Brittany tradutor Português
459 parallel translation
Ek olarak, Cherbourg ve Brittany limanlarına da yakındı.
E ficava perto de Cherbourg e dos portos britânicos.
Brittany'nin batı ve güneyiyle, Mortain'in doğusuna doğru açılarak Argentan'a doğru hamle yaptı.
Dispersaram para Oeste e Sul em direcção à Bretanha, e a Este para Mortain e dirigiam-se para Argentan.
Brittany'ye ne zaman gelirsin, parti vereceğim de.
Quando o Stephen for a Bretanha, darei uma enorme festa.
Sir Stephen, tatil için "O" yu Brittany'ye götürdü,
Sir Stephen levou O a Bretanha para umas férias.
Bayan Ungermeyer? Brittany'nin sarımsak ve soya yememesine özen gösterir misiniz?
Vais tomar cuidado para que nada com alho ou soja esteja no que Brittany colocar na boca?
Bayan Ungermeyer, en azından bir...
Brittany, ela tem alergias.
Bu Brittany ve bugün onun doğum günü?
Esta é a Brittany e hoje é o seu aniversário?
Peki, doğum günün kutlu olsun, Brittany!
Bem, parabéns, Brittany!
Brittany, bu onur senin.
Brittany, faz as honras.
Sonra Brittany hakkında Endonezya'dan daha çok şey söyleyecek şeyim olduğunu farkettim. Ben de tezimi buradaki insanlar üzerine yaptım.
Há muito mais a dizer sobre a Bretanha que sobre a Indonésia... e decidi escrever minha tese sobre as pessoas daqui.
Brittany gelenek görenek konusunda zengindir. Bilir misin?
A Bretanha tem tradições bacanas, sabia?
Brittany'e karşı olan ilgim ortaya çıktı çünkü doğru zamandı.
Se me interessei pela Bretanha, é porque o momento era favorável.
Burada doğdum ama Brittany'i pek bilmiyorum.
Conheço pouco a Bretanha. Apesar de ter nascido aqui.
Karakterim, yani veri giriş elemanı Joseph'in iki küçük kızı var. Ashley ve Brittany.
A minha personagem, Joseph, o processador, tem duas filhas, a Ashley e a Brittany.
Ashley, Brittany'nin her yaptığının aynısını yapıyor.
A Ashley imita tudo o que a Brittany faz.
Birkaç yıl önce bütün erkeklerin adı Jason kızların da Britany'di.
Aqui há uns anos quase todos os rapazes se chamavam Jasão e as raparigas eram Brittany.
Yavaş yavaş dinlenme oranı arttı ve kısa bir süre sonra da ilk gerçek yarı ünlü bir yıldız ile canlı yayın yaptık. B film yıldızı Brittany Fairchild.
Pouco a pouco, as nossas audiências melhoraram, e pouco depois, consegui entrevistar a primeira celebridade semi-famosa, a estrela de filmes "B" Brittany Fairchild.
Brittany Fairchild'a teşekkür ederim, beni ve Fred'i ağırladığı için, bizi yeni filmine davet ettiği için.
Agradeço à Brittany Fairchild por me ter levado e ao Fred ao novo filme dela. Foi mesmo bom. Fred, o que achaste do filme?
Brittany Oswald, St Michael'da üçüncü sınıf öğrencisi.
Brittany Oswald, júnior de St.
Brittany Kaiser burada oturuyor, onu yatağa atabilmeyi çok isterdim.
Mas aqui mora a Brittany Kaiser, que eu gostava de comer.
Brittany ile beraber mezun olduk.
Fizemos o sétimo ano com a Brittany.
Selam, Brittany!
Dlá, Brittany!
- Hayır, gel Brittany'nin odasına çıkalım!
- Não, anda para o quarto da Brittany!
Brittany'nin iç çamaşırları, moruk.
A roupa interior da Brittany, meu.
- Brittany!
- Brittany!
Hayatta, Brittany Kaiser gibi yada başka bir hatun bulamayacağız.
Nunca vamos ter uma miúda como a Brittany Kaiser. - Du outra qualquer.
Brittany'nin annesinin edep yeri kılı!
Um pêlo da mãe da Brittany!
Brittany Podelle, Owen Stadeal'le öpüşüyordu ama çocuk Bara Williams ile çıkıyor.
Brittany Podelle estava a curtir com Owen Stadeal, mas ele anda com Bara Williams.
dün gece eve gelmedi. bu Brittany'ye göre bir şey değil, bana inanın.
Ela não voltou para casa ontem à noite, não é típico da Britney, acreditem.
işte, Brittany. neden masaya oturmuyorsun, tamam mı?
Aqui tens Britney, porque não te sentas à mesa?
pardon, Brittany?
Desculpa, Britney?
bu kadın Brittany Reynolds.
Não, tenho a certeza que esta mulher é a Britney Reynolds.
Brittany'nin bileceği sorular sordum.
Coisas que só a Britney soubesse.
Brittany'nin başına bu gelmiş olmalı.
Tem de ser o que aconteceu à Britney.
- Brittany Tyler?
- Brittany Tyler?
Tamam, Brittany burada, Brittany, hadi gel.
Brittany, podes vir.
- Brittany, merhaba de.
- Brittany, diz olá.
- İkimiz de Britanny e dokunduk.
- Ambos tocámos na Brittany.
Brittany? Brittany.
A Brittany?
Brittany.
Brittany.
Brittany'nin ağzına sarmısaklı veya soya fasülyeli herhangi birşey koymacağı garantisini verir misiniz?
Vais tomar cuidado para que nada com alho ou soja esteja no que Brittany colocar na boca?
Brittany, onun alerjisi vardır.
Brittany, ela tem alergias.
Hatta Brittany'de bile yok.
Nem em lugar algum na Bretanha.
Brittany van Horn..
A deliciosa Brittany van Horn.
- Brittany.
- em Paris.
Brittany'de bir ada.
É uma ilha, na Bretanha.
Hey, Brittany.
Olá Britney!
- Brittany?
Britney?
Brittany'nin dövmesi var, değil mi?
A Britney tinha uma tatuagem, certo?
Brittany?
Britney!
- Brittany, iyi misin?
Britney, estás bem?