Biter tradutor Português
4,751 parallel translation
Biter.
Já era.
En geç bir buçuk saate kadar biter.
Segundo o responsável deve demorar cerca de hora e meia.
Bilirsiniz, genelde sonlar kötü biter.
É o que normalmente acontece.
Sonlar hep trajik bir aldanma ya da aldatmayla biter, öyle değil mi?
Parecem acabar sempre numa trágica trama de mentiras e traição, não é verdade?
Bu bir kez oldu mu, yargıtayda işi biter.
Quando isso acontece, o Supremo Tribunal é bem claro.
Hikaye hep aynı şekilde biter.
E a história acaba sempre da mesma forma.
Oğluma zarar verirsen seninle işimiz biter Miguel.
Se magoares o meu filho, o nosso acordo acaba, Miguel.
O yüzden ya ergenlik âyininiz ya da işiniz biter.
Não vamos ignorar! ou vocês.
Okul derneğinin entelektüel çevresindeki dallamaların 4 yıl süren partileri sınav biter bitmez unutulacak 300 yıllık romanları jet hızıyla okumak gibi şeyler için yılda 50 bin dolar. Bunların hepsi, bir kağıt parçası olmadan dünyada başarılı olamayacağımızı söyledikleri için.
Sao 50 mil por ano durante 4 anos de festas da fraternidade, nerds estupidos, ler livros de ha 300 anos atras que vao ser esquecidos no momento que o teste acaba, so porque foi dito que nao podemos ter sucesso
Beni öldürdüğünde bu iş Slade için biter.
Isto só acabara quando Slade matar-me.
Onu bulduktan sonra kusura bakma, benim işim biter.
Depois disso... Desculpa, não continuo.
Güneş patlamasından doğan güçlükler biter bitmez yine eskisi gibi olacaksın.
Ficas como novo, quando resolverem os danos da explosão solar.
Onu suçüstü yakaladığımızda, oyun biter.
E quando o caçarmos em flagrante o jogo acaba.
İş biter. Jaguar'ı nerede?
Negócio fechado.
Bu iş biter.
Acabou.
Bir kaç saate işim biter.
Vou estar livre daqui algumas horas.
Koruyucuların işi biter ve bu adamlar buraya gider.
O guardião é morto e estas bestas vão aqui.
İhtiyacım olan parayı aldığımda işim biter.
Quando tiver o dinheiro, estou fora.
- Yeniden müzik çalmana seviniyorum ama grupta olmak bir daha notlarını veya kararlarını etkilerse işin biter.
- Fico feliz por teres voltado a tocar, mas se essa banda afectar as tuas notas ou o teu juízo outra vez, acabou.
İşim biter bitmez oraya gelirim...
Sim, assim que me despachar vou aí ter.
- İş biter bitmez onu göndereceklerine söz verdiler.
Prometeram mandá-la de volta, assim que acabasse.
Dayanırız ancak işkence her zaman aynı sonuçla biter.
Resistir, mas acabas sempre da mesma maneira com tortura.
Programı size verdiğimde içindeki rolüm biter.
Uma vez que lhe dê o programa, o meu papel nele acaba.
Sanırım ameliyat biter bitmez,... bende hemen çıkar yeni evde sizinle buluşurum.
Acho que, no momento que a cirurgia terminar, eu simplesmente saio e encontro-me convosco na nova casa.
Karısı ölürse bu iş biter.
Se a mulher morrer, acabou.
Pekala, ameliyat biter bitmez, sizi ameliyat odasına çağırması için birini göndereceğim,... ve örneği size vereceğim.
Quando a cirurgia acabar, alguém a levará à sala de cirurgia, e entregá-la-ei.
- Kan örneklerini nasıl alacağım? - Pekala, ameliyat biter bitmez,... sizi ameliyat odasına çağırması için birini göndereceğim,... ve örneği size vereceğim.
Como é que eu faço para obter a amostra de sangue? e vou entregar-ta.
Aşk bir gün biter.
Não tens o tempo todo.
Senin için bunu yaparım, o kadar. Burada biter.
Faço isto por ti... e é só, acabou-se.
Bu iş bi kaç dakikaya biter.
Isto pode demorar um pouco.
Ben bitti dediğimde biter.
Só acaba quando eu o disser.
Ama seks biter bitmez o kavgayı yapacağız.
Mas assim que acabármos de fazer sexo, vamos ter esta discução!
Seçtiğimiz hayat ancak bir şekilde biter.
A vida que escolhemos só tem um fim possível.
Güvenlik kodlarını ne kadar çabuk verirsen bu da o kadar çabuk biter.
Quanto mais cedo me deres os códigos de segurança, masi sido isto poderá acabar.
Altı saatlik sürede bazılarının parası erkenden biter.
Nas seis horas de jogo, há quem fique cedo sem dinheiro.
Senin için bu kadar mühimse pastanedeki işim biter bitmez gönderirim.
Se significa assim tanto para ti, assim que sair da pastelaria, vou enviá-lo.
İşi biter bitmez hemen oraya gelecekmiş.
Mas assim que terminar, ele aparece aí.
Aşk tamamen mantıksızdır. Ama bu şekilde davranmak zorundayız yoksa kaybolup gideriz aşk da ölür ve insanlık da beraberinde biter.
O amor não faz sentido, mas temos de continuar a amar ou estamos perdidos e o amor está morto e a humanidade desaparece.
Bilirsin işte, ya ya sana döner ya da bu iş biter.
Sabes, espera até... Espera até terminarmos ou ser cancelado.
İşim biter bitmez, eve geleceğim.
Mal acabe aqui, irei directamente para casa.
Gidersen, ilişkimiz biter.
Se te fores embora, pões um fim à nossa relação.
O iş biter bitmez iki adam çatı kadına çıkar ve kasayı açmaya başlarlar.
Assim que acabam, juntam-se os dois na penthouse e começam a arrombar o cofre.
Emniyet müdürünün işi biter bitmez otopsinin tam kopyasını istiyorum.
Assim que o Comissário-adjunto assinar, quero uma cópia da autópsia.
- Bunu yaparsak ikimizin de kariyeri biter.
Fazes isso e as nossas carreiras acabam.
Yarın işe uzun yoldan gideriz olur biter.
Apanhamos o caminho mais longo para o trabalho amanhã.
Aksine şantaj nadiren mutlu sonla biter.
Já a chantagem raramente termina bem.
Ama teşkilat öğrenirse işim biter, bunu biliyorsun.
Mas se a Agência descobrir, estou acabado! Tu sabes.
Yakalanırsan işin biter.
Porque você já está morto.
Üzgünüm tatlım Ne zaman biter bilmiyorum.
Desculpa, querida, não sei quando.
Sen ve ben. Bu iş burada biter.
Você e eu... acabou.
- Yere gömme işlemi biter bitmez.
Assim que enterrarem o homem.