız sporcusu olan Central Florida Üniversite'sinden tam beyzbol bursu kazanıp Atlanta Braves'e transfer olan sonra da bağlarını yırtan ve kenarda kalan ama sonrasında West Lakefield tarihinin en çok kazanan ikinci basketbol ve kros koçu olan Ray Drecker bu kapının önüne kadar gelmişti.
E foi assim que o Ray Drecker, estrela adolescente dos lendários West Lakefield de 84, vencedor de uma bolsa de estudos de basquetebol completa para a Universidade Central da Florida, recrutado para os Atlanta Braves antes de ser afastado por uma ruptura de ligamentos, sendo depois o segundo treinador de basquetebol e de corta mato com mais vitórias na história do West Lakefield, esteve de pé em frente desta porta.
Hepsi de beyzbol oyuncuları.
Estes gajos são todos jogadores de basebol.
Bahsettiğin tuhaf binicilik yarışması ilgimi çekmesine rağmen... bu madde, aslında beyzbol eldivenlerini korumak için satılır.
Pois mais intrigado que esteja por essa competição de amadores de que falas, o composto é, na verdade, usado para hidratar luvas de basebol.
Aracın ve beyzbol malzemelerin için bir arama izni.
Um mandado para vasculhar o teu carro, enquanto treinavas.
Önemli bir büyük lig beyzbol oyuncusu ve dünyanın katmanlarından...
Um jogador de uma liga principal de basebol e a camada da Terra entre...
Beyzbol sopasıyla darbe almış. Durumu giderek kötüleşiyor.
Bateram-lhe com um taco de basebol.
Altı yaşındaki oğlumu az önce beyzbol takımından çıkardım çünkü öğrendim ki, öğretmenler oynayan her çocuğa her takıma sadece oynadıkları için ödül veriyorlar.
Não. Acabei de tirar o meu filho de seis anos do T-Ball, porque descobri que dão troféus a todos os rapazes de qualquer equipa, por simplesmente jogarem a partida.
Beyzbol vakti.
Está na hora do basebol.
Muhtemelen beyzbol sopasıydı.
Provavelmente, foi com um bastão.
- Beyzbol oyununa 56 bine bahse mi girdin?
Apostou 56 mil dólares num jogo de basebol?
beyzbol'dan sonra çalışmalara gelirsin, - eğlenceli olur.
Acaba antes do beisebol, e será divertido.
Ama bu iyi. Yanında bir bokla beyzbol şapkası var.
Mas este tem um cocó num boné de basebol.
Hey Brian, en sevdiğin beyzbol oyuncusu kim?
Brian, quem é o teu jogador de basebol favorito?
Unutmadan, Matt'in beyzbol hocasıyla konuştum.
Oh, antes que me esqueça, falei com o treinador de baseball do Matt.
Kafama beyzbol topu atardı.
Mandava-me bolas à cabeça.
- Topçular beyzbol oynarlar. - Evet.
- Jogadores da bola jogam futebol.
Size bu gün birçok şey sorduk : Beyzbol, futbol konusunda ne hissettiğinizi- -
Já vos perguntámos, entre outras coisas, o que acham do basebol, do futebol...
Neyse, ne diyordum senin ufak beyzbol antremanın bana senelik en az 100 bin dolara mâl oldu.
Ok, então, a forma como imagino, a tua prática no críquete custou-me pelo menos, 100 mil por ano.
Anlaşılan iş beyzbol sopasıyla insanların kafasına vurmaya gelince ben doğuştan yetenekliyim.
Parece que quando se trata de bater nas pessoas com um taco de basebol, eu sou... "The Natural."
Bak, bir sene daha sonra onu futbol ve beyzbol maçlarına götürebilirsin.
Ouve, só mais um ano e depois poderás levá-lo... ao futebol, aos jogos de basebol na escola...
- Beyzbol oynuyorlar.
A jogar basebol.
Böylece ben de bütün hayatımın hayali olan profesyonel bir beyzbol takımında eğitmen olmayı gerçekleştirebilirim.
