English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ B ] / Bisbee

Bisbee tradutor Português

55 parallel translation
Yolcularım Bisbee'ye gidiyor. Birkaç kilometre kaldı.
Os passageiros têm que estar em Bisbee, perto daqui.
Onu Bisbee'ye götür ve ilk arabayla geri yolla.
Levem-no para Bisbee e ponham-no na primeira diligência de regresso.
Bisbee'nin bu yakasında onları bırakırız.
Vamos soltá-los deste lado de Bisbee.
- Önce Bisbee'ye gidiyorum.
- Não, primeiro tenho que ir a Bisbee.
- Bisbee'ye.
- Bisbee.
Biz Bisbee'den geliyoruz.
Viemos agora de Bisbee.
- Bisbee'deki o adamlarmış.
- Eram os tipos que estavam em Bisbee.
- Bisbee'ye geri dönecek misin?
- Acha que vai voltar a Bisbee?
Bu olay Bisbee'de oldu.
Isto aconteceu em Bisbee.
Demiryolu hattının, bir ay içinde Bisbee'ye kadar uzamasını istiyorlar.
Os trilhos chegarão a Bisbee dentro de um mês.
Şu arabayı, Bayan Mims ile beni Bisbee'ye götürmesi için tuttum.
A Sra. Mims e eu alugámos a diligência para ir a Bisbee.
- Anladım. - Rintoon! Karşılaştığın herkesle böyle konuşmaya devam edersen, Bisbee'ye hiç varamayacağız.
- Rintoon, nunca chegaremos a Bisbee... se ficar na conversa com todo mundo que aparece.
Bisbee'ye vardığımızda kendinden bu kadar emin olma.
Não estará tão seguro quando chegarmos a Bisbee.
Rintoon sana söylüyorum... Hani Bisbee'ye varınca üzüleceğim dedin ya.
Rintoon, estou lhe dizendo... disse que eu me arrependeria quando chegássemos a Bisbee.
Biz Bisbee'ye gidiyoruz.
Íamos para Bisbee.
Bizim Bisbee'ye gideceğimizi çoktan anlamışlardır.
Eles deviam saber que íamos para Bisbee.
At sürüsünü yönettim. Bisbee'ye zamanında satışa yetiştirdim.
Passava cavalos pela fronteira, depois de domados, e os vendia em Bisbee.
Kuzeye yönelebilirsin, Billy'yi Bisbee'ye götür.
Podes girar para norte e levar o Billy para Bisbee.
# Bisbee'ye gidip onu beklememi istedi.
Pediu-me para eu ir para Bisbee e esperar por ele.
Kuzeye, Bisbee'ye yönelmediğinde anlamalıydım. - Başından beri Frank'ı istiyordun.
Devia ter calculado quando não te dirigiste para norte para Bisbee.
Kocamla acilen Bisbee'ye gitmemiz gerekiyor.
O meu marido e eu temos urgência em chegar a Bisbee.
Ben de sizinle Bisbee'ye geliyorum.
Irei convosco.
Orada evleneceğim.
Vou a Bisbee para casar.
Ben oradan Bisbee'ye devam edeceğim.
Lá troco de carro para Bisbee.
Bisbee'ye kadar bütün yolu yürümek zorunda kalsaydın da umurumda olmazdı ya.
Embora, sinceramente, não me incomoda nada... que tivesse que caminhar até Bisbee.
Karımla bazı işlerimizi halletmek için Bisbee'ye gidiyoruz.
A minha esposa e eu vamos a Bisbee tratar duns assuntos.
Delores, Rudolph E Aralık 1951'de kaybolduğu bildirildi. Bisbee Arizona'da.
Delores, Rudolph E, dado como desaparecido em Dezembro de 51, em Bisbee, no Arizona.
COCHlSE BÖLGE MAHKEMESİ... sen Frank Stillwell ve sen Pete Spence... 8 eylül 1881 akşamı... Tombstone, Bisbee arasında Sandy Bob posta arabasını soydunuz.
TRIBUNAL DO CONDADO DE COCHISE... que tu, Frank Stillwell, e tu, Pete Spence, na noite de 8 de Setembro de 1881, assaltaram a diligência Sandy Bob na estrada de Tombstone para Bisbee.
Bisbee'de onları yakalayınca neden haber göndermedin?
Por que não avisaste quando os encontraste em Bisbee?
ARİZONA Bisbee
ARIZONA Bisbee
"Bisbee" mi?
"Bisbee".
Bisbee'deki kızlara da biraz hava lazım.
As raparigas de Bisbee precisam de um pequeno encanto.
Pekala, öğlen Tucancary'de olur sonra da güneye doğru gideriz.
Muito bem. Chegamos a Tucumcari ao almoço, depois vamos para sul e estaremos em Bisbee à meia-noite.
Bisbee Arizona.
Em Bisbee, Arizona.
Çünkü birisi, Portland'da o uçağı kaçırdı ve kuzey batı bölgesinde uçaktan atladı. Ve olaydan iki gün sonra Arizona, Bisbee'da biri yakalandı.
Alguém desviou o avião em Portland, saltou no Pacific Northwest e foi preso dois dias depois, em Bisbee, Arizona.
Neredeyse çalıntı bir arabayla ortadan kayboluyordu ancak Bisbee'de bir kadına çarptı.
Foi ele que quase escapou num carro roubado mas atropelou uma mulher em Bisbee.
Atlı araba Bisbee'ye doğru gidiyor, patron.
A diligência vai a caminho de Bisbee, Chefe.
Atlarını Bisbee'ye giden yolda bırakacağız.
Podes encontrá-los na estrada para Bisbee.
Bisbee'ye doğru gidiyorlar gibiydi.
Parece que iam para Bisbee.
Ben Wade Bisbee'de.
- O Ben Wade em Bisbee.
Ben Wade Bisbee'de yakalandı.
Ben Wade. Capturado em Bisbee.
Bay Butterfield, Bisbee'deki işiniz bitti mi?
Sr. Butterfield, já está tudo tratado em Bisbee?
Bisbee üstünde yağmur bulutları var gibi görünüyor.
Parece que temos nuvens de chuva sobre Bisbee.
Bu Bisbee'de oldu.
Aconteceu a mesma coisa em Bisbee.
Onu Bisbee'ye götüreceğim.
Eu levo-o a Bisbee, Dan.
Silver City'de bir eşin olabilirdi. Veya Nogalesde. Veya Bisbee'de.
Tu tinhas uma esposa em Silver City, Nogales, perto de Bisbee.
Bisbee mi?
Bisbee? !
Everett, Bisbee'de bir eşim olsaydı senin haberin olmaz mıydı?
Everett, se eu tivesse uma esposa em Bisbee não achas que saberias?
Meksika'ya gitmiyoruz, Bisbee'e geri dönüyoruz.
Não vamos ao México, vamos regressar a Bisbee.
Selam kovboylar, Bisbee Salon'a hoş geldiniz.
Olá vaqueiros, bem-vindos ao "Salão do Bisbee".
Burada Bisbee'de olmaz.
Não aqui em Bisbee.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]