Bikini tradutor Português
484 parallel translation
Yolculuk boyunca Ahab kamarasından hiç çıkmadı.
"Durante a viagem para Bikini, Ahab permanecia no seu camarote, sendo raramente visto.".
Bikini otele 520 frank borcunmu var?
Deves 520 francos ao Hotel Bikini?
"Bikini oteli ödemeden terket"
"Vou sair do hotel Bikini sem pagar".
"ltsy-Bitsy Bikini"?
"Itsy-Bitsy Bikini"?
Bikini giyip kumsalda beni aramaya çıkmıştı.
Pôs um fio dental e exibiu-se na praia para mim.
Hepsi bikini ipimdeki mumu berbat eden o Ukraynalı sürtük yüzünden.
Tudo porque esta cabra ucraniana arruinou a minha depilação na bainha do biquíni.
o benim akrabamdı, ve biliyorum ki parayı benim almamı isterdi bikini yağı almak ve perma yaptırmak için çocuklar :
Olhem, e se desligássemos os telefones e jogássemos Yahtzee?
kusmuk ve gözyaşı. Bikini yağı. kusmuk ve gözyaşı
Pai, não consegui encontrar o teu cinto, mas acho que, se a atarmos com este...
Bikini bölgesini ağda yapmanı da isteyebilirdi.
Ela poderia ter querido fazer a depilação às virilhas.
İlk defa, burada her şeyin güneş ve bikini olmadığını anladım.
É a primeira vez que reparo que não é só sol e bikinis. Devo-lhe uma desculpa.
Kumsalda'yı izleyelim. Tanga bikini giymiş üniversiteli kızları izlemeye itirazım olmaz.
Não me importava de ver umas universitárias em fio dental.
Otelin havuzunda Sports Illustrated'in bikini çekimleri vardı, tam havuzun yanında.
Estavam a tirar fotografias em fato de banho para o Sports Illustrated mesmo ali na piscina.
Çünkü onun sırtında, tam bikini hizasında gülücük dövmesi vardı.
Porque a Fraida tinha um rosto sorridente na parte de trás acima da marca do biquíni.
- bikini mankenliği, fizyoterapistlik...
modelo de biquini, massagista...
Ne yani bikini bölgemi boşuna mı traş ettim?
Quer dizer que me depilei por nada?
Küçücük mini mini miydi? - Sarı puantiyeli bikini? - Hayır!
Não esqueçamos que a comédia pode ser tão iconoclasta como o drama.
Bikini yarışması yapıyoruz ve sen kazandın.
Houve um concurso de biquínis, e tu ganhaste.
- Bu acil bir durum. - Bikini ağdası sırasında, Bayan Lieberman'ı rahatsız edemem.
Não interrompo a Sra. Lieberman durante a depilação vaginal dela.
Eğer yoksa, artan Noel mumlarından nasıl bikini cilası yapılacağını öğrenebilirim.
Senão, posso aprender a depilar as virilhas com restos de velas de Natal.
Yani bütün yolu Leopar desnli bir bikini giyen bir adam görmek için mi geldim
Arrastaste-me para aqui só para ver um tipo de tanga?
- Bikini bölgemden uzak dur.
- Fica longe da minha zona púbica.
Hayır, hayır. burada bir satın alma emrine bakıyorum diyorki, biz Riviera bikini ısmarladık çeşitli beden ve renklerde...
Não, não. Estou a ver uma ordem de compra onde consta a encomenda do biquíni Riviera em vários tamanhos e cores...
Bikini bölgeleriyle başlamadığımıza memnun musun?
Contente por não termos começado pelas faixas para bikini?
Bikini bölgeme ağda yapmayı unuttuğum için bir adam tarafından terkedilmiştim.
Uma vez um tipo acabou comigo, porque eu faltei a uma depilação das virilhas.
Eric, Bu bikiniyi yeni aldım, ama sanırım çok küçük.
Eric, comprei este novo bikini, mas parece-me pequeno demais.