Para que possa ir atrás do meu sonho de uma vida de ser um olheiro de ligas secundárias para organizações profissionais de basebol.
Belki bir beyzbol eğitmeni olamayabilirim. - Ama sanırım bir sayı turu yaptım.
Eu posso não ser um olheiro de basebol, mas acho que acabei de fazer um home-run.
Sadece bir beyzbol topuymuş.
Oh! É apenas uma bola de baseball.
Beyzbol metaforları kullanmayı seviyorsun.
Gostas de metáforas de basebol.
Central Florida Üniversitesi'ne prestijli bir beyzbol bursuyla girdikten sonra Koç Ray West Lakefield Lisesi'ne dönmeyi seçti. Bir koç, tarih öğretmeni ve her yönden bir ilham kaynağı olarak.
Depois de frequentar a Universidade da Florida Central, com uma bolsa de estado de basebol de prestígio, o treinador voltou para o Liceu West Lakefield como treinador, professor de História, sendo uma inspiração para todos.
Madem artık beyzbol oynamayacaksın o zaman bunlara da ihtiyacın olmayacaktır sanırım.
Se não vais jogar mais basebol suponho que não vás precisar disto.
Beyzbol topuyla vurulmak için mi?
Atingida por uma bola de beisebol.
Cuma günü Martha Murphy adında bir kadın öldü. Bir beyzbol topuyla vuruldu.
Na sexta-feira, uma mulher chamada Martha Murphy foi morta.
Birileri bu zavallı kadının beyzbol topuyla vurulacağını üç gün önceden biliyormuş.
Alguém previu que aquela mulher seria atingida por uma bola três dias antes de acontecer.
Belki de katil elinde beyzbol tabancasıyla burada, bu ağacın arkasında bekliyordu.
- Sim. Talvez o assassino estivesse à espera aqui, atrás das arvores, com uma arma de beisebol.
Beyzbol tabancası mı?
Arma de beisebol?
Peki senin beyzbol tabancalı katilin...
Então, como é que o assassino da arma de beisebol...
Ve diğer beyzbol topuna ne oldu?
O que aconteceu à outra bola de beisebol?
Beyzbol topuyla mı kendi kafatasını zedeledi?
Ela fracturou o próprio crânio com uma bola de beisebol?
Nagano liseler arası beyzbol turnuvasının 10. gününün özeti şu şeklide...
Aqui estamos recapitulando o dia 10 do High School Nagano torneio de beisebol, com Ueda High...
Şey... bu sanki büyük bir beyzbol takımı en iyi atıcısını kaybettiğinde birden herkesin savunmayla yer değiştirmek istemesi ve küçük topla oynamamasına benziyor.
Bom... é como... quando uma excelente equipa de basebol perde o seu batedor, de repente, todos jogam para o home run, e ninguém joga com inteligência.
Beyzbol benzeşmesi yapıyorsun?
Estás a usar uma analogia de basebol.
Eve dön, ve yarın, sana bir beyzbol topunu fırlatmayı öğreteceğim.
Vai mas é para casa e amanhã ensino-te a lançar uma bola.
Beyzbol taraftari, huh?
Fã de basebol, ah?
evet, yani, ikinizde beyzbol seviyorsunuz, Ikinizde muzik isindesiniz.
Sim, quer dizer, ambos gostam de basebol, vocês estão ambos no mundo da música.
Birine bir beyzbol topu göndermemiz gerekseydi, çok işe yarardı.
Isso é bem útil se quisermos enviar uma bola de baseball a alguém.
Piyanoyu bıraktım.Ve sonunda, beyzbol takımını da bıraktım.
Desisti do piano. E acabei por desistir da equipa de basebol.
Ben o çarka beyzbol sopasıyla vurmuştum.
E porque fizeste isso?
- Beyzbol ödüllerin nerede?
Onde estão todos os teus troféus de basebol?
Şu bir beyzbol topu mu?
É uma bola de beisebol?