English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ B ] / Bones

Bones tradutor Português

2,483 parallel translation
Bones, neredesin?
Bones, onde raios estás?
Bones, nereye gidiyorsun?
Bones, aonde vais?
Ben kalıyorum ama, ben Bones'un Moppapachuey adalarına, ya da adı her neyse oraya gidip, insanlığa ışık tutmak istediğine eminim.
Eu vou ficar, mas tenho quase a certeza que a Bones vai voltar para as ilhas Moppapachuey, ou qualquer que seja o nome, para encontrar o elo perdido da humanidade.
- Bones, dinle bunun hakkında konuşmalıyız.
- É mais correcto. - Ouve, Bones, precisamos de conversar sobre isso.
Bence fazlasıyla umut edebilir. Bones, neden?
Penso que deva ficar muito esperançada.
Sen neden Bones'a öyle bakıyorsun?
Porque é que estás a olhar para Bones dessa maneira?
Peki, sanırım burada bir şeyler daha var, Bones.
Acho que há alguma coisa mais a acontecer entre eles, Bones.
Evine hoş geldin, Bones.
Bem vinda de volta, Bones.
Evet, neler olmuştur, Bones?
- É. O que temos aqui, Bones?
Hayır. Bones'la değil.
Não é a Bones.
Hala bunu nasıl alıştıra alıştıra söyleyeceğini öğrenemedin, değil mi Bones?
Ainda não aprendeste a moderar maneira de dar esta notícia, Bones?
Ne yani, gerçekten Bones'la aramda bir şeyler olabileceğini mi..... düşünüyorsun?
Achas mesmo que há alguma coisa entre... mim e a Bones?
Biliyorsun Bones, bu doğru değil.
Sabes isso, Bones.
Şunun güzelliğine bir bak, Bones.
Vê como isto é belo, Bones.
Dinle, Bones selam söylüyor.
Olha, a Bones manda-te um olá.
- Bunları daha önce konuştuk, Bones.
Não é a primeira vez que falamos disto, Bones.
Tabii. Sağol, Bones.
Obrigado, Bones.
Evet. - Bones, Bones.
- Bones, espera...
Hareketleri ve giyimleri eş aradıklarını ima ediyor.
O movimento dos corpos e a indumentária... sugerem que estão prontas para acasalar. - Bones, viemos procurar o Peppy.
- Evet Bones, anladım o kısmı.
Entendi, Bones.
Bones'a depoya bakması için izin vermiş oluyorsun.
O que significa que dá autorização à Bones para ver o armazém.
- Anladım Bones.
Já percebi, Bones.
- Bones?
Bones. Olha.
Bones. Yarın görüşürüz.
Até amanhã.
Bones'in üstünde çalışabileceği bir sürü kemik var.
Mais ossos para a Bones trabalhar.
Eğil, Bones.
Baixa-te, Bones.
Bones! Sakin ol!
Bones! Ei! Calma, calma!
Bones, iyi misin?
Bones, estás bem?
Bones sence, bir patates tüfeği ve bir fasulye silahı her inç karede aynı Fig Newton'ları üretebilir mi?
Ei, Bones, achas que uma arma de batatas e uma arma de feijões Podiam gerar os mesmos Fig Newtons por metro quadrado?
Ne söyleyeceğim biliyor musun, Bones?
Só estou a tropeçar.
Ne?
- Queres saber uma coisa, Bones?
Bones.
Bones.
Hadi ama Bones, gerçekten bu fotoğraflara bakmak zorunda mıyım?
E então, vou ter hipótese de ver as imagens?
Ama o 28 yaşında Bones.
- Que naNão pode ser, tem 28.
Yaşlı kadınlar ve genç erkekler arasında cinsel ilişki ayarlamak için yapılıyor. Biz de anladık, Bones.
São para mediar a relação de mulheres maduras e homens jovens.
Acele edin bayanlar!
- Entendi, Bones. - Rápido, damas!
Bones, Hunter Lang orada.
Bones, ali está o Hunter Lang.
Dinle, ben Bones'u bulacağım ve Nadia'yla konuşacağım.
Vou procurar a Bones e falar com a Nadia.
Bu bir yol Bones, yol.
Isso é conversa, Bones.
Bak, Bones.
Bones?
Bak Bones, bu da rendemiz olabilir mi?
Bones, este podia ser o nosso ralador?
Ne buldun, Bones?
- O que foi, Bones?
Hayatımın büyük bölümü şapkalara bir şeyler yazarak zayi oldu!
Desperdicei tanto tempo da minha vida a pôr coisas em bonés!
Genellikle beyzbol şapkası takarlardı.
Geralmente usam bonés de basebol.
Yani, bu sabah, iki şüpheli... beş değil... maske takıyorlar - beyzbol şapkası değil... bir bankayı otomatik silahlarla basıyorlar, not kullanmıyorlar, birini öldürüyorlar.
Então, esta manhã, dois suspeitos, não cinco, usando máscaras, não bonés de basebol, assaltaram um banco com armas automáticas. Não usaram bilhete, matam alguém.
Bones.
Bones...
Bones?
Obrigado, Bones.
Ben kadınım.
Sou uma mulher. Bones S06E04 - The Body And The Bounty -
Bones, bu ne şimdi, onun avukatı mı oldun?
Bones, o que estás a fazer?
Bones ameliyatın sıradan olduğunu söyledi.
A Bones disse que a operação era de rotina.
Bones, pardon.
É preciso uma chave para abrir a fechadura.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]