English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ B ] / Bigwig

Bigwig tradutor Português

45 parallel translation
- Şef tavşanı görmek istiyoruz, Bigwig.
Queremos ver o Coelho-Chefe, Bigwig. Nós?
Bak Bigwig, daha önce hiç Şef tavşanla görüşmek istedim mi?
Olha, Bigwig, por acaso já pedi pra falar com o Coelho-Chefe antes?
- Geriye fazla kalmadınız değil mi?
Não sobraram muitos de vocês, não é? Bigwig?
- Bigwig? Görevde değil misin?
- Está de folga?
- Bigwig!
- "É tudo ruim!"
Bigwig yaralandı.
É o Bigwig.
Seni kurtardık Bigwig.
Ele conseguiu soltar, Bigwig.
- Bigwig Iütfen ölme.
- Por favor, não morra. - Não adianta.
- Bigwig'i ölüme terk ettiler.
- Eles deixaram Bigwig morrer. - Silver está certo.
Bigwig, bir fikrim var.
Bigwig, tive uma idéia. Veja se acha alguma minhoca.
Bigwig, ondan başka arkadaşın olmadığını söyledi.
Bigwig disse que não consegue ser amigo dele.
Sen bile onunla boy ölçüşemezsin Bigwig.
Acho que nem você poderia enfrentá-lo, Bigwig.
- Adım Bigwig. "Bigwig, efendim!" diyeceksin.
- Bigwig, senhor!
Şimdi git ve Bigwig'le görüş.
Converse com Bigwig.
Evet, ben git ve Bay Bigwig'le konuş.
Vou falar com o Sr. Bigwig!
- Bigwig kuş nerede.
- Bigwig, cadê o pássaro?
Bigwig, bu general!
- Bigwig, o general. O general!
Ama bitmeden bir yada ikisini bizimle götürebiliriz.
Levaremos um ou dois deles antes que acabe. Bigwig!
Seninle ben ilgileneceğim Bigwig.
Vou lidar com você pessoalmente, Bigwig.
- Başardın Bigwig, başardın.
Você conseguiu, Bigwig. Você conseguiu.
Sana güvendim Bigwig.
Confiei em você, Bigwig.
Bigwig mi yolladı seni?
Bigwig os mandou aqui?
Şefine Bigwig'e söyle, o ve Hyzenthlay... ve diğerleri geldiğimizde dışarıda bizi bekliyor olmazsa, oradaki herkesin gırtlağını parçalayacağım.
Diga a Bigwig que, se ele, Hyzanflay e outros não estiverem esperando... quando eu chegar, vou degolar todos que estiverem lá.
Bigwig, koşuculara ihtiyacım var.
Bigwig, preciso de corredores. Dandelion, Blackberry.
Bu peşinde olduğum şefleri Bigwig.
É do chefe Bigwig que estou atrás.
Burada büyük beyaz kuş yok Bigwig.
Não há pássaro branco aqui, Bigwig.
Büyük peruklulardan biriyle flört ediyorum.
Oh, eu estou a sair com uma das grandes figuras ( bigwig ).
- Neyle ilgili?
- É... - Bigwig!
- Bigwig? Ne istiyorlar?
- O que eles querem?
Bigwig!
Bigwig.
- Bigwig.
- Bigwig. - Senhor.
- Bigwig!
Bigwig!
Silver, Bigwig, burunlarınızla itin onu.
Silver, Bigwig, enfiem o focinho por baixo. Empurrem.
Bir sisin ortasındayım.
- Bigwig!
Bigwig, dinle.
Bigwig, ouça.
Bigwig, kazık çıktı.
Bigwig, a estaca foi arrancada.
Bigwig!
- Bigwig!
- Öldüğünü düşünmüştük.
- Bigwig!
Bigwig!
Bigwig!
- Holly, benim, Bigwig.
Holly, sou eu, Bigwig!
- Kimsin sen?
- Quem é você? - Meu nome é Bigwig.
Bigwig?
- Bigwig?
Bigwig'in arkadaşlarından biriyim.
Sou amigo de Bigwig.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]