Genelde krem şantili bikini tuzağına hep düşmüşümdür.
Costumo cair sempre na história do biquini de chantilly.
Bu çalan grup Bikini Kill ya da Raincoats değil. Ama fena da değiller.
Eles não são os Bikini Kill nem os The Raincoats, mas não são maus.
Şimdi özel bir haber ile bir cüce bikini ile
Aqui com uma reportagem especial está um anão de biquini.
Küçük bir bikiniyle günlerini geçirirdi önüne gelenle yatarak... ve kadın da bikini, hatta mini etek giydiğinde bile... buna karşı çıkıyordu.
Ele passava o dia com um biquíni mínimo, transando com tudo o que aparecia... E fazia um escândalo se ela usava biquíni ou minissaia.
Saçlarında rüzgar, bikinili kızların ıslığı...
O vento a bater-lhe no cabelo, miúdas em bikini a assobiarem...
Evet. Kadınlar bikinileriyle su kayağı yapıyorlar.
Sim, mulheres a fazer sky aquático de bikini.
Başka bir bikiniye ihtiyacım var.
Preciso de outro bikini.
- Bikini ve zukini.
- Bikini e zukini.
- Özellikle bikini bölgesinde çok iyi sonuç veriyor.
- Funciona particularmente bem na zona do biquini.
BENiM ODA ARKADASIM BLUE, EFENDiM, VE O LEOPAR DESENLi iC CAMASIRI GiYiYOR EFENDiM, BiKiNi SEKLiNDEKiLERDEN!
Eu divido o quarto com Blue, senhor... e notei que ele usa roupa interior diminuta, em imitição de pele de leopardo!
Bikini ağdası.
Cera de biquini.
Bikini.
É um fato de banho?
O bikini konusunda endişeliyim.
Esse fato de banho preocupa-me.
Kendi bikini dükkânımızı açmak için yeterli parayı kolayca toplarız.
Finalmente temos dinheiro para abrir nossa loja de biquínis.
Belki yeterince doğrarlarsa kendi bikini dükkânlarını açabilirler.
Talves se eles picarem o suficiente possam abrir aquela loja de biquínis...
Bikini üstü giyiyordu pullu bir kuyruğu, ve yapılmış saçları vardı.
Ela tinha vestido um tubo uma cauda com escamas e acho que tinha extensões no cabelo.
Los Angeles, kalıcı güneşin ve kalıcı bronzlaşma diyarı. Ve bu yüzden aynı zamanda korkunç bir bikini ağdasının diyarı.
LA, terra de sol e bronzeados perpétuos, o que também a torna a terra da depilação perpétua para biquini.
Los Angeles'ta ilk olarak ne yapmalıyım? İhtiyaç duyacağın ilk şey bir bikini ağdası. Evet!
A primeira coisa que precisas é de uma boa depilação.
Haydi, bikini teftişi.
Vá lá, inspecção de biquínis.
Ağdayı bikini hattına mı yapayım?
- Então, vai querer so a depilação das axilas? - Não.
Sanat departmanı hala bikini sayısının rengi konusunda kararını bekliyor.
E a gráfica precisa da tua decisão sobre as cores do número do biquini.
Nefes alabilmem için işe bikini üstü ya da açık tişörtler giymen gerekecek.
Terás de ir para o trabalho de soutien para que eu possa respirar.
İcki, buz gibi hava, bikini, sirim?
Mai Tais, relaxar, bikini, fio-dental?
SyIvia PIath okurum, Bikini KiII dinlerim ve soyafasulyesi yerim.
Eu leio Sylvia Plath, E oiço Bikini Kill e como tofu.
- Onlara bikini giydirip arabaları temizlettirebilir ve yıkattırabiliriz.
- E o que é que elas fazem? - Pomo-las em biquini, e elas aspiram e lavam os carros.
Bir de ona çok ince bikini giydirmiş, hiçbir yerini örtmüyor.
Ele também a faz usar esse fato de banho fino que cobre nada.